Dilimizi Tutabilsek

Bu günkü hutbe mevzuumuz, Peygamber efendimiz, sahabesi ve iyilerle dost olmak üzerinde olacaktır inşaallah. Rabbimiz Nisa suresi ayet.144. te mealen şöyle buyurmaktadır:*** Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?***

Muhterem müslümanlar, degerli kardeşlerim:
Bizler mutlak surette dinimizle ilgili her hususu peygamber efendimiz ve onun arkadaşları olan sahabesi, sonra onlara ulaşan tabiin ve daha sonra tebei tabiin başta olmal üzere zamanımıza kadar bu ilmi gerçekleri ulaştıran güzide islam alimlerinden aldık.Ashabı kiram allah hepsinden razı olsun olayları en ince detaylarına kadar peygamber efendimizden sorup ögrenip kendinden sonrakilere ulaştırmasa bizler dinimizi nasıl ve ne şekilde ögrenecektik düşünmek gerek.

Bu hassasiyetlerden birisi şöyle:Tebuk Gavzesi’ne giderken Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)’in yanına Mûaz İbni Cebel (r.a.) yaklaştı. Efendimizle beraber yürüyorlardı. Mûaz (r.a.), Efendimiz (s.a.v.)’e kemal-i edeble şu arzusunu arzetti:Ya Rasülallah! Bana, beni Cennete girdirecek ve cehennemden uzaklaşmamı sağlayacak bir amel öğret; dedi.Peygamberimiz Efendimiz, Mûaz’ın bu isteğine şu cevabı verdi.Ya Mûaz! Çok büyük bir şey istedin. Böyle de olsa, bu, Allah’ın kolay kıldığı kişi için çok kolaydır. Şimdi beni iyi dinle:Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk edersin… Namazı dosdoğru kılarsın.Zekâtı verirsin.Ramazan orucunu tutarsın.Kâbe’yi haccedersin“ buyurdu.Peygamberimiz (s.a.v.) bundan sonra sözlerine şunları da ilâve etti.Ya Mûaz! Dikkat et. Şimdi sana seni cennete ulaştıracak hayır kapılarını haber vereceğim:Oruç kalkandır.Sadaka,suyun ateşi söndürmesi gibi günahın azabını ve ızdırabını söndürür.Kişinin gece yarısı kıldığı namaz da günahı söndürür.

Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) sözüne ara vermeden Secde Sûresi’nin 16-17’nci ayetlerini okudu.Rabbimiz bu ayetlerde mealen şöyle buyurmaktadır:***Büyüklük taslamadan Rablerini hamd ile tesbih edenler (kulluk vazifelerini yerine getirenler), çok ibâdet etmelerinden dolayı vücutları yataklardan uzak kalanlar, Rablerine korku ve ümit ile duâ edenler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler inanırlar.Hiçbir kimse, onlar için dünyada yaptıklarının karşılığı olarak saklanmış, memnun edici nimetlerin ne olduğunu bilemez…***Müteakıben Efendimiz aleyhisselât-u vesselâm Mûaz (r.a.)’a şöyle buyurdu:Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve doruk noktasını bildireyim mi?Mûaz (r.a.):Evet, bildiriniz Ya Rasûlellah,“ dedim diyor.Efendimiz buyurdu ki:İşin başı İslâm,Direği namaz,Doruğu cihadtır.“Sonra:Sana bunların da can damarını bildireyim mi?“ dedi.Ben yine:Evet bildir ey Allah’ın Rasûlü!‘ dedim.Peygamberimiz dilini tuttu ve:Şunu koru“ buyurdu.

Ben:Ya Rasûlallah! Bizler konuştuklarımızın hesabını verecek miyiz?“ dedim.Cevaben:İnsanları cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ürettikleridir“ buyurdu.Muhterem Müslümanlar, degerli kardeşlerim:uzun hadisi şerif bir büyük boy kitap okumuş gibi bizleri ilimle, bilgiyle ve egitimle, ögretimle donatmaktadır.Bu hadisin ışıgı altında bizler her türlü olumsuzlukları, Günümüzde de Müslümanlar arasında var olan vefasızlıkları, bizleri birbirimizden koparan, uzaklaştıran sebepleri dikkate almak mecburiyetindeyiz.Verecegimiz örnekler çok ta olsa bizler kısaca diyebilirizki; boşuboşuna yapılan dedikodula ve Gevezelikler bizlerin zararına olan olumsuzluklardır.Malayani boşu boşuna ve Sorumsuzca söylenen sözler,insanlar üzerinde çok büyük tahripler yapmaktadır kaçınmamız kendi iyiligimiz içindir.

Nasıl ve hangi yoldan gelirse gelsin olumsuz propagandalar fert ve toplum birimlerini Yanıltma çabaları ileride hesabını veremeyecegimiz sorumsuzluklardı şiddetle kaçınmamız şarttır.Boşu boşuna söylenen sözler, malayani diye ifade edilen faydasız laflar, dedikodu, gıybet, iftira türüne varan büyük günah çeşitleri ve lüzumsuz Gevezelikler her zaman başa belâ olmuştur. Baş belası olan bu olumsuzluklardan en kısa süre içerisinde kurtulmanın çaresini aramak müslüman olarak hepimizin vazifesi olmalıdır inancındayız.

Tirmizi de rivayeti ulaştırılan bir hadisle hutbemizi son verelim inşaallah: Ebu Sa’idi’l-Hudri radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’dan anlatıyor: **Ademoğlu sabaha erdimi, bütün azaları, dile gelip- temenna edip: „Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikâmette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!“ derler….**Cenabı hak bizleri elinden, dilinden ve kalbinden sadece güzellikler geçen kulları içerisine dahil eder inşaallah. Ya rabbi bizi bize koyma sen hakkımızda hayırlı olanı nasip eyle, bizleri ayagı kayanlardan eyleme sen her şeye kadirsin Allahım…

SERMEDKADİR

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.