KÜFRE DÜŞÜREN SÖZLER ÜZERİNE NOTLAR…

Rabbimiz Araf suresi ayet.33.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah’a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır…*** Bir terim olarak, kişiyi küfre götüren ve dinden çıkmasına sebep olan sözlere *ELFAZ’I KÜFÜR* denir. İnanıyoruzki; mü’min için en değerli hazine imandır. İmanı korumak, kollamak için fiil, davranış ve sözlerimize çok dikkat etmemiz gerekir.Hele günümüzde küfre götüren tutum, davranış ve sözler gittikçe yaygınlaşmaktadır.

 

Toplumumuzda, Halk Müslüman olduğu halde İslâmî öğretimden, egitimden, kültüründen yoksun yetişmektedir ne yazıkki. Böylece Müslüman olduklarını rahatlıkla söyledikleri halde İslâm’la  bağdaşmayan söz ve davranışlar agızlarından çıkmaktadır bilerek ya da bilmeyerek. İslâmî ilimlerden  mahrum bırakılmış kişiler tabiî ki, bu büyük hatalara  düşmektedirler. Bu hatalardan, söylememesi gereken  sözlerden  dolayı kişinin küfre girmesi söz konusudur. Halk arasında bu çirkin sözler çok kullanılmaktadır. Bir mü’min olarak, bu duruma üzülmemek mümkün değildir  tabiiki…

 

İnanıyoruz ki; Gayri İslâmî uygulamalar yaparak, insanların İslâm’a aykırı yetişmelerine sebep olanlar, âhirette cezalarını göreceklerdir. Rabbimiz bu gerçeği Fatır  suresi  ayet.10.da mealen şöyle bildirmektedir: ***Kötülük yapmakta düzen kuranlar için çetin azap vardır. Küfre sapıp da Allah’ın yolundan (insanları) alıkoyanlar, Biz işledikleri bozgunculuğa karşılık, onlara azap üstüne azap ilâve ettik…*** İki kat azap olması; birincisi kendileri küfre girmeleri, diğeri ise başkalarını Allah yolundan alıkoydukları içindir. İslâm’a aykırı yaşamalarına sebep olduklarından dolayı azâbı kat kat olacaktır.

 

Müslüman kişinin söz ve davranışları İslâm’a aykırı olmamalıdır. Dolayısıyla söyleyeceği sözler, söylenmemesi gereken kötü, çirkin sözler olmamalıdır. Günümüzde dikkat edilmeden konuşulan sözlerin neler olduğunu; bunların bazılarını açıklayalım ki, bunlara benzeyen sözlerin de söylenmemesi gerektiği bilinsin. Müslümanların agızlarına almaması gereken bazı sözlerden örnekler verelim ama kesinlikle o sözlerden kaçınmasını da bilelim inşaallah. Mesela bazı cahiller şöyle der:“Allah Ondan Verdiği Canı Alamıyor.”

 

Aldığı bir emaneti zamanında veremeyen, geciktiren, vermemek içinmâzeret uyduran kişilerin bu yanlış hallerini anlatmak için kullanılan “Allah ondan verdiği canı alamıyor, ben nasıl ona verdiğimi alayım?” gibi sözler, söylenecek söz değildir. Bunu söyleyen, bilerek veya bilmeyerek, Allahu Teâlâ’ya eksiklik, âcizlik isnat etmiş olmaktadır. Bu sözde “Allah verdiği canı alabilecek güçte değil” mânâsı vardır. Bunu söylemek Allah  korusun insanı küfre götürür. Allah (c.c.)’nın kudret sıfatı vardır. Kudret: Gücü yetmek demektir.

 

Allah’ın gücü her şeye yeter. Rabbimiz Yasin suresi  ayet.82.de Mealen buyuruyor ki; ***O, bir şeye ‘ol’ dedi mi hemen o oluverir….*** Müslüman kişinin ağzından çıkan söze çok dikkat etmesi gerekir. Bazı cahiller derler ki: *Allah’ımı  İnkâr Edeyim…” Bu söz tabiî ki, İslâmî duyarlılıktan uzak kalmış kişilerin, neyin söylenip neyin söylenmeyeceğine önem vermeyen veya bilmeyenlerin düştüğü büyük hatalardandır.

