ÖTEKİLEŞTİRME SIKINTISI…

ÖTEKİLEŞTİRME SIKINTISI… Kendi toplumuna FRANSIZ kalan zihniyetin temsilcileri bir kaç gün önce, Edremit ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunu temsili olarak kutlamışlar. EFE kıyafetinin içinde muhtemelen Müslüman olduğunu tahmin ettiğimiz gençler EGE havalarına kendini kaptırmış oynarken, çarşaflı ve zincire vurulmuş bir kızı güya DÜŞMAN’DAN kurtarıyorlar. Zincirle sarılmış çarşafı açınca kız beyaz DEKOLTE bir gecelikle neredeyse anadan üryan kalıyor. Devlet RİCALİ orada, bu temsili gösteriyi utanmadan izliyen halk neyi beğendiğinin şuursuzluğunda EL çırparak alkışlıyor. Soru şu: Burada DÜŞMAN kim ? DEKOLTE kıyafetli kız Yunan’mı yoksa Türk’mü ? neden zincirli çarşafa vurulmuş, kim vurmuş, kurtulan kim ? Eğer çarşafı zincirle bağlanmış kız müslümansa çarşaftan sıyrılıp, DEKOLTE geceliğiyle ortada kaldığına neden seviniyor. Eğer bu yapılan saçma sapan gösteri, bir ASIR sonra halâ İZMİR’DE Yunan askerini selamlayan beyaz dekolteli YUNAN kızını temsil ediyorsa, kendini TÜRK diye adlandıran Edremit’liler kimi alkışlıyor. Biz ne zaman Müslüman TÜRK toplumuna lâyık olduğu değerde anlamaya, anlatmaya çalışacağız…Merak ediyorum…

 

2.  ÖTEKİLEŞTİRME SIKINTISI… Yakın tarihe baktığımızda; Kurtuluş savaşının, 11. Ekim. 1922. Yılında bittiğini okuyoruz. Şu andaki sınırların tesbiti ise Hatay ili hariç, Lozan anlaşmasının imzalandığı tarih; 24. Temmuz. 1923. Yılıdır. Tabir caiz ise işte O tarihten itibaren *TÜRK’ÜN ATEŞLE İMTİHANI* başlamıştır. Şu andaki Müslüman TÜRK hanımlarının ve kızlarının giysileri ne yazık ki çoğunlukla,15 Mayıs 1919 günü Birinci Kordon boyunca sıralanıp Yunan ordusunu çiçeklerle karşılayan Rum kızlarının kılığına benzemektedir. Geçen yıllarda yapılan temsillerden birinde ise bir Müslüman TÜRK çocuğuna: *Samsun’a şeriatçılarla mücadele etmeye gidiyorum…* diye söyletilmişti… Tabii ki; Hiç kimse MÜSLÜMAN olmaya zorlanamaz. Bu hüküm Ayetlerle sabittir ANCAK, Müslüman olduğunu ifade eden birisi kendi kafasından islami hüküm koyma hakkına da sahip değildir. İslam dini belli bir kural, kaide, prensip, hükmi ölçüler içermektedir. Allahu Tealaya İMAN ettiğini ifade eden birey, İslam Şeriatının dışına çıkma lüksüne veya küfür batağına saplanma zilletine sahip değildir… Halkının çoğunluğunun Müslüman olduğu bilinen yerde ÖTEKİ olmak abesle iştiğaldir…

 

3.  ÖTEKİLEŞTİRME SIKINTISI… Müslüman TÜRK, bilir ki; İslamiyet, 1923. te veya. 1940. Yılında ya da 1961. Yılında nazil olmadı. Kaldı ki; bu yıllarda yaşayan tefsircilerimiz, Kadınlarımızın örtündükleri çarşaf’lardan, ferace’lerden, elbiselerinin üzerinden giydikleri giysiler olan Çar’lardan, Müslüman kadınları kötü gözlerden koruyan CİLBAB denilen dış giysilerinden bahsetmektedirler. Müslüman olduğunu söyleyen Anne ve Baba’nın, 15, 16, 17, 18. yaşındaki kızı günümüzde kalın çorap vari TAYT denilen giysilerle cadde ve sokaklarda utanmadan, sıkılmadan dolanıyorsa İSLAMİ edebi anlatmak ZOR gibi görünebilir ama bu bizim dinimizin sorunu değil O tür, yarı çıplak vâri giyinen kadın ya da kızın sorunudur. Peygamber Efendimizin (sav) kızı, Fatıma validemizi örnek alan ile Ebu Cehilin hanımı Ümmü Cemileyi örnek alan her devirde bulunmuştur…Cuzi irade birey’in uhdesine verilmiştir…Başkaları üzerine alınmasın TESETTÜR: Müslüman hanımın giysi şeklidir. Rabbimiz Ahzab Suresi ayet. 59. da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman DIŞ ÖRTÜLERİNİ üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir…***

 

4.  ÖTEKİLEŞTİRME SIKINTISI… Kardeşlerim, Bir ASIRDAN bu yana, bir türlü ötekileşmeyi aradan çıkaramadık. Tam birlik, bütünlük, vahdeti sağladık diye sevineceğimiz anda ayrılıkçı terör militanı birliğimize bomba atıyor. Din düşmanı bir yazar umulmadık çıkışıyla anarşi yayıyor. Muzır karikaturist çizgisiyle hayvanlardan aşağılara yuvarlanıyor. Hakim verdiği absürt bir kararla yargıya olan güven duygusunu sarsıyor. Devleti temsil eden savcı babası yaşındaki kişiyi evire çevire döven sanatçı müsvettesini aklayabiliyor. Doktor kendi özel konumunu unutup can çekişen komunizmi canlandırma telaşına düşüyor. Politikacı belediye başkanına ŞİRİN görünme çabasıyla saçmalama yarışını hızlandırıyor. Avukat ülkeyi uçurumun kenarına getiren anarşiste destek veriyor. Okyanus ötesi devlet ricalini akrabasından üstün tutan muhalif lider yaltaklanmayı siyaset yaptım sanıyor. Besleme gazeteci DOLAR kokusu kimden gelirse O kapının eşiğine çöküyor. Milliyetçi, mukaddesatçıyım diye ortada dolanan Riya mahsulü TERÖR örgütü liderinin hapisteki günlerini sayıyor… Velhasılı kelâm Müslüman MİNTANI giymiş şeytanın askerleri umudumuzu yaralasa da; Doğru bildiğimiz inancımıza sımsıkı bağlılığımızı devam ettireceğiz…Allahın izniyle…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.