Cenabı hak İsra suresi ayet.23-25.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine „of!“ bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: „Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!“ diyerek dua et. Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tevbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır…***
Bu ayetleri bizlere izah eden,anlaşılmasında yardımcı ola alimlerimizden Ali küçük hocaefendi tefsirinde diyorki:* Rabbin sadece kendisine kulluk etmenize, her konuda, hayatınızın her bir biriminde sadece kendisini dinlemenize, hayatınızı sadece kendisinin istediği gibi yaşamanıza ve ana babanıza karşı muh-sin davranmanıza, iyilikte bulunmanıza hükmetti.
Evet Rabbin böylece yasasını belirledi, hükmünü verdi, sistemini ortaya koydu ve işte bu âyetiyle de sizi kendi hükmüyle, kendi yasasıyla karşı karşıya getirdi. Gecenizde gündüzünüzde, almanızda vermenizde, küsmenizde barışmanızda, yemenizde içmenizde, giyiminizde kuşamınızda, hukukunuzda eğitiminizde ve tüm hayatınızda sadece Allah’ı dinleyin. Sadece Rabbinizin arzularını yerine getirin. Ve Rabbinize kulluğun yanı başında ebeveynlerinize de iyi davranın. Ana babalarınıza karşı muhsin davranın.
Yâni onlar karşısında Allah huzurunda olduğunuzu unutmayın. Ana babalarınızın arzu ve istekleri karşısında Allah huzurunda olduğunuzun bilincinde bulunun. Onların emir ve yasaklarıyla karşı karşıya kaldığınız zaman önce Rabbinize bir sorun. Ya Rabbi Sen ne di-yorsun bu konuda? Bak babam benden şunu istiyor, anam bana bunu yasaklıyor. Sen ne diyorsun? Sen ne istiyorsun? Yapayım mı onların benden bu istediklerini? diye önce Rabbinize bir sorun. O anda Allah huzurunda olduğunuzu unutmayın. Eğer onların istekleri Allah’ın razı olduğu şeylerse onları yapın, değilse yapmayın.
Yâni ebeveyniniz Allah rızasına uygun arzularını yerine getirmeyerek Rabbinizi gazap-landırmadığınız gibi onların Allah rızasına uymayan her dediklerini ya-parak da onları rableştirmeyin. Eğer babanız ve ananızdan biri, ya da ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, yaşlılık ve âcizlik dönemini idrak ederse sakın ha sakın onlara öf bile deme. Sakın onları azarlamaya, kırıp dökmeye kalkışma. Ve o ikisine de tatlı söz söyle, güzel söz söyle, Kerîm söz söyle, ikram makamında olacak, onların gönüllerini alacak mülayim söz söyle.
Sebebi vücudun, sebebi varlığın olan ve her türlü izzetü ikrama lâyık olan ana babana acıyarak, merhamet ederek alçak gönüllülük kanatlarını, şefkat ve merhamet kanatlarını onların üzerine ger. Onlar için çok çok mütevazı ol. Onlara rahmetin, şefkatin bol olsun. Ve onlar için de ki: Rabbim, ben küçükken, ben yardım ve merhamete muhtaçken onlar nasıl beni yetiştirmişler, beni nasıl eğitip büyütmüşlerse, bana nasıl merhamet etmişlerse, şimdi şefkat ve merhamete muhtaç oldukları demlerinde Sen de onlara karşı merhametli ol.
Sen onları bağışlayıver ya Rabbi. Sen onların kusurlarını görmeyiver, hatalarını, eksiklerini kaale almayıver. Yaptıklarını tam ve eksiksiz kabul ediver ya Rabbi. Şimdi sen de onlara karşı merhametli oluver ya Rabbi de. Rabbimiz önce kendisine kulluk istedi. Hayatımızın tümünde sa-dece kendisini dinlememizi, sadece kendisi için bir hayat yaşamamızı istedi. Sonra da kendisine kulluğun hemen yanında ebeveynlerimize ihsanı gündeme getirdi. Sadece Bana kulluk edin buyurduktan sonra Rabbimiz bu kulluğun ayrıntısını ortaya koyuverdi. Evet demek ki biz tüm hayatımızı kuşatan bir kulluk şuuru içinde olacağız. Hayatın sadece belli bölümlerinde, belli birimlerinde değil tümünde Onun kulu olduğumuzu unutmayacağız. Çünkü Rab-bimiz hayatta boşluk bırakmaz.