 

Birisi, birine savunduğu şeyin doğruluğunu ispat etmek için söylediği söz: “Allah’ımı inkâr edeyim!”, ‘söylediğim doğru’ diyor. Bu çok yanlış ve tehlikeli bir sözdür. Söylediği doğru dahi olsa; Allah’ı inkâr etmeyi ihtimal olarak kabul ve inkârı basite alma açısından tehlikelidir. Çünkü Allah’ı inkâr, küfürdür. Küfrün neticesi ise ebedî Cehennemdir. Onun için yemin ederken dikkat edilmesi gerekir. Neye yemin edilir, neye yemin edilmez, bunları bilmek gerekir. Bir hadis-i şerifte Peygamber  efendimiz mealen şöyle  buyurmaktadır:

**Üç şey  var ki: hakikati hakikat, şakası da hakikattir; yemin, nikâh ve talak…** buyrulmuştur. Şaka da olsa bunlardan sakınmak gerekmektedir…

 

Bazıları da şöyle yemin ediyor: “Allah çarpsın, Kur’an  çarpsın, ekmek çarpsın, şu veya bu çarpsın!” diyorlar. Galiba çarpılmaya, perişan olmaya çok meraklılar veyahut yemin etmesini bilmiyorlar. İslâmî bilgilerden mahrum olan kişiler, şeytan ve dostları tarafından rahatlıkla  kandırılarak gayr-i İslâmî tutum, davranış ve sözlerde bulunmaktadırlar. Onun için hadis-i şerifte buyurulduğu gibi: **İlim öğrenmek, her müslümana farzdır.**(Muslim) Şeytan ve dostlarına aldanmamak için İslâm’ı iyi öğrenmek ve  icaplarını yerine getirmek lâzımdır. Zira imtihanı kazanmak için bu, böyledir. Cehaletin sonu yok işte cahillerin söyledikleri sözlerden birisi  şöyle: “Bu  İş, İnşaallaha  Mâşaallaha Kaldıysa Yandık.”

 

Bu da söylenmemesi gereken bir sözdür. Kardeşlerim, İnşaallah demek;  Allah nasip ederse demektir. Başlıktaki söz şu anlama geliyor: “Bu iş Allah’a kaldıysa netice beklenmez, bu iş olmaz” anlamı çıkmaktadır. Allah’ın büyüklüğünden, her şeye gücü yettiğinden şüphe eden kişinin, Allah’ın kudret sıfatını inkâr etmesi söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla akla geleni, duyduğumuz bir sözü düşünmeden söylemek değil; doğru olan, söylenmesinde,  sakınca olmayan sözleri söylemek gerekmektedir. İmandan habersizlerin sözlerinden biriside:  “Allah Baba” sözüdür. Bu da söylenecek bir söz değildir.

 

Bugünkü hıristiyanlar teslis akîdesine inanırlar. Bu inanışa göre Tanrı -hâşâ- üç tanedir. İzahı da şöyledir. Hâşâ Hz. Meryem Tanrı ile izdivaç yapmış, bu birleşmeden İsa Aleyhiselam doğmuş. Böylece Baba, Oğul ve Ruhü’l-Kudüs dünyayı idare ederler. Baba dedikleri Allah, oğul dedikleri İsa Aleyhiselam, Ruhu’l-Kudüs dedikleri Cebrâil’dir. Bu Üçe Hıristiyanlar Tanrı derler. Allah’a Hz. İsa’nın babası olarak  inandıkları için “Allah baba” derler. Bu düşünce sonradan hıristiyanlar tarafından uydurulmuştur. Bu sapık düşünceyi şimdiki hıristiyanlar da kabul etmektedirler.

 

Rabbimiz Tevbe Suresi ayet:30..da mealen şöyle buyurmaktadır:***Yahudiler Üzeyir Allah’ın oğludur dediler. Hıristiyanlar Mesih (İsa) Allah’ın oğludur dediler. Bu, onların (uydurdukları) ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) önceden kâfir olmuş kimselerin sözlerine  benzetiyorlar. Allah onları kahretsin. Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar…*** Örnein Türkiyede bazı kimselerin de hıristiyanların etkisi altında kalarak bazen şakadan, bazen gerçekten Allah Celle  şanuhu’ya “Allah baba” dediklerine zaman zaman şahit oluyoruz. Bazıları şöyle diyor: “Allah baba görüyor”  “ Allah baba taş eder”  “Allah baba taş yağdırır.”

