Diyalog ve Hoşgörü Üzerine

Cenabı Hak Ali İmran suresi Ayet.151- 152.de mealen şöyle buyuruyor: *** Şüphe yok ki Allahı ve Peygamberlerini inkar ederek kafir olanlar, bir de Allah ve Peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler ve: ‘’ Kimine inanırız, Kimini inkar ederiz’’ diyenler, böylece bunun (Küfürle –İmanın) arasında bir yol tutmaya yeltenenler; işte onlar gerçek kafirlerin taa kendileridir…***

Peygamber Efendimiz, Hz. Ömer efendimizin elinde içerisinde Tevrat’tan bir şeyler yazılı olan bir sahife görünce kızar ve mealen şöyle buyurur: ** Ey Hattab oglu. Yoksa sen şüphe içindemisin ? Ben onu (Kitabı) Bembeyaz – ak ve temiz, pak olarak getirmedimm mi ? Eger kardeşim Musa (AS) yaşıyor olsaydı, bana tabii olmaktan başka bir şey onun için caiz olmazdı… Darimi.**

Günümüzde en çok konuşulan, yazılan ve tartışılan meselelerden birisi de; Dinler arası DİYALOG ve HOŞGÖRÜ çalışmalarıdır diyebiliriz. Bu konu hem Müslümanlar hem de Yahudi ve Hristiyanlar açısından, Aslında kesin çizgileriyle belirgin temelleri olan ve aynı zamanda çok NAZİK bir meseledir. Bu konu sadece zamanımızın degil yüzlerce yılların günümüze aktardıgı meselelerden birisidir aslında…

Yalnız şu hususu belirtmeliyim ki; Bu Nazik meselede her hangi bir İnancı, meshebi, görüş ve düşünceyi irdelemek amacında degilim. Ben sadece Dinimin bana vermiş oldugu İTİKADİ bilgilerin ışıgında konuyu gündeme getirmeye gayret edecegim. İnanıyorum ki; Eger bizler kendi İtikad ve İnancımızı yeterli derecede açıklayacak olursak asıl maksadımıza ulaşırız diye düşünüyorum…

Zamanımıza kadar gelen süreç içerisinde *YENİ DÜNYA DÜZENİ * gibi kavramlar gündemimize oturmuş İslamiyeti bir kaşık suda bogma çabasında olan zamanımızın güçlü devletleri yeni yeni tuzaklar ortaya koymaya başlamıştır. Bu tuzakların en belirgini ise: * Musevilik, İsevilik ve Muhammediligin birleştirilmesi* meselesidir. Bu birligi isteyen etkili çevreler o kadar yumuşak kılıflar bulmaktalar ki; İnsanları ne var canım bu çalışmalarda, gayet normal ya da olması gereken çalışmalar, gayretler dedirten tipten isimlerle çıkışlarını yapıyorlar…

Çok masumane bir şekilde hazırladıkları bu isimlere ve kavramlara bakacak olursak mesela: ‘’ Dinleri birbirine yakınlaştırma daveti ’’ ya da ‘’ Dinlerin birbirine yakınlaşması ‘’ ve ya ‘’ Dini taassubun ve tutuculugun terkedilmesi çalışmaları ‘’ O da olmadı * DİNİ KARDEŞLİK * ve * DİN BİRLİGİ * daha bir özelleşecek olursa: * İslam ve Hristiyanların KARDEŞLİGİ * İşin siyasi yönünü düşünenler bir isim daha bulmuşlar bu da: * Komunizme karşı İslam ve Hristiyanlık dayanışması hareketi.* gibi…

DİN KARDEŞLİGİ * ve DİNLERİN BİRLEŞMESİ * Çalışmalarında göze batan en etkili çalışmaları zamanında; Cemaleddin Efgani ve onun talebesi Muhammed Abduh ondan sonra da Reşid Rıza ve bu saydıgımız MASON locasının etkili isimlerini takip eden yenilikçi, modernist, İslamcı, Reformist gibi isimlerle anılan entellektüel şahsiyetler ve onların dünya yüzündeki uzantıları, günümüze gelene kadar YEHOVA ŞAHİTLERİ, EVRENSELLİK HAREKETLER de olmak üzere her yolu denemişler ve halâ da denemektedirler…

Bilhassa 1980. Yılından itibaren Mısır ve Türkiye başta olmak üzere Dinler arası DİYALOG ve HOŞGÖRÜ çalışmalarına hız veren bu yolun yolcuları Televizyon, Radyo Gazete, Dergi, Kitap, İnternet baglantıları başta olmak üzere İletişim araçlarında her yönü denemişler ve son sürat yollarında ilerlemektedirler. Çünkü en büyük ve etkili devlet imkanları bu insanların emrine sunulmaktadır…