Bunun becerdikten sonra da hemen karşımıza ana babalarımız çıkıyor. Allah’ın bir emri, bir hükmü, bir yasası olarak da sürekli ana baba karşısında Allah huzurunda olduğumuzun bilincinde olacağız. İşte bu da Rabbimizin bizden istediği bir kulluktur. Hele hele ana babalarımız ihtiyarlık dönemlerine ulaştıkları zaman onlara karşı çok iyi davranmaya gayret edeceğiz. Çünkü o dönemde onlar çocukluk ve âcizlik dönemlerini yaşamaktadırlar. Bir evlât olarak bunu anlamak problemin çözümü konusunda ilk adımı atmak demektir.
Yâni karşımızda bir çocuk var diyeceğiz ve onları hoş görme-yi, onlara karşı Rabbimizin istediği gibi davranmayı becerebileceğiz demektir. Kendi çocukluğumuzu, âciz günlerimizi düşüneceğiz. O günlerimizde onların üzerimize nasıl titrediklerini gözümüzün önüne getireceğiz. Sonra yine küçük çocuklarımıza karşı bizim davranışlarımıza bakarak onların bizi büyütebilmek, eğitebilmek için ne zahmetlere katlandıklarını anlamaya çalışacağız.
Önce bizim kendilerine, sonra da kendilerinin bize emânet oluşlarını, Allah’ın emâneti olduklarını unutmayacağız. Hanımlarımız, çocuklarımız, evimiz, işimiz, aşımız, derdimiz, sıkıntılarımız bizi onlara muhsin davranmaktan alıkoymayacak. Eşimizle, çocuklarımızla onların rızasını alarak cennet kazanma kavgası içine gireceğiz. Onlarla Allah rızasını kazanmanın hesabını güzel yapacağız. Onları bir kenara atıp; karımız ve çocuklarımızla bir dünya hayatı yaşamaya kalkışmayacağız. Ve şunu da hiçbir zaman unutmayacağız ki Allah içimizde olanı en iyi bilir. İyi kimselerseniz bilin ki O şüphesiz, Kendine baş vuranları bağışlar.(Besairul kuran.Ali Küçük.)
Peygamber Efendimiz bir hadisi şöyle rivayet ediliyor mealen:** Efendimiz (sav)
– Allah yolunda yapılan harcamadan daha üstün olan harcamayı bilir misiniz, buyurdu. Sahabiler:– Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. Efendimiz s.a.v.:– Evladın anne babasına harcamasıdır, buyurdu.”(Humeydî; İbn Ebi’d-Dünya)**İslâm, insan hayatını bütün boyutlarıyla kuşatan bir ahlâk sistemidir. Müslüman kimse kendisine, ailesine, komşularına, çevresindeki insanlara hatta hayvanlara ve tabiata karşı ahlâkî davranmakla sorumludur.
Bütün bu sorumluluklar “kulluk” adı altında değerlendirilir. Her müslüman farz ibadetlerinin yanı sıra içinde bulunduğu şartlara göre bu vazifeleri yerine getirmekle mükelleftir. Ana babaya hürmet ve iyilik de bu mükellefiyetlerin en önemlilerinden biridir.Peygamber Efendimizin (sav) anne babaya hürmet gösterilmesi hususunda pek çok emri ve tavsiyesi vardır. Yukarıdaki hadis-i şerif de anne babaya iyilik ve yardımı teşvik etmekte, bu kapsamda yapılacak harcamanın Allah yolunda yapılandan üstün olduğunu müjdelemektedir.