 

Her ne vesile ile olursa olsun, kim “Allah baba” derse veya diğer ifadelerle Allah’a babalık isnat ederse, o kişi bunun ne anlama geldiğini bilerek söylüyorsa küfre girer. Bazıları da bilmeden söylüyor. Dolayısıyla müslüman kişinin söyleyeceği söz, söylenmemesi gereken söz olmamalı, çok dikkat  etmelidir. İslâmî konuları iyi bir şekilde öğrenmek lâzımdır. Dolayısıyla bu tür hatalara düşülmemesi gerekir. Hatalı sözlerden biriside:  “ Ye Allah ye” sözüdür. Bu tür sözlerden son derece  sakınmak gerekir. Çünkü, bu sözde Allah’ı insanlara benzetme vardır.

 

“Yürü Allah yürü”, “uyu Allah uyu”, “vur Allah vur” gibi sözler insanı küfre götürür. Bir kimse, eğer bu sözlerin ne anlama geldiğini bilmiyorsa, öğrendiği zaman bu tür sözleri kesinlikle ağzına almamalıdır. Bazıları da  şöyle der: “Seni elimden Allah bile kurtaramaz” (Allah’ın gücü bile yeterli olmaz anlamında).“Burada Allah yok, peygamber izinde” (karakolda, hapishanede vb. Allah’ın yardım edemeyeceği  anlamında).“Falan kişi, içkicinin, üçkâğıtçının, (hırsızın) kumarcının vs. Allah’ı” (Bir yaratığın Allah olma ihtimalini  çağrıştıracak anlamda).“Allah’ın hükmü burada geçmez.”

 

Veya “o eskidendi, şimdi Allah’ın hükmü uygulanmaz, devir değişti.” (Allah’ın hükmünün geçersizliğini iddia veya tüm zamanlara ait olduğunu inkâr anlamında).“Tapılacak kadın” (Allah’tan başka tapılacak/ibâdet edilecek mâbut anlamında).

“Futbol, müzik ilâhı, tanrıçası” (Allah’tan başka ilâh kabulü anlamında). “Allah bizi unuttu” (Allah’ın zorluklarla denemesi konusunda Allah’ı “unutma” gibi bir eksiklikle vasfetme anlamında).“Allah’ın başka işi mi yok, bununla uğraşacak?” (Allah, her şeyi takdir edip her şeye hükmünü geçiremez; O’nun dediğinin ve müdahalesinin dışında da işler olur anlamında).“Allah, keşke şunu haram kılmasaydı, şunu farz etmeseydi”  (Allah’ın hükmünü beğenmemek anlamında).(O konuda âyet ve kudsî hadis olmadığı halde)“Allah şöyle buyurmuştur” demek (Kur’an’da olmayan, ispatlanmayan cümleleri Allah’a isnat etmek, dolayısıyla Allah’a iftira etmek anlamında).

 

 

(Allah’ın kesin olarak haram kıldığı bir şeyi yiyip içerken)“Allah’ın ismiyle (Bismillâh)” demek (Allah’la, Allah’ın haram hükmüyle alay etme anlamında). “Allah’tan başka mutlak gaybı bilen olduğunu kabul etmek” “Din ayrı, dünya ayrı” demek (Dünyayı dinin dışına itmek, dini dünya işlerine karıştırmamak anlamında).“Din ayrı, siyaset ayrı” diye kabul etmek (İnsanların yönetiminin dinle ilgisi yok, siyaset dinden bağımsız olmalıdır anlamında). “İslâm dini akıl dinidir, mantık dinidir” demek (Nakli dışlama, vahyi temel ölçü almama, aklı putlaştırma anlamında).

