Ebedi Saadet Diyarı: Cennet

Cennet: Mana olarak Agaçlı bahçe; yeşillikleri bol bostan; sık dal ve yaprakları ile yeri gölgelendiren hurmalık ve baglık olarak anlaşıldıgı gibi; Dini anlamda yani Istılahta: Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldigi kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve muttaki kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki verilecek olan bol nimetler yurdunun adıdır.

Kuranı kerim ve Hadisi şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa kuranı kerimde agaçları altından ırmaklar akan cennetler şeklinde anlatılmaktadır. Kuran ve Sünnette ifade buyurulduguna göre, peygamberlerin davetine uyup iman eden ve salih amel işleyen kimseler cennete gireceklerdir. Bu kimseler cennetliktir.

Esasen Allaha ve insanlara karşı görevlerini yerine getirmekle insan daha dünyada iken manevi bir huzura kavuşur, maddi refah saglanır ama tam ve gerçek manasıyla huzur ve kardeşlik cennette gerçekleşir. Kuranı kerim Namazını eksiksiz kılanların, malından bir kısmını yoksullara, fakirlere ayıranların, ceza ve hüküm gününe yani ahirete inananların, Allahın gazabından korkanların, Irzlarına, namuslarına sahip olanların, sözlerine ve emanetlere sadık kalanların, dogru şahitlikte bulunanların cebnnete gireceklerini buyurmaktadır.

Ehli sünnet vel cemaat inancına göre, La ilahe illallah, Muhammedün rasulullah diyen ve bunun geregince iman edip salih amel işleyen her kimse Allahın izniyle mutlaka cennete girecektir. Cennetlikler cennete girdikten sonra hastalık, sakatlık, ihtiyarlık, huysuzluk ve buna benzer bütün olumsuz hallerden uzak olarak yaşayacaklardır.

Cennet ile cehennem, kıyamet gününden önce yaratılmış olan ve halen mevcud bulunan varlıkalrdır. Hadimi (rh.a) diyorki: Cennet ve cehennem hakdırlar. Ve şimdi mevcuddurlar, kalıcıdırlar, cennet ve cehennem ne yok edilecekler ne de onların ehli yok olmayacaklardır. Çünkü, onlar hakkındaki ayet ve hadisler gizli olmayacak kadar meşhurdurlar ve sayılamayacak kadar çokturlar. Çünkü Adem ve Havva nın kıssası vardır. Bir kere onların vücudu sabit olduguna göre onların yokluklarına dair açık bir delil olmadıkça yok olduklarına hüküm olunmaz. Esah olan ise onların mekanlarının teayün (yani anlaşılma, anlaşılır olma hali) etmiş olmamasıdır. Devvani dedi ki:

Ekseri görüşler; Cennetin yedi kat göklerin üstünde ve arşın altında olduguna dairdir. Cennet ve cehennem fani degillerdir. Ehilleri de fena bulmaz yok olmazlar bakidirler. Önce Cennet hakkındaki Ayet ve haislere açık delillere bakalım: Allahu teala Ali imran suresi.Ayet.133.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Rabbinizin magfiretine ve Allaha karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun.***

Yine hac suresi.ayet.23/24 te mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Dogrusu Allah, inanıp salih amel işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. Bu kimseler sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, övülmeye layık olan Allahuın yoluna eriştirilmişlerdir. ***

Rad suresi ayet.23/24 de ise; *** İşte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri adn cennetleri vardır. Eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip- Sabretmenize karşılık, size selam olsun , burası dünyanın en güzwel sonucudur- derler. *** İslam ulemasını anlatımına bakacak olursak:

Bu ayeti kerimeler salih kimselerin, eşlerinin, babalarının ve nesillerinin kendileriniden daha üstün mertebede bulunan bu salih kimselere yaklaştırılacaklarını göstermektedir. Ancak burada birinciler yüksek dereceye kavuştukları gibi, ikincilerde iyilerden olarak oralara adn cennetlerine yani içinde sürekli- devamlı kalınan cennetlere yahutta cennetin taa ortasında bulunan bu yerlere yaklaştırılmayı hak etmiş olurlar. Meleklerde, Cennetliklerin evlerine girerek onlara selam verecekler. Yüce Allahın diledigi türden hediyeler takdim edeceklerdir. Bütün bunlar, cennetlikler için lütuf ve ikramın artması, onların gönüllerinin sürekli rahat tutulması için olacaktır.

