Muhterem kardeşlerim
İslam Dininin güzelligine talip olanlara ne mutlu diyerek hutbeme başlamak istiyorum. Dinimizde, itikat ve inancımızda kendi nefsini olgunlaştırdıktan sonra başkalarını, Allahın dinine davet eden kimseden daha güzel sözlü ve daha yüksek mertebeli bir şahıs yoktur. Bu gibi insanlar Cemaat içerisinde, toplantılarda, sohbetler içinde söz ve güzel konuşmanın yapılabildigi her platformda, kürsü ve minberlerde iman, ve inançlarını daima en yüksek seviyede tutarlar. Fikir ve düşüncelerini serdettikleri her yerde Allahın kitabını hakem kılmayı talep eder, İslam dininin göstermiş oldugu o sıratı müstakim dedigimiz dosdogru yolda yürümeyi tavsiye ederler…
İslam Dini dogru ve selim aklın , mantıgın da muvaffak ettigi en güzel yolun taa kendisidir aslında. İslam yaratılmışlar için alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş en küzel kanunlar manzumesi hiç degişmeyen ve degiştirilmeyecek olan mutlak manada bir yasa dır. Bu kanun ve yasa lara talip olan Müslüman cemaat mensupları tabiidirki elbette başkalarından daha güzel ve tatlı sözlüdürler. Müslümanlar Allah yoluna davete engel olan kimselerle tabiidirki kesinlikle mukayese edilemez.
Allah yoluna davet etmeyen, çagırmayan diger kimselerin söz, davranış ve hareketlerinde tabiidirki hayır ve güzellik olamaz, emel, arzu ve isteklerinde de bereketten eser yoktur. Allah yoluna davet eden kimselerin amelleri elbette salih amel ve güzel davranışlar, sözler olacaktır. Lakin bu kimselerin amelleri ile sözleri birbirine uygun olmalıdır. Müslüman en başta sahtekarlık yapamaz onun içi ve dışı arasında uyum saglamış olması gerekmektedir. Müslüman her zaman Allah Tealanın gözetim ve denetiminde oldugunu düşünerek Allahtan korkmasını bilecektir…
Sözün, anlatımların, Tavsiye ve vaazların pek tesir etmedigi bir zaman diliminde yaşıyoruz. Lakin bu olumsuz tavırlara karşı yapacagımız hareket yine aynı dogrultuda İslam dininin iyilik, güzellik, müsbet tavır, salih amel ve imanında, itikadında yaşantısının her anında dogru ve dürüstlükten korkmaması, haramlardan kaçınması ve helallere sımsıkı sarılmasını milyon defada olsa bu telkin ve tavsiyeleri gündemde tutacagız ve bu güzellikleri anlatma gayreti içerisinde olacagız. Olaya bu çerçeveden baktıgımızda Alimlerimizin, vaizlerimizin, egitim ve ögretim işlerini yüklenenlerimizin Kuran ehli, takva ehli kimseler olmaları, hal, hareket, davranış ve tarzlarıyla bütün Müslümanlar tarafından örnek alınabilecek ideal şahsiyetler olması gerekmektedir…
Bu bilen insanlara uyan insanlarda iftiharla ve açıkça Ben Müslümanlardanım, Müslüman cemaatın mensubuyum diyebilmelidirler. İnanıyoruz ki yegane, tek kurtuluş İslamın yaşanmasında ve İslam dininin emir ve yasaklarına sahip çıkılmasındadır. Allah yoluna davet etmek, amellerin en güzeli ve en faziletlisidir. Allah yoluna davet eden kimsenin söz ve amel bakımından güzel, içi ile dışının da temiz olması gerekir. Bu kişi sahip oldugunu söyledigi o iman ve itikada layık olmalı ben Müslümanlardanım demeli ve hayatını yaşantısını da bu sözünün dogrultusunda devam ettirmelidir.
Kalbi geniş, huyu yumuşak her hangi bir kötülüge iyilikle mukabele eden bir yapının adamı olmalıdır. Yani düşman üretme çiftligi gibi degil Dostluk ve Kardeşligin kaynaştıgı yer inşa etmeye çalışmalıdır. Allah bizleri Müslüman Cemaatının içerisinden ayırmasın her iki Dünyada da Müslümanlara arkadaş ve dost kılsın. Cenabı hak bizleri sevdiklerimizle beraber kaldırsın. Rabbimiz Rad Suresi.Ayet.11.de mealen şöyle buyuruyor:*** Şüphesiz bir kavim kendini degiştirmedikçe Allah ta onları degiştirmez. Ve Allah bir kavmin fenalıgını dileyince artık onun önüne geçilmez. Allahtan başka onları koruyacak birisi de bulunmaz…***
SERMEDKADİR