Bu İnsanlarda sloganlarını süslü ve insanlara hoş gelen sözcüklerle propaganda etmeye hızla devam etmektedirler. Örnegin: * DİNLERİN BİRLİGİ * DİNLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ * , ‘’ ÜÇ DİNİN TEVHİDİ ‘’ , ‘’ İBRAHİMİLİK ‘’ , ‘’ MİLLETİ İBRAHİM ‘’ , ‘’ İBRAHİMİ BİRLİK ‘’ ,’’ İLAHİ DİNİN BİRLİGİ * , ‘’ MÜ’MİNLER HAREKETİ ‘’ , ‘’ MÜ’MİNLER BİRLİGİ HAREKETİ ‘’ , İNSANLAR BİRLİGİ * , ‘’ EVRENSEL DİN ‘’ , ‘’ DİNLER ARASI DİYALOG ‘’ , ‘’ MİLLİ BİRLİK MENSUPLARI ‘’, ‘’ EVRENSELLİK VE DİNLERİN TEVHİDİ ‘’

Tabiiki bu Modernist ve Reformcu zihniyet bunlarla yetinmemiştir. Daha sonraları sloganları artırdılar ve bir slogan daha eklediler ki, o da şuydu. * SEMAVİ KİTAPLARIN BİR OLUŞU * ve işi daha da ileri götürüp Bir Kap-Cilt içinde; Kuranı Kerim, Tevrat ve İncili birleştirip basımını yapmaya karar verdiler. Bu Diyalog ve Hoş görücüler daha sonra, * GÜNLÜK İBADETLER HAYATINA * da el atmışlardır. İtalyanın ‘’ ESİS ‘’ Kasabaında PAPA’nın istegi dogrultusunda kendi ifadelerine göre ÜÇ DİNİN TEMSİLCİLERİ 28.Ekim.1986.Yılında * RUHUL KUDÜS NAMAZI * Adı altında Namaz kılmışlardır…

Evrensellik düşüncesiyle, çagdaş bir akıma kapılan bu Diyalog ve Hoşgörücüler RUHUL KUDÜS NAMAZINI defalarca kılmışlar hatta; Japonyanın ‘’ KİTO ‘’ dagının zirvesinde bir ORTAK NAMAZ daha kılmışlar bu Namaza zamanın bir çok gözde İslami müesseselerinin temsilcileri defalarca katılmışlardır. Kuranı Kerimde KİTAPLI KAFİRLER olarak anılan insanlar orada bulunan üç dinin temsilcilerine tabiiki Müslümanlara da İMAMLIK yapmışlardır…

Bütün bunların yanında bir de insanları bu nazariyeye çekmek, onların dikkatlerini bu düşünce etrafında yogunlaştırmak ve düşünce etrafında toplanmalarını saglamak için bu insanlar propagandalaında parlak, yaldızlı ve göz kamaştırıcı üsluplar kullanmaktadırlar mesela: Amaç; Dünya barışını temin etmektir, İnsanların mutluluk ve saadetlerini oluşturmaktır, KARDEŞLİK, HÜRRİYET EŞİTLİK, iyilik sever olmak ve İhsan perestlik gibi MASONİK cümleler özenle seçilmiştir…

Ayrıca önemli etkinliklerden birisi de: 12-15.Şubat.1987. Tarihinde İspanyanın KURTUBA şehrinde * İBRAHİMİLİK KONFERANSI * Tertib edilmiş Bu Konferansa Yahudi, Hristiyan ve Müslüman entellektüelleri katılmışlar, Bu Konferansın adını * İbrahimi birlik için uluslar arası DİYALOG KONFERANSI * koymuşlardır. Aynı zamanda bu maksatları dahilinda bir FAKÜLTE kurulmuş bu Fakülteye * AVRUPA DİNLERİ BİRLİGİ KURTUBA FAKÜLTESİ * adını koymuşlar Bu Fakültenin dekanlıgına Hristiyan Rogar Graudy getirilmiştir…

Avrupa Dinleri Birligi Kurtuba Fakultesinin kurulmasının en önemli sebebi; Bir çok DİNLERE mensup olan insanların bir çok ortak noktalarının bulundugu ve bir arada yaşayabileceklerini ispat etme gayreti oldugu ifade edilmiştir. Zaten Diyalog ve Hoşgörücüler ve bu nazariyeye inananların en açık etkili oldugu alanlardan birisi ve amaçları; Bütün Dünyada konferanslar tertip etmek, yeni yeni bu düşünce etrafında Bu üç dinlerin birligine davet eden Dernekler, Cemiyetler kurmak, oluşturmak ve bu anlamda Klupler ihdas etmektir. Bunu da son yirmi yılda fazlasıyla yapıyorlar…