Cennet le ilgili diger ayetlere baktıgımızda oranın meyveleri hiç kesilmeden devam edecek, Agaçların gölgeleride dünya agaçlarının gölgeleri gibi güneşin durumuna görebir yönden bir yöne kaymayacak, oldugu gibi salih kullarınabir nimet olarak kalacaktır. Ayrıca onlara cennette yüce Allahın ziyafeti verilecektir. Cennetlikler, yüce Allahın misafirleri durumundadırlar. Ancak bu ziyafet sonsuza kadar sürecek bir ziyafettir. Yüce Allah, Dünyada kullarından misafirlerine ikramda bulunmasını istedigine göre, kendi zatının verecegi ziyafetin ne derece büyük ikram ve izzetlerle dolu olacagı, sonsuza kadar hep artarak sürecegi açık bir şeydir.

Cennette, dünyada yemiş oldukları yiyeceklerin şekil olarak benzerleri olacak ama lezzet ve miktar bakımından düşünemeyecegimiz hatta tahayyül edmeyecegimiz kadar farklı olacaktır. Cennetlikler orada hurilerle evlendirilecekleri gibi, dünya kadınlarından da eşleri olacaklardır. Cennette gerek erkekler, gerekse kadınlar bekar olmayacaklardır. Dünyada evlenmiş olan kadınlar, cennette eşlerinin gözlerinde oranın hurilerinden daha güzel olacaklardır. Rablerine karşı gelmekten sakınan salih müminler: bölük bölük cennete götürülecekler Yani cemaat ve guruplar halinde, hızla cennete dogru sevk edileceklerdir.

Ayrıca cennetliklerin kendi aralarındaki dereceleride farklı olacaktır. Bu nedenle her derecedeki insanlar, ayrı bir cemaat halinde cennete sokulacaklardır. Meleklerin – size selam olsun – sözleri, – artık bundan sonra sizin hoşunuza gitmeyecek bir şey karşınıza çıkmayacaktır.- anlamındadır. Hoşgeldiniz ! İsyankarlık kirinden kendinizi temizlediniz. Bu sözler cennetliklerin, görünen ve görünmeyen bütün kirlerinden ve pisliklerinden tamamen arındırıldıktan sonra cennete sokulacaklardır. Müminlerin kalplerindeki kin ve garaz gibi kötü huylardan temizlenmeleri onların cennete sokulmalarından önce gerçekleşecektir. Onlar tahtlar üzerine oturtulacaklardır.

Said havva (rh.a) diyorki En dogrusunu Allah bilir de burada tahtlar ile kasdedilenler, cennetliklerin üzerinde oturdukları ve üzerlerine güzel yastıklar dizilmiş olan divanlardır. Allahu tealanın orada verecegi rızıklar hiç tükenmeyecektir. Ve kesintiye de ugramayacaktır. Orada sabah akşam rızıkları hazır olacaktır. Bazı ilim adamları bu ifadeden kasdedilen anlamın, rızıkların sürekliligi oldugunu söylemişlerdir. Yoksa cennette sabah ve akşam olmayacaktır. Cennette herkesin arzuladıgı nimet ve rahatlık bulunacak,her şey azuladıgı anda yerine getirilecektir. Cennette her şeyi Allahın izniyle elde edeceklerdir.

Kadı Beyzavi ilgili ayetin tefsirinde diyorki: -Yüce Allah, cennetliklerin içinde bulundukları durumun ne derece yüce zevklerle dolu oldugunu, onların ne kadar sevinç içinde olacaklarını ve inasanların kavrayabileceklerinin çok üstünde bir zevk içinde bulunacaklarını açıklamaktadır.-

Tirmizi, Ubade bin Samit (ra) ten şu şekilde rivayet etmiştir: ** Cennet te yüz mertebe vardır. Her iki mertebenin arası, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki mesafe kadardır. Bu mertebelerin en yüksegi ise Firdevs tir. Cennetin dört büyük ırmagı buradan dogar. Arş da, onun üzerinde dir. Allahtan ( cennet mertebelerinden herhangi birini) dilediginiz zaman, Firdevsi dileyin.**

Tirmizi, Abdullah bin Ömer (R.a) den rivayet etmiştir. ** Rasulullah şöyle buyurdu: Kevser, cenntte bir ırmaktır. İki kıyısı altındandır. Aktıgı alan yani mecrası yakut ve incidir. Topragı miskten daha güzel kokar. Suyu baldan daha tatlı ve kar dan daha beyazdır.** Muslim, Ebu Hureyre (ra) den rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Sizden, cennetin en alt derecesine ulaşan birine –iste- denilir. O da ister. Kendisine- istedinmi- istediklerin bittimi ? denilir. O da evet der.