“Dine bağlı yaşamanın, dindar olmanın zamanı geçti, doğru olursan bu devirde aç kalırsın” demek (Dinin bütün zamanlar için geçerli olmasının reddi anlamında). “Hayat yalnız bu dünyadadır”(âhireti inkâr anlamında).“Bu benim özel hayatımdır, kimse karışamaz”, “Demokrasi var, kimse karışamaz, canım ne isterse onu yaparım” demek (Allah’ı, Allah’ın hükümlerini önemsememek ve O’na teslim olmamak, nefsini, hevâ ve hevesini putlaştırıp ilâhlaştırmak anlamında).“Biz babamızdan, atalarımızdan böyle gördük” (Geleneği, ataların yolunu mutlak doğru olarak kabul etmek, dine ters düşse de atalarının yolunun en doğru yol olduğunu kabul anlamında).

 

 

“Paranın açmadığı kapı yoktur” (Parayı putlaştırmak, kapitalizmin her şey olduğu anlamında). “Demokrasilerde çare tükenmez” (Beşerî bir düzen olan demokrasi (halkın kendi kendisini yönetmesi)nin her konuya çözüm getiren, en üstün idare şekli olduğu anlamında).“Aşırı dinciler, dinciler, fundamentalistler, İslâmî teröristler”gibi çirkin ithamları gerçek mü’minlere etiket olarak takmak (müslümanları, dolayısıyla İslâm’ı kötülemek anlamında). İslâm’a irtica, gericilik, taassup vb. sıfatlar takmak. İslâm’a,  tesettüre karşı tavır almak veya bu tür dinle ilgili hususlarda düşman olanları desteklemek.

 

 

“Eşek cennetini boyladı” (Cenneti küçümsemek, cenneti yakışıksız bir şeyle vasıflandırmak anlamında).“  Sensiz Cennet kötü, seninle cehennem bana ödül” gibi sözler (Cenneti ve cehennemi önemsiz görmek veya âşık olduğu bir insanı bunlardan daha önemli kabul anlamında). Bir insana “meleğim” demek, filmlerde melek kılığına girmek (melekleri insan gibi kabul etmek anlamında).“Azrâil onun canını yanlış yere aldı” “Azrail’le savaşıyor”gibi sözler (Melek olan Azrail’e hakaret, alay etmek, onu eleştirmek anlamında).

 

 

“Ben öldükten sonra cesedim ne olursa olsun”  (Ölümden sonraki âhiret âlemini inkâr etmek anlamında).“Ben Allah’la kontrat yaptım, daha 30 yıl yaşayacağım”(Allah’la alay etmek anlamında).  “Cehennem daha iyi, hiç olmazsa orada artistler, şarkıcılar, dansözler var. Orada bol bol eğleniriz.” (Cehennem ceza yeri değil,  mükâfat yeriymiş gibi, Cehennemle dalga geçme, hafife alma anlamında).“Allah yazdıysa bozsun”  (Kadere karşı çıkma anlamında). “Kader utansın” , “Kaderin böylesine yazıklar olsun!”

 

 

(Kadere isyan anlamında).Tabiî ki, bunlar cahilce ve sorumsuzca söylenen sözlerin hazin göstergesidir. “Anam avradım olsun” demek. Bu sözün de kesinlikle söylenmemesi gerekir. Günümüzde İslâmî kültürden ve ahlâktan mahrum kalmış kişilerin câhillikleri o kadar çok belirgin halde görülüyor ki, ağızlarından çıkan lafları sanki kulakları duymuyor. Ne söylediklerini veya söyleyeceklerini,  neyi ifade ettiğini dahi düşünemeyecek kadar âciz hale gelmiş olduklarına istemeyerek de olsa zaman zaman şahit oluyoruz.

 

 

İçinde  yaşadığımız  toplum da, Halkın büyük çoğunluğu,kendilerinin Müslüman olduğunu belirttiği halde gayr-i İslâmî tutum ve davranış sergilemektedirler, o kadar ki ağızlarından çıkan sözlerin neyi ifade ettiğini dahi düşünmüyorlar. Tabiî ki, bu İslâmî bilgiden ve ahlâktan  mahrum olmanın hazin göstergesidir. Nice insanın ağzından çıkan lafların çoğu, kötü, çirkin, pervasızca sarf edilen sözlerdir. Bu şekilde haddi aşmaktadırlar. Birbirlerine bir şeyi inandırmak için sanki söylenecek başka söz yok da, başlıkta belirtilen ağza alınmayacak o çirkin sözü birbirlerine şu şekilde söylüyorlar:

 

 

