Muhterem Müslümanlar!
Konumuza Tevbe suresinin 29’uncu ayetiyle başlamak istiyorum.Bu ayette Rabbimiz mealen şöyle buyuruyor: Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Peygamberinin haram ettiğini haram tanımayan ve hak dinini din edinmeyenlere küçülmüş oldukları halde kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın… Dünya, ahiret,insan ve temizlik. Muhterem kardeşlerim bilinmelidirki;Yeryüzünde en büyük kötülük,şer,musibet Allah’a ve ahiret gününe inanmamaktır.
Allah (CC) sapıkları anlatırken bu sapıklıklarının nereden kaynaklandığını işte bu ayatte biz inananlara anlatıyor.Yeryüzündeki mahlukatın içinde insanın yeri neresidir? Bunu Kur’ân’ı Kerîm açıkca beyan ediyor.İnsan yeryüzüne yemek, içmek ve cinsel arzularını tatmin etmek için geldiğini zannederse o zaman hayvandan farkı kalmaz bu hususu defalarca tekrarlıyoruz yine beyan edelim.Evet İnsanın yeri neresi?Bu mesele küçük yaşlardan itibaren insana öğretilmelidir.
İnsan bu terbiye ile büyütülecek. İşte o zaman arzu edilen nesil meydana gelir inancındayız. Bunlar öğretilmezse yeryüzünde huzursuzluk kaynağı olan bir toplum oluşur. Sıkıntıların ardı arkası gelmez.Yeryüzünün dış görünüşüyle meşgul olmak huzursuzluk sebebidir.İnsanın gözle görülen tarafı var, bir de gözle görülmeyen tarafı var.Gözle görülen taraf: El, ayak, göz, kulak gibi bütün azaları… ve bunların ihtiyaçlarıdır.Gözle görülmeyen tarafı ise: Ruhudur.
Ruh bedenden çıktıktan sonra etimiz, kemiğimiz, gözümüz, kulağımız yığılıp kalıyor; tabir caiz ise hiçbir işe yaramıyor. Bir mânâ ifade etmiyor.teknolojide ilerlemiş olan insanlık dünya ile alâkalı meselelerini halletmişler.Sanayileşmişler.Âletler icat etmişler. Alt yapıyı, eşyayı bir bakıma çözümlemişler. Ancak, insanın ruh yapısını tümüyle ihmal etmişler. Dünyanın dış cephesini imar etmişler.Ahiret cephesini ihmal ederek hayatlarını mahvetmişler.Beden, ruh çıktıktan sonra bir mânâ ifade etmiyor. Bunun gibi dünyanın ruhu da ahirettir.
Ahireti dikkate almaz isek dünyamız bir mânâ ifade etmez. Dünyanın mutluluğu, saadeti ahiret imanıyla tecelli eder.Farzımuhal Ahireti kaldırdığımız zaman dünyanın hali ruhu çıkmış bir cesede benzer.Cesedi ortada bırakırsak kokacagı aşikardır.Farzımuhal Ahireti ortadan kaldırırsak dünyamız kokar, çekilmez hale gelir.Günümüzde „Dünya kirlendi; çevre kirlendi“diyoruz.Çevreyi kirleten insandır.İnsanı kirleten dinsizlik, imansızlık ve imansızlar gibi yaşamaktır inancındayız.Ahirete inanan insan, önce kendi üzerinde tasarrufu dikkate alır. Önce kendisini temizler.
Ahirete iman eden, günde beş defa abdest alan, hadesten, necasetten temizlenen insan, çevreyi kirletmez. Çevre temizliği itikatla, imanla, abdestle namazla, gusül ile başlar. Bunları yapmayan kişi çevreyi temizleyemez kanaatindeyiz. Çevre temizliği iman ile başlar. Suyu kirletirsek temizlik yapmamız imkansızlaşacaktır. Bu da çevre ile alâkalıdır. Çevreyi itikadı bozuk; dünyaya düşkün, eğlenceye düşkün insanlar kirletiyorlar.Dinden, imandan uzak yetiştirmenin cezasıdır bizim çektiklerimiz.
Fatih Sultan Mehmet’in birkaç vasiyetnamesi, kanunnamesi ve kararnamesi var. Bunlardan bir tanesi İstanbul’daki Haliç ile alakalı. Orada diyor ki:“Zinhar Haliç’in her iki yamacında davar, sığır otlatılmasın. Çünkü bu hayvanlar dışkılarını geldiği yerde atarlar. Yağmur ile bu pislikler Haliç’e akar; bu da Haliç’i pisletir.“Görüyor musunuz idareciyi? Fatih, abdest alıp namaz kılıyordu. Abdest alıp namaz kılmayan idarecilerin ülkemizi, çevremizi, nasıl bozduklarını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Şunu demek istiyoruz: Ahirete iman etmeyenler dünyayı kokutur,kirletir etrafındakire de zarar verirler.Velhasılı huzurlu bir hayat imandan, ruh yapısından, vicdanî hayatından geçer. Bu gerçeği kimse gözardı etmeyelim inşaallah. Bir hadis mealiyle hutbemizi tamamlıyalım inşaallah: EbÛ Musa’dan Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim:“Kim bir iyilik yapar ve bu hareketi kendisini sevindirirse, günah işler ve bu da onu üzerse, işte bu kişi mü’mindir.Cenabı hak bizleri dini degerlerine sımsıkı baglanan kullarından eylesin.İman nurundan ayırmasın.ala inne
Sermedkadir