Bunun üzerine ona istediklerinin tümü ve bir o kadarı senindir denilir.**

Taberani, Abdurrahman bin Saide (ra) nin şöyle söyledigini rivayet etmiştir: ** Ben atları severdim. Bu yüzden Rasulullaha (sav): Ey Allahın rasulü ! Cennette atlarda olacakmıdır ? diye sordum. O da şöyle buyurdu: Ey Abdurrahman ! Eger yüce Allah seni cennete sokarsa, orada seni uçarak istedigin yere götüren yakut tan atın olur.** Burada birde Cennetin tabakalrına bakalım:

İbni Abbas (ra) dan gelen bir rivayette , cennetin yedi tabakası oldugu haber verilmektedir. Bunlar, Firdevs cenneti, adn cenneti, Darul huld cenneti, Mev’a cenneti, Dar‘us selam cenneti, Naim cenneti ve illiyyun cennetidir. Bu tabakalardan her birinde , Müminlerin yaptıkları iyi işler karşılıgında girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardır. Her ne kadar İbni Abbas Cennetin tabakalrını yedi ile sınırlandırmışsada, ayetlerden anlaşıldıgına göre, cennetin daha bir çok tabakası vardır. Burada İbni abbasın haber verdigi ve ayetlerde adları geçen cennet tabakaları, cennetin en yüksek tabakalarıdır.

Ümmü Harise R.anha) dan gelen Hadisinde Şehid olan çocugu hakkında Hz. Peygamberden bilgi almak üzere gelen Ümmü harise ye Peygamber efendimiz ona bir çok cennet oldugunu belirtmiş, bedir de şehid olan çocugununda * Firdevsi ala da oldugunu söylemek suretiyle teselli etmiştir. -Et TAC tercemesi.-

Yine Buhari nin bir rivayetinde Peygamber efendimiz (sav) Allah yolunda savaşan mücahidler için Cennet te yüz derece (tabaka) hazırlandıgını ve iki derecenin arasının yerle gök arası gibi oldugunu haber vermekte ve sözlerine devamla;** Allahtan istediginiz zaman Firdevsi isteyin …. Çünkü firdevs, cennetin ortası ve cennetin en yüksegidir… Firdevs ten Cennet nehirleri dogar.** buyurmaktadır.(Buhari.cihad bölümü.)

Cennetin dereceleri (tabakaları) hakkında çok ayet cve hadisi şerifler mevcuttur. Bu ayet, hadis ve islam alimlerinin yorumlarından Cennetin bir çok tabakası oldugu anlaşılmaktadır. Bu tabakalardan, derecelerden bazılarının daha yüce ve nimetlerinin daha güzel veya daha efdal olması sebebiyle isimleri bize bildirilmiştir. Firdevs Cenneti mertebece en yüksek olan Cennet tabakasıdır.[1] Ramazan el buti diyorki:* Cennet ve cehennem insan hayatının en nihayet varacagı son duraklarıdır. Bunlar en son ve daimi durak yeri sayılırlar. Onlardan sonra durak yoktur.

Allah’ım. Bizi Sana yakın kılan adımlarımızda, bize muvaffakiyet ver. Bize Senin nûrunu anlamayı ve anlatmayı nasib eyle. Senin rızâna ulaştıracak iş ve çalışmalarımızda bize yardım et. Sırat-ı müstakimde yürümemiz ve sıratı müstakimden ayrılmamamız için elimizden tut. Bize sadakatta, doğrulukta, hayırlı işlerde, güç ver, kuvvet ver, kudret ver. Bizi şeytanın her türlü hîle ve tuzağından muhafaza et. En sonunda bizleri cennette cemalini göstermekle şereflendir. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin.
Sermed Kadir… . LU… 05.09.2004

[1] Samil Islam ansiklopedisi.s.300.302

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.