Anne babaya iyilik yapmaya dair hadisler arasıdan en meşhuru anne hakkının önceliğini belirten şu hadis-i şeriftir. Ebu Hüreyre r.a. anlatıyor:**Bir adam Allah Rasulü s.a.v.’e gelerek;– Ey Allah’ın Rasulü, kendisine iyi davranma ve haklarını koruma hususunda en öncelikli kişi kimdir, diye sordu. Allah Rasulü s.a.v.:– Annendir, buyurdu. Ben;– Sonra kim, diye sordum.– Annendir, buyurdu.– Sonra kim, diye sordum, üç defa ‘Annendir’ buyurdu. Ondan sonra kim gelir, diye sorunca: – Sonra baban gelir, buyurdu.” (Müslim; Ahmed b. Hanbel; İbn Mâce)
Aile, insan hayatının en temel unsuru ve kalbidir. Sevgi, muhabbet, merhamet, şefkat gibi bütün güzellikler bu çekirdekten tomurcuk verir. Kulun aile içindeki haklara dikkat etmesi, Allah’a karşı bu nimetin şükrünü eda etmesidir. Anne hakkında dilimize atasözü gibi yerleşmiş şu hadis-i şerif, aile içinde annenin konumunu ve haklarının büyüklüğünü etkili bir şekilde ifade etmektedir:** Cennet, annelerin ayakları altındadır… (Kudâî, Süyûtî)**
Son asırda yaşamış meşhur alimlerimizden Ömer Nasuhi Bilmen rh.a. bu hadis hakkında şunları söyler:“Bir mümin, cennete girebilmek için annesine karşı çok mütevazi olmalıdır. Annesinin rızasını kazanmaya çalışmalıdır. Onun hizmetlerini düşünerek kendisine daima teşekkür etmelidir.Annelere karşı kötü hareketlerde bulunmak ise büyük manevi sorumlulukları beraberinde getirir.”Şu hadis-i şerif de anne babaya hürmet ve hizmetin evlat için fırsat olduğunu belirtir:
** Allah Rasulü s.a.v. bir gün minbere çıktı, geri indiğinde Cebrail’in kendisine şöyle söylediğini buyurdu:– Kim anne babasına veya onlardan birinin yaşlılığına ulaşır da günahları bağışlanmazsa, Allah onu hayırdan uzaklaştırsın.” (Tirmizî; Ebû Davud; İbn Mâce)Ana baba evlat için Allah rızası kapısının anahtarıdır. Nitekim Efendimiz s.a.v. anne babanın duası hakkında şöyle buyurmuştur:** Kelime-i şahadet ve anne babanın duası hariç, her şeyle Allah arasında bir perde vardır… (Tirmizî)** Bir başka hadiste de Efendimiz s.a.v. kabul edilen üç dua arasında anne babanın duasını da saymıştır. (Buharî; Taberânî)
Anne baba hakkı o kadar önemlidir ki, teyze, amca, büyük kardeş gibi akrabalar arasındaki hukuk da anne babaya benzetilerek açıklanmıştır. Teyze ‘anne yarısı’, amca ‘baba yarısı’ olarak ifade edilmiştir. Bir hadis-i şerifte de büyük kardeşlerin küçük kardeşlerin üzerindeki hakkının, babanın evlatlar üzerindeki hakkı gibi olduğu ifade edilmiştir.Anne baba hayatta olduğu sürece onlara hürmet etmek, isteklerini yerine getirmek, sıkıntılarını gidermek bir evlat için vazifedir.
Bu yüzden evlat anne ve babasına zekât veremez. Çünkü onlara bakmak zaten görevidir.Peygamber Efendimiz (sav) Ana baba vefat ettikten sonra, onların arkadaşlarına hürmet etmek, arada ziyaret etmek gerektiğini ifade buyurmuştur. Ana babanın memnuniyeti Allah katında o kadar kıymetlidir ki, onların arkadaşlarının memnun edilmesi bile önemlidir.
Ana Baba haklarını bizlere en mükemmel anlatan mutlaka Peygamber efendimizdir.Bizler allah rasulünün sözleri,fiil ve hareketleri ve aynı zamanda söylenen sözlere,yapılan amellere, fiillere vermiş oldugu onaya ,oluruna bakarak hayatımızı tanzm etmek zorundayız.
Şu anda ister Almanyada ya da herhangi bir avrupa ülkesinde olsun,isterse kopup gelmiş oldugumuz Türkiyede olsun insanlar, Ana babalarına eskisi kadar hürmet etmiyor, saygı göstermiyor ve ne yazıkki aynı evi paylaşmakta çok cimri davranıyorlar.Toplumdaki rızık endişesi azaldıkça, Allah korkusuda azalıyor ne yazıkki, paylaşmayı neredeyse unutur hale geldik. Evlerimiz genişledikçe, kalplerimiz,gönüllerimiz daraldı.Halbuki Müslümanlar bilhassa bu konuda cömertligin zirvesinde olmaları gerekiyor.