“Anam avradım olsun, şu işi yaparım” veyahut “yapmadım” gibi sözler hiç söylenecek söz mü? Bazı kişilerin ne anlama geldiğini hiç düşünmeden söylediği bu söz, cahilca, bilgisizce ve sorumsuzca sarf edilen ağza alınmayacak sözlerdir. Müslüman bir kişi, asla böyle sözler söyleyemez; ahmakça, câhilce böyle söz söylenmişse derhal tevbe etmeli, böyle bir sözü kesinlikle bir daha söylememeli, hatta söyleyenleri de uyarmalıdır. “Arkadaş, sen ne söyledin? Bu hiç söylenecek bir söz mü, başka söylenecek söz kalmadı mı?” diyerek bu tür sorumsuzca söz söyleyen kişileri uyarmak lâzımdır.

 

 

Uydurup uydurup söz söylüyorum sananların zırvalarından biriside: “Güzele bakmak sevaptır. ”Sözüdür. Zaman zaman bu sözü de duymaktayız. Şu şekilde kullanıyorlar. Meselâ bir erkek, bir kadına çok dikkatli  şekilde  baktığında birisi onu uyarmak için; “Ne bakıyorsun? Ayıptır, günahtır; vazgeç!” dediğinde bakan kişi de diyor ki: ‘Olur mu? Güzel bir kadın’ “Güzele bakmak da sevaptır” diyor, nâmahrem olan kadınlara bakmanın yanlış olmadığını, hatta sevap olduğunu dile getiriyorlar. Rabbimiz Nur  Suresi  ayet.30.da  mealen şöyle  buyurmaktadır: *** Mü’min erkeklere söyle  gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar…*** İbn Kesir, bu âyetin tefsirinde şöyle izah ediyor:

 

 

“Allahu Teâlâ inanan kullarına gözlerini haramdan sakınmalarını, ancak kendisine bakmayı mubah kıldıklarına bakmalarını, gözlerini nâmahrem yerlerden sakınmalarını emrediyor. Şâyet kasıtsız olarak göz tesadüfen bir harama ilişirse, bakarsa gözünü hemen ondan çevirmelidir. Nitekim Müslim’in Sahih’inde Yunus İbn Ubeyd kanalıyla… Cerir İbn Abdullah el-Beceli (r.a.)’dan  rivâyetine göre;  o şöyle  demiştir. “Hz. Peygamber (s.a.s.)’e bir kasıt olmadan ansızın bir kadına bakmayı sordum. Bana gözümü çevirmemi emretti.”

 

 

Ebu Hureyre (r.a.)’nın rivâyetine göre Allah Rasûlü Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurmuştur: ** Bakmanın peşinden, ikinci bir bakmayı ekleme. Birinci bakış (elinde olmayarak) senin içindir; ama sonuncusu senin lehine değildir…** Nâmahrem kadınlara (şehevî arzuyla) bakmanın câiz olmadığı âyet ve hadislerde belirtilmiştir. Dolayısıyla günah olan bir şeye sevaptır denmesi tehlikeli bir sözdür, kişiyi küfre götürür; şaka da olsa söylenmez. Rabbimiz Nur Suresi  ayet.31.de mealen  şöyle  buyurmaktadır: *** Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Kendilerinden görünen kısmı müstesna, üstlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar…***

 

 

Ebû Dâvud ve Tirmizî’nin Zührî kanalıyla Ümmü Seleme’den (r.a.) rivâyet etmiş oldukları şu hadise göre: Ümmü Seleme ve Meymune Allah Rasûlü (s.a.s.) yanında imişler. Ümmü Seleme validemiz şöyle anlatıyor: “Biz Allah Rasûlü (s.a.s.)’in yanında iken İbn Ümmü Mektüm gelip, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in yanına girdi. Allah Rasûlü (s.a.s.) ondan kaçınmamızı buyurdu. Ben:  ‘Ey Allah’ın elçisi, o kör değil mi? Bizi görmüyor’ dedim.

