CEHENNEM  EBEDİ  DEĞİL  DİYEN ŞAHSA…

CEHENNEM  EBEDİ  DEĞİL  DİYEN  DİN  TAHRİPÇİSİNE  CEVAP…5…

CEHENNEM, gayb alemine ait bir alemdir. Bunun gibi nerede oldugu, nasıl  oldugu, dünyaya ve dünyadakilere etkisinin nasıl ulaştıgı, hep gaybi alemin yani bilinmeyenler dünyasının sınırları içindedir.Bu konuda yani bilinmeyenlere ait meselelerde bizlere düşen tam bir teslimiyetle mutlak dogrulara Nasslara inanmak ve onlara oldugu gibi teslim olmaktır çünkü bizim adımız Müslümandır yani teslim olandır. İmanla ilgili bazı konular vardır. Bu konularda icmali iman yani genel iman yeterlidir. Ancak bazı konularda vardırki, bu konularda mutlaka tafsili yani açıklamalı iman,  imanla ilgisi bulunan konular hakkınaki nassları yani  AYET  VE  HADİSLERİ bilmenin ve bu nassları, ehli sünnet vel cemaat itikadını kabul etmiş ve ilimde derinleşmiş (rüsuh sahibi) ilim adamlarının yaptıkları incelemelerin ışıgı altında, gerçek anlamlarıyla anlamak mümkündür. Bu ise en güzel olanıdır.

Dünyada görmeye alışık olmadıgımız ve ahiret alemine ait manzaralardan söz eden ayeti kerime ve hadisi şerif metinlerini okudugumuzda, derhal yüce Allahın ve Rasulullah (sav) ın sözünü dogrulama yoluna gideriz. Yüce Allah ve Rasululullahtan (sav) daha dogru sözlü kimse olamaz. İnanıyoruz ki; CEHENNEM, yüce Allahın, kafirler ve isyancı günahkarlar için hazırlamış oldugu bir hapishanedir. Rabbimiz İsra Suresi ayet.8.de mealen şöyle buyurmaktadır:***Cehennemi kafirler için bir zindan kılmışızdır…*** CEHENNEM, rivayetlerden anladıgımız kadarıyla korkunç derecede geniş ve büyüktür. Rabbimiz Kaf suresi. Ayet: 30.da mealen şöyle buyurulmaktadır:*** O gün cehenneme; doldunmu ? deriz. Daha yok mu ? der. ***

 

Cahil cesaretli  olur  derler, İnsanlar bilmedikleri  ya  da  bilmek  istemedikleri  konunun cahilidirler, bu  cehaletleri  yalnız kendi  şahıslarıyla  sınırlı  kalsa CUZİ İRADESİYLE o yolu  seçmiş  der  geçeriz  ancak; söylediği  sözler geniş bir kitleyi hatta ÜMMETİ MUHAMMEDİ  ilgilendiriyorsa *İŞTE ORADA DUR* deriz. Ebedi hayat mektebimiz Kuranı Kerimde Rabbimiz Hud suresi ayet.106,108.de mealen şöylşe buyuruyor:*** Bedbaht olanlar cehennemde dirler. Onlar orada ah edip inlerler. Rabbinin diledigi dışında gökler ve yer durdukça orada TEMELLİ kalacaklardır. Rabbin şüphesiz her istedigini yapar. Mesud olanlar ise cennettedirler. Rabbinin diledikleri dışında gökler ve ter durdukça, onlarda SÜREKLİ kalacaklardır.*** Yani cehennemlikler kesintisiz bir azaba çarptırılacaklardır…

Tefsir alimlerimiz  bu  konuyu izah ederken, CENNETİN ve CEHENNEMİN SONSUZA kadar var olacakları, ancak göklerde ve yerde var olacak  degişimlerin  cennet ve cehennemi etkilemeyecegi  bildirilmiş olmaktadır. Alimlerimizin bu konuda hiç  bir farklı görüşe  yer  vermediğini, Cennetin ve Cehennemin  sonsuza kadar var olacakları  konusu kesin olarak inanılması gerektiğini  ve bu hususu inkar eden bahtsızların açık bir sapıklıga düşmüş oldukları ifade  ettiklerini  okuyoruz.

 

Fıkhı ekber şerhinde konu ile alakalı şu bilgilere yer veriliyor. Allahu teala cennet ile cehennemi mükafat ve azab için yaratmıştır. Ehli cennet cennette, Ehli cehennemde  cehennemde ebedi dirler. Çünkü Cenabı hak, Bakara suresi ayet.62.de şöyle buyurulmaktadır: ***  İman edip güzel amellerde bulunanlara gelince;  onlar da cennet ehlidirler. Onlar orada EBEDİ kalacaklardır.*** Cenabı hak Kafirler, münafıklar…CEHHENNEMLİKLER hakkında da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onlar o ateşin yaranıdırlar ki, orada onlar bir daha çıkmamak üzere  EBEDİ kalıcıdırlar. Bakara.suresi ayet.275. ***  Bilinmelidir ki; *CEHENNEM  EBEDİ  DEĞİL* diyen sadece  simdiki  bazı  akademisyenler  değildir. Şurası iyi bilinmelidir ki; Tarihi sürec  içerisinde söylenmedik söz kalmamaıştır.

Örneğin  SAPIK mezheplerden CEHMİYYE-CEBRİYYE FIRKASI bağlıları da, Cennet ile cehennemin  ve cennet ile cehennem  ehlinin fani olduklarını , orada EBEDİ kalmayacakları görüşünü  öne sürdüler. Bu söz hiç ŞEK  VE  ŞÜPHESİZ batıl bir söz olup, kitaba, sünnete ve icmai ümmete muhalif olduğu hakikati  alimlerimiz  tarafından ifade  edilmiştir.  Allahu teala fazlı kereminden olmak üzere diledigini iman ve taate ibadete hidayet eder. Adaleti icabı da diledigini küfür ve isyanla sapıklık içinde bırakır. Yani kendi celalinin (azametinin, büyüklügünün) mazharı  ve azabının yeri kılar. Sonra Allahu tealanın hidayeti tevfik ve ihsanından ibarettir. Yani Cenabı hak her işte kuluna yardımcı olur ve bagışlar lütfu ile lütuflandırır ve bagışlar.

 

Rabbimiz Zümer suresi ayet.71-72.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden peygamberler gelmedi mi? derler. „Evet geldi“ derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur. Onlara: İçinde EBEDİ kalacağınız cehennemin kapılarından girin; kibirlenenlerin yeri ne kötü! denilir…*** Yine Zuhruf  suresi  ayet.74.te  mealen şöyle  buyurulmaktadır: ***Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar….*** Rabbim  CÜMLE Müslümanları kafirlerin, münafıkların, yolunu  sapıtmışların, heva  ve  heves  ehlinin, Kendini  ilim  sahibi  zanneden  cahil  ve  cühelanın şerrinden muhafaza  eylesin. Bizleri SIRATI MÜSTAKİM’DEN ayırmasın…

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.