BİRBİRİMİZE NASİHAT ETMEYİ UNUTMAYALIM…

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنْ الْمُنْكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمْ الْمُفْلِحُونَ

BİRBİRİMİZE  NASİHAT ETMEYİ  UNUTMAYALIM…Rabbimiz Âli imran  suresi  ayet.104.te  mealen  şöyle  buyurmaktadır: *** Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir…*** Muhterem  Müslümanlar…Zamanımızda  belkide  her  devirde  olduğu  gibi  Nasihata,  öğüde ziyadesiyle  ihtiyacımız  vardır. İnanınıyoruzki; Müslüman  birey  ömür  boyu  nasihat,  vaaz  ve  öğüdü  hayatından  eksik  edemez.  Nasihat,öğüt  ve  vaaz mutlak surette her müslümana gereklidir inancını taşıyoruz. Nasihat, İslam dininin âmeli hayata aktarılması, âhlâkî prensiplerin yaşanması, insanî erdem’liliklerin, güzelliklerin, ahlaki değerlerin, görgü kurallarının, edebin, ilmin ve âmelin öğretilmesi amacıyla bilenlerin bilmeyenlere öğretmesi ve hatırlatmada bulunması amacıyla yapılan öğütlerdir. Bu öğütler yapılırken asla bir ard niyet güdülmemelidir. Nasihat  eden  kişi dünyevî çıkar ve  menfaatlarla  muhatabına  yaklaşırsa  daha  baştan Nasihat  ve  öğütten  kendisi yeterli  istifadeyi  alamamıştır  diye  düşünürüz. Nasihatten  amaçlanan güzelliklerin yerine getirilmiş olması  için Müslümanın dinî ve insanî görev ve yükümlülüklerini, samimi olarak yerine getirmeleri, en iyi ve en güzel sözü söylemeleri, en güzel ve en hayırlı nasihatı vermiş olmalarıdır. İşte güzellik ve hayırlı ümmet olma vasfı da inanıyoruz ki burada yatmaktadır.  İşte bu âyetler ve hadîsi şerifler vaaz ve irşadın Müslümanların hayatındaki önemini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Burada bir güzel İslami ölçüyü beyan edecek olursak; Müslümanın hayırlısı Müslümanlara hayırlı olandır. Hani yavrusunu uyutmak için ninni söylerken kendi kendisini de uyutan analar vardır. Boş laf üreten kişinin hali bu annenin haline benzetilmiştir. Bizlerde boşu boşuna kendi kendimizi uyutanlardan ve  avutanlardan olmayalım. Dünya hayatında kişi ömür boyu çalışır, çabalar birşeyler biriktirir. Mutlak surette yalnız alın terinin kazandıgı en güzel birikim, evlada bırakılacak en hayırlı miras ve en güzel yatırım, inanıyoruz ki güzel ahlak olacaktır. Nasihat etmek; Müslümanlar için bir görevdir. Çünkü insanları iyiliğe davet edip, kötülükten sakındırmak Müslümanlara farz-ı kifayedir…

Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: *** Din nasihattir*** Sahabesi sordu, * Kimler için * Peygamber efendimiz (sav); Allah, Resülu, Kitabı, müslümanların idarecileri ve bütün diğer müslümanlar için…** buyurdu (Buhârî) Muhterem  Mü’minler… İslam Alimleri bu hadisi şerifin yorumunda, izahında nasihatın şu anlamlara geldiğini söylemişlerdir:  Allah’ın varlığı ve birliğine samimi olarak inanıp, O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmek, O’na en üstün nitelikleri layık görmek, sevdiği şeyleri yapıp sevmediği şeyleri yapmamak ve O’na karşı gelenlere düşman olmak. Hz. Muhammed’in, peygamber olduğuna inanmak, emir ve yasaklarına uymak, onu ve Ehl-i beytini sevmek, sünnetine sarılmak, ahlakını ahlâk edinmek. Kur’an-ı Kerim’i lâyık olduğu şekilde okumak, Değişmez  hayat mektebimiz Kuranı  kerimin, ihtiva ettiği hükümleri öğrenmek ve başkalarına öğretmek, ona hürmette kusur etmemek, tavsiye ettiği şekilde bir müslüman olmak ve onun ahlâkını yaşamak. Allah’ın hükümlerini uygulayan ve İslâm’ı hâkim kılan idarecilere itaat etmek onlara karşı gelmemek ve onlara doğruyu göstermek, bilmedikleri konularda onları uyarmak, onlara karşı görev ve yükümlülüklerini samimiyetle yerine getirmek. Müslümanlara düşmanlık taslıyanlarla  mücadele etmek, onlara iyi ve doğruyu göstermek, bütün müslümanlara dua etmek, hepsi hakkında iyilik düşünmek, sâlih kişileri sevmek. Evet Nasihat  ve  öğüt, bu ve bunun gibi hususların bir müslümanın yapacagı güzellikllerin başında gelen uygun hareketler  olduğunun  şuuruna  varılması  arzusudur…

Muhterem  kardeşlerim…Asrı saadette yaşayan O Nurlu insanların öylesine güzel faziletleri, hasletleri vardı ki; Bunlardan biriside, ziyaretlerine gittikleri ya da yolda gördükleri kardeşlerinden susuz çölde su istercesine  kendileri için Nasihat etmelerini istemeleriydi. Halbuki yapılmasını istedikleri nasihattan kendileri de habersiz degillerdi. Lakin, Din kardeşlerinden Nasihat istemelerinde iki hikmet, iki güzellik vardı. Bu hikmetlerden birincisi: Dost diliyle nefislerini ikaz ettirmek, ikinci güzel hikmete gelince; Din Kardeşlerini  Nasihat gibi güzel bir hayıra  eriştirmede vesile olmaktı. Bu Nasihatları birbirlerine yaparken kimse kimseye asla * Sen önce kendine bak, benden daha çok sen nasihata muhtaçsın, bana nasihat etme cüretini, cesaretini nereden alıyorsun * gibi yakışıksız sözlerle birbirlerine engel olmayı düşünmezlerdi. Bizlerde inşallah artık hep reçeteler yazan, çok konuşan, devamlı teoriler üreten, boş yere avuntu veren, boş hayallerle oyalayan, beyaz ve güzel gibi görülen yalanlarla kandıran ve kandırılan toplum olmaktan kurtulup, gaflet uykusundan uyanıp Yüce dinimize samimiyetle ve İhlas ile baglanalım. İtaatı ve teslimiyeti yalnız ve yalnız Allaha, Onun şanlı Rasulüne ve onlara baglı olanlara hasredelim. İnanıyoruzki; Nasihat eden kişi güvenilir olmalıdır, Eğer  öyle  olursa yaptığı samimi nasihatler etkisini gösterecektir  inşaallah… Müminler sürekli olarak birbirine öğüt vermek ve Nasihat etmek suretiyle yardımcı olurlar. Allah (cc) zikrimizi, şükrümüzü ve firasetimizi artırsın. Bizleri hayırlı nasihatler eden ve yapılan nasihatlardan faydalanan kulları zümresine dahil eylesin. inşaallah…

Sermedkadir…LU…DÂR’UL  ERKAM…03.03.2017…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.