 

 

Allah Rasûlü (s.a.s.): ** Siz ikiniz de kör müsünüz? Siz onu görmüyor musunuz?” buyurdu…**Kadınların da erkeklere arzulu ve çekici bir şekilde bakmaması gerekir. “Irzlarını korusunlar” âyeti hakkında merhum Mevdudi de şöyle der: “Yani, gizli yerlerini başkalarının yanında açmaktan ve cinsel arzularını gayr-i meşru yollarla gidermekten (zinâdan) sakınsınlar.” Bu konudaki hüküm kadınlar ve erkekler için aynıysa da, avret yerinin sınırları kadınlar ve erkekler için farklıdır. Kadınların, erkekler karşısındaki avret yerleri el ve yüz dışındaki kalan tüm vücutlarıdır.

 

 

Avret yerlerini açması kocası dışında, kardeşleri ve babaları için dahi doğru değildir. Vücut yapısı ve deriyi ortaya koyacak biçimde ince ve dar giyinmek de câiz değildir. Aişe validemizden gelen bir rivâyete göre bir defasında  kız kardeşi Esma ince bir elbise içinde  Peygamber efendimizin (sav) yanına gelir, hemen yüzünü çeviren Peygamber efendimiz, mealen şöyle buyurur: **Ey Esma, bir kadın, ergenlik çağına geldiği zaman yüz ve el dışında vücudunun herhangi bir yerinin açığa çıkmasına izin yoktur…**(Ebû Dâvud)

 

 

“Başörtülerini, yakalarının üstüne salsınlar” âyeti hakkında İbn Kesir, tefsirinde şöyle der: Kadınlar için yapılan ve uçları geniş olan başörtüleri kast edilmektedir. Bunlar câhiliyye devri kadınlarının âdet ve görünüşlerine muhalefettir. Göğüs ve gerdanlıkları örtmek üzere  kadınların göğüslerinin üzerine konulur, göğüsler görünmezdi. Câhiliyye devri kadınları böyle yapmazlardı. Aksine kadın, erkekler arasında göğsü açık olarak dolaşır, göğsünü herhangi bir şeyle örtmezdi, açık gezerdi. Saç örgüleri ve kulaklarındaki küpeleri de açıkta bırakırlardı, görünürdü.

 

 

Allahu Teâlâ Mü’min kadınlara, gerek görünüşleriyle ve gerekse halleriyle örtünüp gizlenmelerini emretmiştir. Nitekim başka bir âyeti kerimede: ***Ey Peygamber; eşlerine, kızlarına ve mü’min kadınlarına söyle: Üstlerine örtü alsınlar; bu, onların tanınması ve incitilmemeleri için daha doğrudur…(Ahzab.59)*** buyurulurken, burada: “Başörtülerini yakalarının üstlerine salsınlar” buyurulmuştur.

 

 

Aişe  Validemizin  bir  rivayeti  mealen şöyledir: ** Allahu Teâlâ ilk muhâcir kadınlara rahmet eylesin. Allahu Teâlâ ‘başörtülerini yakalarının üstlerine salsınlar’ âyeti indirildiğinde onlar, duyar duymaz hemen dışa giyilen elbiselerinin en sık dokulu olanlarını ortalarından böldüler ve bunlarla başlarını örttüler…**

 

 

Bizler Mü’min’ler  olarak İslâm’a böyle teslim olmak zorundayız. Örtünme dendiği zaman, tesettür gündeme gelmektedir. Kısaca tesettür konusuna değinelim: Tesettür: sözlükte; bir şeyin içinde veya arkasında gizlenmek demektir. Terim olarak; kadın veya erkeğin, açık bulundurulmaması gereken yerlerinin örtülmesi demektir. İslâm’a göre, ergenliğe ermiş müslümanların,  “avret mahalli” denilen yerlerini örtmeleri farzdır. Kadınlar, el, yüz ve ayakları dışında her yerini örtmek zorundadırlar…

 

 

Önemli olan vücut hatlarının belli olmamasıdır. Örtünmenin amacı başkalarının bakışlarından korunmak ve meşrû olmayan cinsel isteklerden sakınmaktır. Tesettür; vücut hatlarının belli olmaması ve câzibeyi gidermek içindir. Zaten tesettür câzibeli, çekici olmamaktır. Güzelliğini dışarı yansıtmak değil, gizlemektir, örtünme budur, tesettür budur, fakat günümüzde bazı kadınlar ve genç kızlar, başlarını örtüyor ancak,  günümüz  modasından da  vaz geçemiyor örneğin, dar bir ceket veya bluz, bir de dar pantolon; makyaj  ve  parfüm’lerle  İslami  giyim kuşam  tarzını zedeliyorlar böyle tesettür olmaz…