Yine bu anlamda 1987. Yılından itibaren kurdukları Dernek ve Cemiyetlere bakacak olursak 21.Mart. 1987.Yılında Sadece Allahın varlıgına inananlar adına uluslar arası olarak kurulan * MÜ’MİNLERİN BİRLİGİ * cemaatı. Yane aynı yılda kurulan * DİNDAR GENÇLER KLÜBÜ * Nisan.1987.Yılında kurulan. İNSANLAR BİRLİGİ Cemiyeti. Bu Kuruluşların örnegi epeyce fazladır. Bu ve buna benzer Cemiyet, Dernek ve klüpleri buraya almamızın asıl gayesi şudur ki:

Bütün bu kuruluşların, müesseselerin tabela ve iç tüzükleri öyle bir şekilde ayarlanmıştır ki, tek gaye İslam Dini ile Yahudilik ve Hristiyanlık arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması ve İslami şahsiyetin, özü mesabesinde olan: * İSLAM KENDİSİNDEN ÖNCEKİ DİNLERİN ORTADAN KALDIRMIŞTIR, NESHETMİŞTİR ve ayrıca KURANI KERİM KENDİNDEN ÖNCEKİ BÜTÜN KİTAPLARIN HÜKMÜNÜ KALDIRMIŞTIR VE HAYATIN HER YÖNÜNE SAHİP OLAN TEK KİTAPTIR.* İlahi Prensibini ortadan kaldırma çalışmalarıdır. Tabiiki bütün bu çalışmalar * DİNLERİN BİRLİGİ * ismi altında yapılmaktadır…

Bu dernek, Cemiyet ve Klüpler yüklü bir sermaye ile kurulmuş ve sembolleri ise sanki hiç kimseyi küstürmeyecek bir yapıya büründürülmüştür. Mesela Felsefecileri unutmamışlar DARVİN den İLERİCİLİK ve GELİŞME – EVRİM düşünceleri bayraklaştırılmış. Karl Marks’ EŞİTLİK ilkesi benimsenmiş, Kızılhaç örgütünü sembolize eden YARDIMSEVERLİK ilkesine baglı kalınacagına vurgu yapılmış, PAPALIGI sembolize eden * İNSANLIK İÇİN EVRENSEL BARIŞ ve DİNİ KARDEŞLİK ilkeleri benimsenmiş, Ayrıca Flama ve Bayraklarında 8.sayısı üzerinde GÖKKUŞAGI Birleşmiş Milletler amblemi konulmuştur. Gökkuşagı bilindigi gibi Kitabı Mukaddesin TEKVİN bölümünde genişçe işlenmekte olan bir Yahudi inancını ifade etmektedir…

DİYALOG ve HOŞGÖRÜCÜLER 1995. Yılında Mısır da Şarm el Şeyh Kentinde büyük bir konferans düzenlemişler ve * İBRAHİMİLİK * seminerleri vermişler bu konferansa Yahudi, Hristiyan, Müslüman hatta Komunist devlet adamları ve entellektüeller katılmış. KURANI KERİM, İncil ve Tevratı aynı KAP içinde basmayı kararlaştırmışlardır…(Kaynak: Dinler arası Diyalogdan çıkarı olan kim.B.A.Abdullah Ebu Zeyd )

Günümüz de de ÇAGDAŞ DÜNYA DÜZENİ, BÜYÜK ORTADOGO PROJESİ, DİNLER BİRLİGİ PROJESİ, KADIN HAKLARINI KORUMA PROJESİ ve tabiiki Türkiye de de her sene giderek daha fazla imkanlarla gelenekselleştirilen toplantılar aynı gayeye yönelik çalışmaların ürünüdür ne yazıkki. Türkiyedekiler Vatikan yetkililerine ve Yahudi temsilcilerine bol agızdan onları sevindirecek mesajlar verilmektedir ne yazıkki. Mesela İBRAHİMİ DİNLER kapsamı içerisinde; HARRAN’DA ÜÇ DİNİ ayaga kaldırma çalışmaları gibi (Camii, Havra ve Kilise inşa ederek bir külliye ve Akademi çalışmaları teklifi Diyalog ve Hoşgörücüler tarafından Papa’ya verilen tekliflerden bir tanesidir.)

