Muhterm müslümanlar.
Hiç şüphesiz, Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.), son din de O’nun tebliğ ettiği İslâm’dır. Bu dinin vahyedildiği Kitab da Kur’ân-ı Kerim’dir.Bizler, son Peygamberin ümmeti, son dinin mensubu, son kitabın da inanıcılarıyız. Bunlara inanıp tasdik ettigimizden dolayı da adımız Müslüman dır elhamdulillah.
Peygamber Efendimizi (sav) öncelikle Kur’ân-ı Kerim ayetleriyle bizlere tanıtıyor. O’nu tanımamız gerektiği için tanıtıyor. En doğru şekilde, O’nu tanıyacağız. O’nu tanıyamazsak olması gereken mânâda iman etmiş olmayız, itibar ve değerimiz olmaz. O, nasıl yaşadı ise Allah (c.c) bizden öyle bir hayat tarzı oluşturmamızı istiyor.
Peygamber efendimizin (sav) aile hayatını öğrenmek için O’nun nasıl bir aile reisi, nasıl bir koca, nasıl bir baba, sosyal ve beşeri ilişkilerinin nasıl olduğunu bilmemiz lâzım. O’nu tanıyacağız, tanıdığımız gibi yaşayacağız ki, mutlu olabilelim. Günümüzde aile fâcialarının tamamı Hz.Muhammed’i tanımamanın, O’nun tarzını tarz edinememenin sonucudur inancındayız.Peygamber Efendimizin (sav) nasıl bir koca olduğuna baktığımız zaman, O’nun gibi bir koca olma gayreti içinde çok şeyler öğreniriz.
Peygamberimiz evinde zamanının:Bir kısmını ibâdete,Bir kısmını ailesine, Diğer bir kısmını da kendisine olmak üzere 3’e ayırırdı. Efendimiz, insanlara bildiğini anlatacak ilk kişilerin aile fertleri olduğunu göstermiştir. O, kendisine gelen heyetlere: “Ailenize dönün, burada öğrendiklerinizi onlarla paylaşın…” derdi. Efendimizin bu yönünden en çok Aişe validemiz faydalanmıştır. Hatice validemiz ile beraberliğinde göze çarpan en önemli nokta:Dostluk ve Arkadaşlıktır.Hatice validemizin vefat ettiği yılın Peygamberimizin en çok üzüldüğü yıl “Hüzün yılı” olarak anıldığını biliyoruz.
Peygamber efendimiz (sav) Veda hutbesinde: “Ey insanlar! Sizin kadınlar üzerinde bir takım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza özen göstermelidir. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranınız.Eşlerinize şefkatle muamele ediniz…”buyurmuştur. Peygamberimiz hanımlarının: Hem hocası ve aynı zamanda kocası idi. Evi ilim yuvasıydı. O ilim merkezinin hocası Efendimiz, talebeleri de hanımları ve çocuklarıydı.O, hanımlarıyla:Şaka yapmıştır.Koşu yapmıştır. Onlara espri yapmıştır. Onları gece namazına kaldırmıştır. Evde hanımlarına yardım etmiştir.Hanımlarıyla daima istişare ederekte bizlere bu konudada örnek ve önder oldugunu göstermiştir.
Peygamber efendimiz (sav) Mealen şöyle buyurmaktadır:**Bir kimse eşine kin beslemesin, onun bir huyunu beğenmezse, başka huyunu beğenir…**Mü’minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlâkça en güzel olanı ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır” ifadesi bugün çok daha iyi anlaşılmaktdadır. O, hanımlara iyi davranmayı iyi Müslüman olmanın şartı saymıştır. Çünkü insanın hayatta en yakın olduğu kişi hanımıdır.Peygamber efendimiz (sav) bilindigi gibi hanımlarıyla: Sohbet ederdi. Onlara asla vurmadı.Hakaret etmedi. Her zaman olgunlukla yaklaştı. Eşlerinin Maddi-manevi ihtiyaçlarını giderdi. Evlenirken mihirlerini verdi. Düğünlerinde velime (yemek) verdi.Hanımın ağzına konan lokmanın sevap olduğunu söylerdi.
İnsanlar zihinlerinde kimleri canlandırıyorlar, zihinlerinde kimler örnek olarak teşekkül ediyorsa, onlara benzemeye çalışacaklardır. Bizi Yaratan’ın bizden istediğini en doğru şekilde yapabilmek için O’nun elçisini adım adım izlemekten başka çâremiz yoktur. Ve Mutluluğumuz da buna bağlıdır diye inanıyoruz.
Rabbimiz Rum suresi.ayet 21.de mealen şöyle buyurmaktadır:***İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacagınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, onun varlıgının belgelerindendir. Bunlarda,düşünen toplum için dersler vardır…*** Cenabı hak bizlerin firasetini ve tefekkürünü artırsın…Amin.
SERMEDKADİR