Rabbimiz ali İmran suresi. Ayet. 114.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onlar, Allah’a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır…*** Kardeşlerim son zamanlarda bilhassa dilimizi o kadar kısıtlı kelimelerle kullanıyoruzki,di hususunda iyice fakirleştik denilebilir. Unutmaya yüz tuttugumuz kelimelerden biriside ülfettir. Ülfet mana olarak: Konuşma, dostluk, arkadaşlık, cana yakın olma; „münasip kimselerle güzel bir şekilde görüşüp konuşma“ anlamında bir terim. insanlar toplum içinde yaşadıkları için birbiriyle tanışıp görüşmeye, iyi geçinmeye mecburdurlar. Sosyal yaşantısı derli toplu oplmayan insanlar bir gün gelir yalnız kalmaya mahkum olurlar,sizler bunu köşelerine çekilmek tabiriyle yumuşatabilirsiniz. Müslümanlar cemaat olmak zorundadırlar yani inanan insanların birlikteligi onlara güç, kuvvet ve dirlik, düzenlik verir. Onun için diyoruzki hiç bir şey yapamasakta Rabbimiz bizleri Müslüman toplumunun içinden ayırmasın, müslüman cemaatından koparmasın.Rabbimiz gönül gözlerimizi karartmasın…Amin…
2. Rabbimiz Hucurat suresi ayet.4.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O’dur. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır…*** Kardeşlerim, Ülfetin karşıtı uzlet’tir. Uzlet, insanlardan uzaklaşmak, bir köşeye çekilip kendi başına yaşamak demektir. Uzlet insan yaratılışına tabiiki İslam inancına düşer. Allah Teâlâ bizi, birbirimizle görüşüp tanışmak için yaratmıştır. Şu halde, geçerli dinî bir sebep olmadan inanların toplumun dışında yaşamak istemeleri doğru değildir. Toplumun içinde, fakat, onlarla hoşça geçinerek hayatlarını sürdürmeleri dinî ve ahlâkî bakımdan daha uygundur. Peygamber Efendimiz (sav) hiç bir zaman insanlardan kaçmamış, tam aksine onların içine girmiş, beraber yaşamış ve kendileri ile en güzel şekilde münasebetler kurmuştur. Katiyetle inanıyoruzki; Allah Teâlâ müminlerin kalplerini birleştirmiş, onların gönlüne dostluk ve ülfet doldurmuştur. Bunun devam ettirilmesi Müslümanların görevidir. Peygamberimiz bir hadisinde mealen şöyle buyurmuşlardır: ** Mümin ülfet eden ve kendisi i!e ülfet edilendir. Ülfet etmeyen ve kendisi ile ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur. İnsanların en hayırlısı insanlara yararlı olanıdır… (Ahmed b. Hanbel)** Cenabı hak bizleri dostlugun, kardeşligin, arkadaşlıgın kadir ve kıymetini bilenlerden eylesin…Amin…
3. Cenabı hak Enfal suresi ayet. 62-63.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz Allah sana kâfidir. Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalplerini uzlaştıran O’dur. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarf etsen bile, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın, ama Allah onları uzlaştırdı. Doğrusu O, güçlüdür, hakîmdir…*** Kardeşlerim, Bir kaç aydır suriyede yaşananlara bakıyoruzda sanki insanlıgın bittigi anı yaşıyor gibiyiz. Aynı dili konuşan, aynı ülkenin insanları silahı ellerine alınca acımasız bir cani olabiliyor. Hiç acımadan yüzlerce insanı çekip vuruyorlar. Allah korkusu, din,iman ve mukaddesat yoklugu insanları bu derece vahşileştirebiliyor. İnanıyoruzki, Başkalarını sevmeyenlerin onlarla ülfet etmesi mümkün değildir. Çünkü sevgiden yoksun gönüller başkaları ile konuşup görüşmek, dostluk kurmak istemezler, Kendi süfli çıkar ve otoritelerinin devamı için düşmanlıgı körüklerler. Kendi halkını düşman bilip ezmek için fırsat kollar ve hileli yolları tutarlar. Lakin libya liderininin yaşadıkları gibi kaçacak bir ülke bulma zilletindende kurtulamazlar. Dünyaları zindan, ahiretleri ise allah bilir hüsran olur. Allah celle şanuhu bizleri merhametsiz, sevgisiz, nefret, kin sahibi ve insanlıktan yoksun olanlara fırsat vermesin…amin…
4. Rabbimiz İsra suresi ayet.28.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle…*** Kardeşlerim, Aslında ülfet, Allah Teâlâ’nın kullarına bağışladığı büyük bir nimettir. Bu nimetin Allah Teâlâ’nın kadrini bilmeli, hakkını vermelidir. Zira, bu nimetten mahrum olanlar uzlete çekilmek, diğer insanlardan uzaklaşmak, yalnız ve sıkıntılı bir hayat geçirmek zorunda kalırlar. Bu da insan tabiatına ters düşer. Halbuki ülfet insanları birbirine yaklaştırır, düşmanlıkları yok eder, dostlukların doğmasına vesile olur, düzenli işleyen bir cemiyet hayatının doğmasını mümkün kılar. Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyuruyor: ** Müşriklerle oturmayın, onlarla bir araya gelmeyin! Kim onlarla oturur ve onlarla seve seve birlikte olursa, onlardandır.“(Semûre ra. Tirmizî)** Dostluga, kardeşlige, samimiyete insanları sevmeye ve cemaat yaşantısını içine sindirenlere, gönül gözünü Rabbinin emirleri dogrultusunda açık tutanlara, kin ve nefreti kalbinden, gönlünden, sinesinden atanlara, insanlara karşı mütevazi, sevecen ve ölçülü davrananlara ne mutlu, Allah böylelerinin adedini artırsın, her zaman yollarını ve bahtlarını açık eylesin…Amin…
Sermedkadir