İnancımız O’dur ki; Hangi parola adı altında geçerse geçsin ÜÇ DİNİN karışımından olan bir bulamaca biz Müslümanların tevessül etmesi katî surette caiz degildir. İslam Dini Kendisinden önceki bütün Şeriatleri neshetmiş hükmünü ortadan kaldırmıştır. Allah indinde yegane ve tek DİN İSLAMDIR. Allah korusun bir den fazla DİN düşüncesi Allaha İsyan olur, şirk olur, küfür olur, sapıklık olur, bidatçılık olur. İslam Dinini; Hristiyan ve Yahudilerin tahrif edilmiş, bozulmuş ve neshedilmiş – hükmü kaldırılmış inançlarıyla beraber görmek İslam Dini ve Müslümanlara kurulmuş en büyük TUZAKTIR…

Diyalog ve Hoşgörü çalışanlarının davetlerinin en büyük tehlikesi başta bu davet, Müslümanların en açık İTİKAD esaslarıyla bagdaşmamaktadır. Daha sonra Rasullerin ve Risaletlerini hürmet ve saygınlıgını yer le bir etmekte, çignemekte, Kuranı Kerimin dogrulugunu iptal etmekte; Kuranın kendisinden önceki bütün kitapları neshettigi, İslam Dininin Kendisinden önceki bütün şeriatları ortadan kaldırdıgı ve Peygamberligin Hz. Muhammedin (sav) risaletiyle mühürlendigi (Hatemül Enbiya) sona erdigi hükümlerini görmezden gelen ve iptal etmeye çalışan, geçersiz sayan sapık bir çalışmanın ürünüdür…

Öyle inanıyorum kişi; Ben Müslümanlardanım diyen hiç kimse hiç bir şekilde bu türlü çalışmaların, organizasyonların içerisinde olamaz. Çünkü Müslümanlar öyle bir Dinin mensubudurlar ki; Kendi Dinlerinde, Kitaplarında, Peygamberlerinde hata, kusur ve eksiklik aramayan bir ianaçla Dinlerine baglı olan kişilerdir. Zaten böyle olmazsa Müslüman olmazlar çünkü şüphe ile İMAN bir arada olmaz inancındayız…

Zaten Rabbimiz bizleri Kuranı Kerimin çogu Ayetlerinde uyarmakta ve ikaz etmektedir. Mesela Ali İmran Suresi Ayet.100.de mealen şöyle buyuruluyor: *** Ey İman edenler, eger siz Kitap ehlinden bir kesime itaat edecek olursanız, sizi İMANINIZDAN sonra KAFİRLER olarak geriye döndürürler…***

Bakara Suresi Ayet.109.da ise mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Kitap ehlinden bir çogu HAKK kendilerine besbelli olmuşken Ruhlarında yerleşmiş olan kıskançlıktan dolayı, sizi İMANINIZDAN SONRA Kafirler olarak geriye döndürmeyi çok isterler…***

Yine Bakara Suresi Ayet.105.te mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Kitap ehli olan KAFİRLER de MÜŞRİKLERDE Rabbinizden üzerinize hiçbir hayrın – iyiligin indirilmesini istemezler…***

Tekrar tekrar ifade etmekte fayda umuyorum; Yahudi ve Hristiyanlar, Müslümanlar Dinlerinden döndürmek için çok çalıştılar, faaliyet sahalarını çok geniş tuttular, Misyoner faaliyetleri ile, Mason locaları ile, Lions ve Rotary kulüpleri ile akla hayale gelmedik yerlerde Dernek, Cemiyet ve Klüpler kurarak, Müslümanlar üzerindeki tuzaklarını, sinsi sinsi eylemlerini son sürat ilerletmektedirler. Dinler arası DİYALOG ve HOŞGÖRÜ faaliyetleride bu TUZAKLARININ bir uzantısıdır.

Biz Müslümanlar mümkün oldugu kadar bu tür faaliyetlere karşı uyanık olmaya gayret edecegiz. Dinimizi ögrenmeye ve yaşamaya çaba sarfedecegiz. Allahın kopmaz ipine sımsıkı sarılacagız. Sözlerin en güzeline Kuranı Kerime ve Peygamber Efendimizin sözlerine, Sünnetine uyacagız. Ve sonunda HASBUNALLA HU VENİĞMEL VEKİLdiyecegiz. Vekilimiz, Dostumuz Allah olduktan sonra korku ve endişeyi de aklımıza getirmeyecegiz. Rabbimize DUA ile yaklaşacagız İTAAT ve TESLİMİYETLE baglı kalacagız inşaallah…

Allahım. Yalnız sana inandık, sana baglandık, yalnız sana güveniyoruz. Bizleri her hâl ve şarta sana baglanan kullarından eyle. Bizleri senin kopmaz ipine sımsıkı sarılanlardan eyle. Bizleri SIRATI MÜSTAKİM yolunda devamlı olanlardan eyle. Bizleri EHLİ SÜNNET çizgisinden ayırma. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…

Sermed Kadir… 05.06.2005

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.