Kırk sene önce Almanyaya geldigimizde beni en çok şaşırtan genç alman çiftklerin ana babalarından ayrı oturmaları, İhtiyarlayan ana babalarını yaşlılar yurduna bırakmaları olmuştu. Ne yazıkki geçen kırk sene içerizinde biz adı müslüman olanlar aynı hataları işler hale geldik.Halbuki eskisinden daha geniş evlere sahibiz.Ekonomik durumumuz on sene öncekiyle kıyas edilemeyecek kadar artı puanlarda.Lakin en yakınımızda olması gereken insanlardan hala dahada uzaklaşma çabasını güdüyoruz.Önceleri on kişi ile sıgdıgımız odalardan büyük salaonlarda tek kişi yaşamaya alıştık.Merhamet kırıntısı olanlarımız ise ana babalarına bakıcı tutup sanki benden uzak olsunlarda tek param eksilsin düşüncesiyle hareket eder oldular. Bir evin ,ailenin ebe,dede,ana baba evlet,torun bagını,sevgisini,saygısını o huzuru ne yazıkki yalnız dünyalarda arıyarak kendi kendimizi kandırmaya, aldatmaya devam ediyoruz.
Halbuki işin özüne bir inebilsek,bir özeleştiri yapabilsek kaybettiklerimizi çok uzaklarda aramamıza gerek kalmayacak.Peygamber Efendimiz bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Yanında ana babası, ya da onlardan biri yaşlanıp da, gerekeni yaparak cennete giremeyen kimsenin burnu sürtülsün!…(Ebû Hureyre radıyallahu anh. Müslim.)
Bizler artık ana babalarımızı mutlu etmek için, önemli günleri kollar hale geldik,avrupalılar ya da amerikalılar gibi.Örnegin ya dogum günlerinde ziyaret ediyoruz,ya evlilik günlerinde yanında olmakla kendi kendimizi kandırıyoruz ya da bayramlarda veya kandil günlerinde lütfedip sevindirmek için arama zahmetine giriyoruz aynı yabancılar gibi.Sanki bizler onların yaşına varmayacagız Allah ömür verirse…O zaman herhalde bizim çocuklarımızda aynı uygulamayı bizlere sunacak belki dahada cimrileşerek.Yani ne ekiyorsak aslında onu biçiyoruz farkında olalım ya da olmayalım.
Halbuki biz Müslümanlar için en öncelikli davranı şekli Allaha ve ondan sonra onun şanlı rasulüne teslimiyetle,baglılıkla,ittiba ile ve itaatla huzur ve saadet,mutluluk yolları açılabilir. Allahın dosdogru dinine,sıratı müstakime sarılarak,Peygamber efendimizin (sav) sünneti seniyyesine sımsıkı baglanarak iyiye,güzel olana,salih amellere ve dogru olana ulaşabiliriz. Peygamber efendimiz (sav) Tirmizinin bizlere ulaştırdıgı hadiste mealen şöyle buyurmaktadır:**Allahın hoşnutluğu babanın hoşnutluğunda,öfkesi de babanın öfkesindedir…**
Aslında” bizler malumat olarak dinimizden çok şeyler biliyoruz,duyuyor,işitiyor,okuyor ve ögreniyoruz. Bizler için en büyük problem ögrendiklerimizi hayatımıza aktaramamak,amel sahasına dökememek, beyinlerimizle,kalplerimizle diger uzuvlarımızın uyumlu hareket edememesi yani kendi kendimize bir söz geçirebilsek,ana babaya karşı ne denli saygılı, hürmetli ve itaatli olmamız gerektigini kavramış olacagız.Bu konuda ya çok yavan davranıyoruz,çok çok agırdan alıyoruz ya da zaman içerisinde yaparım,ilerde gönlünü alırım avutmalarıyla kendi kendimizi kandırıyoruz.
Ana babalarımız hayattayken bir onlarla irtibatımızı vasat halde tutabilsek ilerde hayıflanmayacagız.Onlarla istişare edebilsek, farklı düşünsek dahi her işimizde onlara danışsak, Onların gönüllerini yerinde ve zamanında alabilsek,en güzel saatlarımızı onlarla geçirme düşüncesini hayatımıza uygulayabilsek inanıyorumki; kaybedenlerden degil kazananlardan olacagız. Peygamber Efendimiz (sav) İbni Cahimenin rivayetini Nesainin ulaştırdıgı hadiste mealen şöyle buyuruyor: ** Cahime dediki:“Ey Allahın Resûlü! Harbe katılmak istiyorum, sana danışmaya geldim.““Annen var mı?““Evet.““Onun yanından ayrılma. Çünkü cennet, onun ayakları yanındadır…**
Hangi düşünce, hangi fikriyyat, hangi görüş ve imanın sahibi olursa olsun o anne ve baba bizim ana babamızdır ve bizler kesinlikle onlara hürmet etmekle yükümlüyüz,saygı göstermekle mükellefiz ve onların kalbini kazanmakla dinimizin emrini de aynı zamanda yerine getirmiş olacagız.Esma Radıyallahü anha diyorki: Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme sordum: „Müşrik olan annem yanıma geldi. Ona yardım edeyim mi?““Evet. Annene yardım et!“ buyurdu…(Esma radıyallahu anha. Buhârî.)
