Rabbimiz Araf suresi ayet.157.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır…*** Kardeşlerim, Maruf „aklın ve dinin hoş gördüğü şey, ihsan, iyilik“ anlamlarına geliyor. Maruf Kuranı Kerimde 30’a yakın yerde geçmektedir. Marufu anlamak öncelikle Peygamber efendimize ve kitaba baglılıgı ifade eder. Peygambere tâbi olmayanlar bu ümmî peygamberi ve onunla birlikte gönderilen kitabı tanıdıkları halde, onlara iman ettiklerini dilleriyle söyledikleri halde ona tâbi olmayanlar, yâni hayatlarını bu kitapla ve bu peygamberin sünnetiyle düzenleyecek kadar kitapla ve sünnetle baglılık, diyalog, ilişki ve alaka kurmayan insanların cennete gitmeleri mümkün olmayacaktır…Cenabı hak Kuran ve sünnete teslimiyetimizi artırır inşaallah…
2. Marufu anlamak için sadece Şu ayeti kerimeleri okumak, duymak, inanmak ve onlarla amel etmek yeterlidir. Rabbimiz Ali imran Suresi ayet. 103.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız…*** Kardeşlerim, dün aldıgımız haberlere göre Suriyeli müslümanlar Ramazan ayına beklenen huzurla başlayamadı ne yazıkki. 31.yıl önce Baba Esad hama şehrinde bir katliam gerçekleştirmiş on binlerce müslümanın kanıuna girmişti. Dün oglu beşar yine aynı beldede, dünyanın gözü önünde, yüzlerce müslümanı katletti. İnsanlar, Kurandan, vahiyden, sünneti seniyyeden,maruf olandan, iyilik ve ihsandan ayrıldıkça nasıl vahşileştigini, hayvandan daha aşagılarda oldugunu görüyoruz. Yani islamı hayatından çıkaranlar insanlıktanda çıkıyorlar. Ya rabbi bizlere şuur ihsan eyle…
3. Rabbimiz Ali İmran suresi ayet. 104-105.te mealen şöyle buyurmaktadır: ***Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır…. *** Kardeşlerim, şu anda bizler, şu anda tüm dünya insanlığı bu ni¬mete ne kadar muhtacız değil mi? İşte şu anda bizler de parça parça¬yız. Şu anda tüm dünya insanlığı düşmanlıklar içinde, birbir¬lerini yiye¬cek bir duruma gelmişler. Kardeşin kardeşe, babanın evlâda hayrının olmadığı bir dünyada yaşıyoruz ne yazıkki. Bir uçurumun kenarında bulunuyo¬ruz. Tıpkı bu âyetlerin gelmesinden önceki günlerine döndü insanlık. Ama işte şu anda o insanları kardeş ya¬pan, o insanları dirilten Allah’ın âyetleri hâlâ aramızdadır. Allah’ın âyetleri hâlâ canlıdır. Peygamber efendimizin (sav) sünneti seniyyesi kurtuluşu, iyiyi, güzeli, ihsanı ve maruf olana olaşmak için taptaze, daha dünkü gibi bizleri sevgi, muhabbet ve her yönüyle kuşatarak bilgi olarak aramızdadır. Bu mutlak dogrulara Hakkıyla sımsıkı sarılmak biz müslümanlara nasib olur inşaallah…
4. Cenabı hak, ali imran suresi ayet.108-110.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah’ın rahmeti içindedirler; orada ebedî kalacaklardır. İşte bunlar, Allah’ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir. Allah hiçbir kimseye haksızlık etmek istemez. Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. İşler, dönüp dolaşıp Allah’a varır. Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır…*** Kardeşlerim, Rabbimiz bizim özellikle¬rimizi sayar¬ken insanlar içinden, insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmet oldu¬ğumuzu haber verdikten sonra, bu üstünlü¬ğümüzün birinci sebebi ola¬rak önce iyiliği emreder, kötülükten menedersiniz buyuruyor. Sonra da Allah’a iman edersiniz buyu¬ruyor. Emri bil ma’ruf ve nehyi ani’l münker özelliğimizden sonra, Allah’a iman özelliğimizden söz ediliyor. Demek ki ilk şart budur. İlk şart iyiliği emredip kötülüklerden menet¬mektir. Cenabı hak bizleri sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirme azim ve gayreti, güç ve kuvvetini verir inşaallah…
Sermedkadir