بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا أَفَمَنْ يُلْقَى فِي النَّارِ خَيْرٌ أَمْ مَنْ يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
TEFEKKÜR EDELİM… Muhterem Müslümanlar… TEFEKKÜR:Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma âmeliyesidir diyebiliriz. Bilindii gibi her şey ZIDDI ile kaimdir hükmünce Tefekkürün zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizliktir. TEFEKKÜR, insana mahsus bir özelliktir. İnsan, tefekkür sayesinde diğer varlıklardan ayrılır ve üstün olur. Tefekkür ancak kalpte tasavvuru mümkün olan şeyler hakkında yapılabilir. Onun için, Allah’ın yarattığı varlıklar hakkında tefekkür mümkündür. Fakat Allah’ın zatı hakkındaki tefekkür mümkün değildir denilmiştir. Çünkü Allah celle şanuhu hiç bir şekilde suret olarak vasıflandırılamaz ve şekil olarak hayal edilemez… Rabbimiz fussilet suresi ayet.40.ta mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onlar Bizim ayetlerimiz konusunda çarpıtma yapanlar, bize gizli kalmazlar. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O, yapmakta olduklarınızı gerçekten görendir…*** İnanıyoruz ki; Müslüman kibir ya da gururla benlik taşıma durumundan uzak olmalıdır. Müslüman birey benlik duygusunun esareti altında kalmamalı, Selim Akıl nimetiyle hareket en güzel bir şekilde hayatını TANZİM etmelidir.
Tirmizi’nin bizlere ulaştırdığı bir Hadisi şerifte Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ***Düşünerek hareket etmek, Allahtandır. Acele etmek ise, şeytandandır…** Muhterem Mü’minler… Yine Selim Akılla düşünürsek DÜN yok idik. BUGÜN ise çok çabuk toplum içinde kendimizi gösteriyoruz. Bu kısa dünya macerasında ya da imtihan alanından YARIN da yok olacagız. Her fani olanın başına geldigi gibi ölüm çemberinden geçecegiz. Aklımızca ve İmanımızla hareket edelim iyisimi biz kendimizi yine yok gibi farzedelim. Gerçek var olan ise Mutlak surette yaratıcımızdır ezelde vardı, dün vardı ve yarın yine sadece o olacak… Bizim için tek çıkar yol Allahın emir ve yasaklarına yapışmaktan başka kurtuluş bilmiyoruz… Sadece Allaha kul olacagız ve onun emirlerine baglı kalacagız. Sadece Allah için kıyamda ve kunut ta duracagız saygı sevgi ve huşu ile Rabbimize secde edenlerden olacagız. Ondan geldik yine Ona dönücüler oldugumuzu aklımızdan çokarmayacagız. Her şeyi O verdi, O veriyor ve yine el açıp her ihtiyacımıcı ondan istiyecegiz. Cennet ve Cehennemin sahibi bütün Kainatın sahibi herşeyi O yarattı yine O yaratacak O vardı, yine sadece o olacak…
Muhterem Kardeşlerim… Her zaman ve daima şuurlu, bilinçli hareket etmeyi İTİYAT haline getirelim inşaallah. Tefekkürü unutmayalım. Mutlaka bir şekilde görmüşüzdür ve biliyoruz insanlar zengin olabilirler, uzun ömürlü olabilirler, her türlü imkanların sahibi olabilirler fakat sonuçta akibet ölümle sonuçlandıgı için bu devran yaşanılan an hükümsüz sayılır. Hani derler ya bir varmış bir yokmuş ben onu demiyorum yine BİR OLAN her zaman vardır ve var olacaktır. Şu aleme ibret nazarıyla bakacak olursak Direksiz yerli yerinde duran gök kubbeye bakarak ibret almalıyız. Yolun sonuna gelmiş ve musalla taşında yatan ölüden dahi ibret almalıyız. İnsan olma değerini aklımızdan çıkarmadan kendimizi korumamız kendi menfaatımız için zaruridir inancındayız… Geçici olan dünyanın şerefliligini, Eger nefsimizin kötü arzularına uyarsak kaybedenlerden olacagımızı ve hakiki mutluluga eremiyecegimize aklımız yatsın artık. Nefsimizi korumak için gözümüzü açalım. Duyulması gereken en güzel sözler ve ihtarlar için kulagımızı açalım. Yeteri kadar dinlenmiyelim demiyorum ama aşırı olan uyku ve miskinlige, tembellige, başıboşluga artık son vermek için harekete geçelim. Dünyada bunca vahşet, fitne, fesat ve rezillik içerisinde kötülük tohumları ekilirken bizler ne yaptıgımıza ve ne yapacagımıza bakalım. Hakkı anlatalım, batıldan yüz çevirelim, Mukaddes degerlerimize sahip çıkalım…
Kardeşlerim… Sizlere en güzel sözleri ulaştırmak isterim tabiiki ama; Ahiret kervanı her zaman hareket halinde. Her zaman sorarız ya; Gerekli olan malzemeleri hazırladık mı, ilerisi için hazırlıgımız hangi safha da? ne yazıkki giyecek, yiyecek ve azık türünden olmayacak bu malzemeler. Zira zamanını tayin elimizde olmadan, ani bir şekilde çıkmak zorunda kalacagımız bu yolculukta lazım olacaklar… Kabir yani mezar, Haşir, Sırat, Mizan, Cennet, Cehennem gibi yerlerde bizlere faydası dokunacak, Salih amellerimiz olmalıdır. Son pişmanlık, aglamak, sızlamak keşke’lere sarılmak ve aldanmak gibi sözcükler oraları için hayli gecikmiş sözcükler olacak ne yazıkki…Tabiiki biz Cenneti istiyoruz. Salih amel derken Namaz, güzel ahlak, kendisiyle güzelce amel edinilen ilim, her türlü kötülüklerle, menhiyat’larla, zararlı alışkanlıklarla mücadele, Haram’lardan bütün şer ve kötülüklerden kaçınma, sadece helal olana ve meşru olana sarılmayı arzu ve ümit ediyoruz. Zira hazır lokma bile bazı gayretlerle midemize ulaşıyor. Bizler Allahın Rahmetine muhtacız, Rahim olan merhametinden istiyor ve dileniyoruz. Malik olan Rabbimizin azametine güveniyoruz. Samed ismi şerifinin eksiksizligi bizleri ümitlendiriyor. Cenabı hak bu ümidimizi ebediyyen bizlerden koparmaz inşaallah…