Bizim dünyaya gelmemize vesile olan ana ve babalarımız hakkında ne kadar güzellikleri, yerine getirsek hakikaten eksik olan davranışlarımız bitmez.Bizler eksikliklerimizi, hata ve kusurlarımızı bir yana bırakarak ana ve babalarımızı nasıl tanıyorsak onlara en güzel şekilde yaklaşarak gönüllerini ve dualarını kazanmak zorunda oldugumuz bilincine varmalıyız.Şayet ana ve babalarımızı kaybetmişsek ana yerine teyzelerimizi ve annelerimizin hayattayken en çok deger verdigi arkadaşlarına hürmet ve saygıyı gösterecegiz.
Amcamız varsa ona yoksa babalarımızın en sevdigi arkadaşlarına yakın olmaya hürmet ve saygı göstermeye bakacagız inşaallah.Aynı zamanda yakın ve uzak olan akrabalarımızla ilişigi devam ettirmemizde ana babaya saygı çerçevesine girecektir inşaallah. Bir adam Peygamber Efendimize (sav) dedi ki:“Ey Allahın Resûlü! Çok büyük bir günah işledim, acaba tevbe edebilir miyim?“ „Annen var mı?“ buyurdu.“Hayır.““Teyzen var mı?““Evet.““Öyleyse ona bir iyilikte bulun!“ buyurdu…(İbn Ömer radıyallahu anh. Tirmizî.)
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün oturuyordu. Süt babası geldi. Ona hemen elbisesinin bir tarafını serdi. Süt babası onun üzerine oturdu. Sonra süt annesi geldi. Elbisesinin öbür tarafını da ona serdi. O da onun üzerine oturdu. Sonra süt kardeşi geldi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hemen ayağa kalktı, onu önüne oturttu…(İbn Sâib radıyallahu anh. Ebû Dâvud.)
Bizler ana babalarımıza saygılı,hürmetli ve iyi davranmakla aynı zamanda dinimizin bir emrini de yerine getirmiş oluyoruz aslında.Onun için Ana babaya itaati ibadet niyyetiyle yapmakta hiç bir mahzur yoktur inancındayız.Böyle yapmakla Allahın emri dogrultusunda ve Peygamber efendimizin sünneti seniyesiyle hayatımızı şekillendirmiş oluyoruz. Düşünürsek ne kadar büyük bir mükafat kaynagı.
Rabbimiz Enam Suresi ayet.151.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Deki: „Geliniz Rabbinizin sîze haram kıldıklarını ben oku¬yayım: O’na hiçbirşeyi ortak koşmayın, Anne babaya iyilik yapın, fa¬kirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız Kötülüklerin açığmada gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah’ın haram kıldığı cana da kıymayın“ Akıl edersiniz diye Allah bunları tavsiye etti…***
Hicazi bu ayetin tefsirinde diyorki: * Anne ve babanıza iyilik edin. Yani sırf Allah için, ihlaslı olarak, tam bir şekilde anne ve babanıza iyilik edin. Az da olsa onlara kötülük et¬mek ne haddinize? Anne ve babaya karşı gelip onları incitmek, en büyük gü¬nahlardandır. Kur’an-ı Kerim, anne ve babaya iyilik etmeyi, Allah’a kulluk etme emriyle bir arada zikretmiştir. „Rabbin kesin olarak şunları emretti: An¬cak kendisine ibadet edin. Anne-babaya güzellikle muamele edin?‘ „Hem bana, hem de ana-babaya şükret?‘
Buharı ve Müslim, ibn Mes’ud (R.A.) un şöyle dediğini rivayet ettiler: „Resulullah (s.a.v.) a, „Hangi amel daha faziletlidir?“ diye sordum.— Vaktinde kılman namazdır“ diye cevap verdi.— „Sonra hangisi?“— „Anne-babaya iyilik etmektir?’— „Sonra hangisi?“— „Allah yolunda cihad etmektir?’Bu; ana-baba hukukuna riayet etmenin ne derece önemli olduğunu, bu¬lundukları mertebe itibariyle bu yüceltme ve saygıyı hak ettiklerini göster¬mektedir. Vücudumuzu görünüşte meydana getirenler, onlardır.