 

 

Peygamber  efendimiz bir  hadisinde  mealen şöyle  buyurmaktadır: ** Kadınlar koku (parfüm) sürünmeden evlerinden dışarı çıksınlar..**(Ebu Davud)** Kadınların süslenmek için kullandığı boya,  krem, pudra, parfüm ve saire  her  türlü süslenme  ya  da  güzellik maddelerini  eğer  istiyorlarsa Eş’lerine  karşı  kullanmalarında  bir  mahzur  görülmemiştir. Yoksa dışarıya çıktıkları vakit erkeklerin dikkatini çekmek için, kadınların kullandıkları süsler haramdır. (Yusuf  el Kardavi.Helal  ve  haramlar)…

 

 

Peygamber  efendimiz (sav) Muslim’de  kayıtlı  bir  hadisinde mealen şöyle  buyurmaktadır: ** Cehennem ehlinden bazı kadınlar vardır ki, örtülü fakat çıplaktırlar. Yolda kırıtarak yürürler. Bunlar Cennete  giremeyeceklerdir… Tabiî ki doğru yol SIRATI  MÜSTAKİM Allah’ın  yoludur, Allah’a kulluktur. Doğru olmayan Allah’tan başkalarına kulluk yapmaktır. Onların prensiplerinin yolunda gitmektir.

 

 

Rabbimiz Allah kendisine kulluk yapmayanlar hususunda Mü’min Suresi ayet: 60.ta mealen şöyle  buyurmaktadır: ** Bana kulluk yapmaya tenezzül etmeyenler, aşağılık olarak cehenneme gireceklerdir…***] Allah’a kulluk yapmaya gerek duymayanlar, Allah’ın emrettiği İslâm’ın yolunu bırakıp gayr-i İslâmî yoldan gidenleri, bu yol hüsrana, cehenneme götürür unutmayalım. Küfre götürücü  kaçınmamız gereken tehlikeli sözler’den  bazı örnekleri  görmeye  devam  edelim:

 

 

Bazıları derler ki: “Haram, helâl, ver; Allah’ım senin kulun yer.” Yani,  şu demek oluyor; “ Para, mal, mülk gelsin de haram helâl fark etmez, kabul ederim” anlamında. Bu söz de söylenecek söz değildir. Fakat günümüzde bu tür söylenmeyecek sözleri duyuyoruz. Helâl, Allah’ın serbest ettiği, haram ise, Allah’ın kesin olarak yasakladığı şeylerdir. Bu yasaklardan biri de kendisinin hakkı olmadığı, başka birisinin parasını, malını, başka bir şeyini rızâsı olmadan almak veya faiz parası ve kumar çeşitlerinden elde edilen paralar da haramdır.

 

 

Buna rağmen para gelsin de nereden gelirse gelsin, haram da olsa fark etmez, ‘senin kulun yer’ diyorsa, haram, helâl konularını önemsemediğinden dolayı âhirette cezasını görür. Bu tür sözler Müslüman’ın söylememesi gereken çirkin sözlerdendir. Bunun  yanında; Allah cimridir, Allah’tan korkmuyorum, Allah gelse seni benim elimden alamaz. gibi sözleri söylemek küfürdür.

 

 

Ayrıca; Peygamberlik müessesesini toptan inkâr etmek, peygamberlerin bazısını kabul edip, bazısını inkâr etmek, onlara ulûhiyet isnadında bulunmak, peygamberlerin yalan söyleyebileceğinin mümkün olduğuna inanmak, tevatüren menkul mucizeleri inkâr etmek, onlara sövmek, zina isnadında bulunmak, alay etmek, hafife almak, Örneğin Peygamber  efendimize ÇÖL BEDEVİSİ  demek,ya da hakaret kasdıyla „O bir çobandı“ demek, şunu Hazreti  Muhammed bile emretseydi yapmazdım, falan Peygamber olsaydı itaat etmezdim,Kur’an bize yeter, sünnete ne lüzum var…gibi sözler küfürdür.

