Zekat İbadeti

Muhterem müslümanlar.
Zekât, ibadetlerin en büyüklerinden ve İslâm’ın beş temel şartından biridir. Zekât, ALLAH Teâlâ’nın Müslüman zenginlere seneden seneye mallarının kırkta birini Müslüman fakirlere vermelerini emrettiği yıllık mali bir ibadettir. Namaz, bedenen yapıldığı gibi, zekât da mal ile yapılan bir ibadettir ve adeta namazın ikiz kardeşi gibidir.

Kur’an-ı Kerim’de tam sekseniki yerde namaz ile zekât beraber zikredilmişlerdir. Bunun sebebi, namazla zekât arasında kuvvetli bir bağın oluşudur. Namaz, İslâm’ın direğidir. Namazı terkeden dininin direğini yıkmış olur. Zekât ise Ebu Derda (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin ifadesiyle:“İslâm’ın köprüsüdür.“ ( Taberanî) Bu köprüden geçmeyen kurtuluşa eremez. Toplum hayatının huzur ve saadeti için çok büyük önem taşımaktadır.

Zekât hicretin ikinci yılında Ramazan orucundan evvel farz kılınmıştır. Zarurat-ı diniyyeden sayılı, muhkem bir farizadır. Farziyeti: Kitap, sünnet ve icma-ı ümmetle sabittir. Bu hususta Cenab-ı Hak şöyle buyurur:“Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz ve Resûlullah’a itaat ediniz ki ilahi rahmete kavuşturulasınız.) ( Nûr Sûresi: 56 )Abdullah b. Ömer (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:“İslâm beş temel esas üzerine kurulmuştur: ALLAH Teâlâ’dan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in ALLAH Teâlâ’nın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacc etmek ve Ramazan orucunu tutmak.“

Hakiki Müslüman olabilmek için işbu beş temel esası yapmak zaruridir ( Buhari ) Görüldüğü üzere her iki hadis-i şerifte: „Zekât“ ibadeti İslâm’ın beş temel esası arasında zikredilmiştir.. Abdullah b. Abbas (R.A.) den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Muaz b. Cebel (R.A.)yu Yemen’e vali olarak gönderirken kendisine:“Ey Muaz! Sen kitab ehli olan bir kavim üzerine vali gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey: ALLAH Teâlâ’ya ibadet etmek olsun.

Onlar ALLAH Teâlâ’yı tanıdıkları zaman, ALLAH Teâlâ’nın onlara gündüz ve geceleri içinde beş vakit namaz farz kılmış olduğunu haber ver. Onlar bu namazları ifa ettikleri zaman da ALLAH Teâlâ’nın onlara mallarından alınarak fakirlere verilecek olan bir zekâtı farz kıldığını onlara haber ver. Ve sen, insanların mallarının en iyilerini almaktan da sakın.“ (Buhari) Zekâtı verenler dünyada ödenmesi gereken bir borçtan, ahirette ise azabtan kurtularak sevaba nail olurlar. Genellemesekte,Maalesef günümüz Müslümanlarının en çok unuttuğu ibadetlerden biri de zekâttır. Unutulan bir farzın yaşatılmasına Yüce Rabbimiz, elbette büyük sevaplar ikram ve ihsan edecektir.Zekâtı vermeyenler ise büyük bir günah işlemiş olurlar.

Zekât, malın temizliği için ALLAH adına fakirlere verilmesi gereken kısımdır. Zekatı verilmeyen mal kirli kabul edilir. Bu konuda ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde çok çarpıcı örnekler bulunuyor. Zekât borcunu ödemeyenler hakkında Cenab-ı Hak şöyle buyurur: „Altını ve gümüşü yığıp-biriktirip de onları ALLAH Teâlâ’nın yolunda harcamayanlar, mallarından zekât, hayır ve hasenat hakkını ödemeyenler… yok mu? İşte bunlara pek acıklı, elem verici bir azabı müjdele! O gün ki bu paralar, üzerlerinde yakılacak cehennem ateşinin içinde kızdırılacak da, bunlarla o kimselerin alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak. Onlara denilir ki: İşte bu, kendiniz için toplayıp biriktirdiğiniz servettir! Artık saklayıp yığmakta olduğunuz şeylerin azabını haydi tadın bakalım!“ ( Tevbe Sûresi: 34-35 )

Zekât, ilahi bir emirdir. Her bir ilahi emirde ise bir çok hikmet ve faydalar bulunmaktadır. Binaenaleyh zekât, dini, ahlaki, sosyal, sıhhi bir çok faydaları ve meziyyetleri içerir. Fakat biz, ibadeti şu veya bu yararından,faydasından dolayı değil, ALLAH Teâlâ emrettiği için yaparız. Zaten ALLAH Teâlâ, her zaman yararımıza olan şeyleri yapmamızı emreder, zararımıza olan şeyleri yasaklar. Bu bilinen bir gerçektir. Hutbemizi yukarıda okumaya çalıştıgımız ayet meali ile noktalıyoruz. Bakara suresi ayet.43.mealen:***Namazı kılın, zekatı verin ve Allaha boyun egenlerle beraber boyun egin…*** Cenabı hak bizleri islama teslim olanlardan ve hakkıyla kendisine kul olanlardan eylesin…Amin…

SERMEDKADİR

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert