İNFAK VE ZEKAT İBADETİ ÜZERİNE…

Rabbimiz Bakara suresi ayet.3.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar…*** Muhterem Müslümanlar… Zekât İbadeti, insanlık tarihinin hemen her döneminde var olmuş bir ibadettir. Zekat ibadeti, yüce dinimizin beş temel esasından biridir. Zekât, dinen zengin sayılan kişilerin, Allah tarafından kendilerine lütfedilen nimetlerin bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle, yoksullarla paylaşmaları hadisesidir. İnanıyoruzki, Sahip olduğumuz bütün nimetler Rabbimizin bizlere birer emanetidir. Bu nimetler, hepimiz için birer imtihan vesilesidir. Bizlere düşen bu nimetlerin kıymetini bilmektir. Onları Rabbimizin rızası doğrultusunda değerlendirmek biz Müslümanların asli görevlerindendir…

Muhterem Müslümanlar… Yüce Rabbimiz, şükürsüzlükten, kanaatsiz likten, açgözlülükten ısrarla sakındırır bizleri. Fakirlerin korunup gözetilmediği zenginliğin, zekâtı verilmeyen kazancın, kişiyi nasıl bir hüsrana götüreceğini bildirir. Malımızı, mülkümüzü, dünyada sahip olduklarımızı ebedi kazancımıza bir vesile kılmamız gerektiğini hatırlatır Rabbimiz. Kur’an-ı Kerim’de zekât İbadetini üzerinde önemle durulur. Zekâtını verenler, malını Allah yolunda harcayanlar “bahtiyar müminler” diye övülür ve ebedi cennet nimetleriyle müjdelenir. Zekâtı dikkate almayanlar, yoksulu gözetmeyenler, malının esiri olanlar ise sert bir şekilde uyarılır. Örneğin Rabbimiz Tevbe suresi ayet.34-35.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele… (Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): „İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın…***

Peygamber efendimiz (sav) Sahihi Muslim’de bizlere ulaştırılan hadisi şerifte mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah için vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir…Ebu Hureyre.(ra)** Muhterem Müslümanlar… Örnek ve önderimizin bu güzel ikaz, uyarı ve nasihatleri zekât, infak, sadaka, yardımlaşma hakkında asırlar öncesinden bizlere rehberlik etmektedir. Ancak ne hazindir ki, bugün insanlık olarak doğal kaynakların gelişigüzel tüketildiği, ekonomik kaynakların adaletsizce bölüşüldüğü, zengin ile fakir arasındaki uçurumun baş döndürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın kimi yerlerinde insanlar açlıkla mücadele ederken, kimi yerlerindeyse israf ve vurdumduymazlık had safhadadır.

Muhterem Müslümanlar…Zekat, sadaka, infak ibadetleri Malı eksilten ya da yok eden değil bilakis bereketlendiren ve artıran bir ibadetlerimizdendir.İNFAK ibadeti, kişiyi cimrilik hastalığından koruyup cömertlik erdemine kavuşturur. Gönlü manevî kirlerden, serveti de ihtiyaç sahiplerinin haklarından arındırır.Zengin ile fakir arasında gönülden sevgi, saygı ve kardeşlik köprüleri kurar. Zekât ve infak ibadeti, Rabbimize karşı şükür bilincimizin ifadesidir aynı zamanda…. Rabbimize olan teslimiyet ve sadakatimizin bir tezahürüdür, açık göstergesidir… Sırf Allah rızasını umarak, sahip olduğumuz her bir nimeti O’nun yolunda feda edebileceğimizin de bir sembolüdür. Rabbim bizleri, Zekat ve İnfak şuurunu hakkıyla idrak edenlerden eylesin…

Sermedkadir…LU…16.09.2016…

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.