 

 

Meleklerin mevcudiyetine inanmamak,melekler Allah’ın yardımcılarıdır demek, meleklerin dişi veya erkek olduklarına inanmak, onlarla alay etmek, mesela; „Cebrâil, Mikail de olsa falan kişinin şahidliğini kabul etmem“ veya birisine „Seni görmek Azrail’i görmek gibi geliyor“ demek, küfür  sözler  cümlesindendir böyle  lakırdılardan  uzaklaşmak  gerekir…

 

 

Kitaplar ve Kur’an-ı Kerim Hakkında: Kur’an-ı Kerim ve Semavî kitabların Allah kelâmı olduğunu inkâr etmek,O’na(haşa)çöl kanunudur, hangi çağda yaşıyoruz,bu zamanda ona uyulmaz demek, Kur’an’ın bir tek âyetini hatta lâfzını, hükmünü inkâr etmek, Kur’an’ı alay ederek okumak, ona sövmek, hükümlerini hafife almak küfür denizine  yelken  açmaktır.

 

 

Âhiret’i ve ona tealluk eden bütün halleri, yani kabir azabını, haşri, neşri, hesabı, mizanı, sırat’ı, şefaat’i, cennet ve cehennemi inkâr etmek, âhirette kâfirlerin azab göreceğinden şüphe etmek küfürdür. Kaza ve kaderi inkâr etmek, „hayrı Allah, şerri insan kendisi yaratır veya şeytan yaratır demek, bazı şeyler Allah’ın takdiri ile olmaz, Allah’ın dilemediğini insanlar işleyebilir“ gibi  sözleri  söylemek küfürdür.

 

 

Beş vakit namazı istihza(alay) kasdıyle terketmek, „bugüne kadar kıldım da ne kazandım, namaz kılarken geçirdiğim vakitler boşa gitmiş, namazdan bıktım, usandım, namaz bana farz değil, hele bir evleneyim de veya ileri  yaşlarda  kılarım  demek  Namazın faziletini  anlamadan  söylenen  küfür  kokan  tehlikeli sözler  cümlesindendir. Oruç’u inkâr ve alay etmek,  „Oruç bir aydan fazla olsaydı tutmazdım, oruç farz olmasaydı daha hayırlı olurdu,

(Ramazan’ı kasdederek) işte ağır bir ay daha geldi “ sözler, Zekât’ı inkâr etmek, „bu sıkıntılı ve zahmetli zararı daha ne zamana kadar ödeyeceğiz, fakire ne diye zekât verecekmişim ki, o da kazansın, kazanırken beraber mi kazandık, o da kazansın, o benim malıma ortak mı  gibi  sözler,  Haccı inkâr etmek, „Hacca ne lüzum var, oraya gitmek Araplara para yedirmektir   gibi  ifadeler, Kâbe arabın olsun, bize falan yer yeter demek küfürdür.

 

 

Müslümanlar  bu  tür  ifadelerden  kaçınmak  zorundadırlar…Küfür kelimesini ister şaka, ister ciddi olarak öğrenen, öğreten, konuşan, kâfirlere benzemek kasdıyla yapılan şeylerle de kişi küfre  girer. Ya da Harama helal, helale haram diyen, başkasının küfrüne rıza gösteren, bir müslümana kafir diyen kâfir olur. Kardeşlerim velhasılı, Bu tür sorumsuzca söylenen sözlerin sonu gelmez…

 

 

Bunlardan bazılarını belirttik. Bu tür sözler kesinlikle söylenmemeli ve söyleyenleri de uyarmak vazifemiz olmalıdır… Allahım bizleri Kuran ve sünneti seniyye ışıgından, nurundan ayırma. Gönlümüzü, sinemizi, sadece ve yalnız senin emir ve yasaklarına teslim olanlardan eyle. Bizleri kötü söz söylemekten muhafaza eyle. Bizleri  ELFAZI  KÜFÜR  ve  EF’ÂLİ  KÜFÜR’DEN  muhafaza  eyle. Bizleri örnek ve önderimiz peygamber efendimize tam baglananlardan eyle. Bizleri şeytanın oyuncagı eyleme. Bizleri sıratı müstakimden ayırma. Bizleri Ehli sünnet vel cemaat yolundan ayırma. Sen her şeylere kadirsin Allahım…Amin… 

 

 

Sermedkadir…LU…30.12.2011.

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.