Ama haki¬katte bizi yaratan Allah’tır. Onlara iyilikten kasıt; korkutarak ve ürküterek değil, sevgi ve şefkate dayalı olarak, kendilerine değer vermemiz ve bu doğ¬rultuda davranmamızdır. Ey müslüman çocuk! onlara iyilikte bulunursan, kendin için ileriye dö¬nük kârlı bir yatırımda bulunmuş olursun. Hadis-i Şerifte buyurulmuş ki: „Babalarınıza İyilik edin ki, çocuklarınız da size iyilik etsin?’Gençliğinde kimseye muhtaç olmayabilirsin. Ama yaşlandığında, sana yardım edecek ve işlerini yürütecek birine muhtaç olursun. Ana-baba, içten gelen doğal dürtü İle çocuklarını severler. Bu nedenle İslâmiyet, ana-babaya, çocuklarını sevmeleri için öğütte bulunmaya gerek görmemiştir.
Çocuğun ana-babasını sevmesi ise, onlar için bir karşılık ve mükâfattır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim, ana-babaya iyilik etmeyi evlatlarına sıkıca tenbihlemiştir. Kaldı ki ana-babaya kötü davranmak, çocukları ve onların olu¬şumlarını bozar, fesada sürükler. Onları katı ve şefkatsiz kılar. Ana-baba da çocuklarının iyiliğini gözetmeli, onlara şefkat göstermeli, çocuklarının kişi¬sel meselelerine ancak belli ölçüde karışmalıdırlar.
Allah (c.c.) Efendimiz (s.a.v.)’e emrediyor. Tabii onun şahsında bize emrediyor. „De ki; geliniz. Rabbinizin size neleri haram kıldığını size okuyayım“ de onlara. „Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayın.“ „Anne ve ba¬baya da iyilik edin.“ „Fakirlik korkusuyla evlatlarınızı da öldürmeyin“ „Sizide biz rızıkl andırıyoruz onlan da“ „Kötülüğün gizlide olanına da, açıkta olanına da yaklaşmayın.“ „Aklınızı başınıza alasınız diye Allah (c.c.) böylece size vasiyet eder, emreder…(Furkan Tefsiri.Hicazi)*
Peygamber Efendimiz (sav) Ana ve babasına iyilik ve itaat edeni mükafatlarla müjdeliyor.Hatta bu sebebpten dolayı o kişiye mutluluk ve saadetler içinde oldugunu söylüyor bundan daha güzel amnlatım ve yol göstericilik olabilirmi? Efendimiz (sav) İbni Enes Radıyallahı anh dan gelen bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Ana babasına iyilik yapana ne mutlu. Allah onun ömrünü artırsın…(İbn Enes radıyallahu anh.Taberânî.)
Tecrübe yaşanılarak elde edilen bilgi ve görgü hazinesidir. Büyüklerimiz tabiiki öncelikle kuran ve sünneti seniyye dogrularına dayanarak yaşadıklarınıda göz önünde bulundurarak ne güzel söylemişler; “Ne ekersen onu biçersin” diye.İnşaallah ektiklerimizde faydalı olur, biçeceklerimizde yararlı olur. Cenabı hak Nine,dede,ana, baba,evlat ve torunlarımıza hakkı hak bilip hakkı anlatmayı,batılı batıl bilip batıldan kaçınmayı bunun yanında sevgi bagını kuvvetlendirici,saygı ve hürmeti eksik olmayan bereketli ömürler ihsan eylesin.
Konumuzu yine bir hadisi şerif ile noktalayalım.Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem mealen şöyle buyurmuştur:** Babalarınıza iyilik edin ki, oğullarınız da size iyilik etsin.Siz kendiniz namuslu olun ki, kadınlarınız da namuslu olsunlar…(İbn Ömer radıyallahu anh. Taberânî.) Allahım bizleri Öncelikle seni sevenlerden eyle,kurana ve sünnete seniyyeye sımsıkı baglananlardan eyle.hakkıyla sana kul,rasulüne ümmet olanlardan eyle.Ana babasına isyan edenlerden degil itaat edenlerden eyle.Ana babasına her zaman iyilikle muamele edenlerden eyle. Bizleri senin dosdogru yolun olan sıratı müstakimden ayırma.Bizleri Ehli sünnet yolunda ilerleyenlerden eyle.Sen her şeylere kadirsin Allahım…Amin…
Sermedkadir…Lu…15.0.2011