Muhterem Müslümanlar… İnanıyorumki Müslümanlar öncelikle Makama, mevkie, şöhrete, paraya, insana, zengine, güçlüye, sayıca çok olana, tâğutlara değil yalnız Rabbimize yönelmekle ebedi kurtuluşa ereceklerdir… Müslümanlar, Şeytana, nefsine, tâğutlara, âdetlere, çevreye, babaya, anaya, hanıma, modaya ve dünyevi ihtiraslara değil yalnız Allah’a kulluk yapmakla emrolunmuşlardır. Hayatın belli bir bölümünde değil, tümünde vahyî bir yaşantının içine girmekle, peygamberî bir hayatı bulmakla emrolunmuşlardır.İşte Samimiyeti böyle anlamamız icab etmektedir. İhlası eğer bu şekilde kavrar ve uygulama noktasına koyarsak kaybedenlerden olmayacagız inşaallah. Eğer sadece Allaha kulluk edersek, Sadece Rabbimizin emir ve yasaklarıyla hayatımıza yön verecek olursak, sadece Rabbimizi RAZI etmek için ğayret sarfedersek İtaat ve teslimiyet noktasında sadece Rabbimize yönelirsek inşaallah Muhlislerden yazılacağımız noktasında ümidimiz artacaktır. Katışıksız, acabasız, şüphe içermeyen bir İMAN VE İHLÂS ancak bu şekilde inanıp amel etkle mümkündür inancını taşıyoruz. İHLÂS: kalbin kinden, garazdan, eğrilikten ve zandan arınmış olması halidir. İhlas; bir diğer ifade ile samimiyettir. İnanıyorumki; İnsanları kemale erdiren üç şey vardır. Bunlar; ilim, amel ve samimiyettir. Bu üç haslete sahip olanlar inşaallah kurtuluşa erecek olanlardır.
وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ
Rabbimiz Beyyine suresi ayet.5.te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Halbuki onlar, dini sadece Allah’a tahsis ederek, Allah’ı birleyerek, ancak Allah’a ibadet etmekle, NAMAZI kılmakla ve ZEKATI vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur…***
Muhterem Mü’minler… Dini hayatta İHLÂS sahibi olacagız, muhlislerden olacagız samimi olacagız. HÂLİS BİR DİN sahibi, katışıksız bir din sahibi olacağız. İnanıyoruzki; Din, kişinin hayat programıdır. Din, kişinin yaşam biçimidir. Öyle bir din yaşayacağız ki, öyle bir hayat programımız olacak ki o hayatın tümünde sadece Allah’ı dinleyecek ve ibadetlerimize başka şeyleri katıp karıştırmayacağız. Yani hayatımızın bazı bölümlerinde Allah’ı bazı bölümlerinde de başkalarını dinleyerek, hayatımızın bazı bölümlerinde Allah’ın yasalarını, bazı bölümlerinde de başkalarının yasalarını uygulayarak katışıklı bir din, şirket içinde bir hayat yaşamamaya ğayret sarfedeceğiz inşaallah. Kesinlikle şirke düşmeyecegiz. İbadet taat ve yaşantı noktasında yirmi dört saatımızda Rabbimize kul olduğumuzu aklımızdan çıkarmayacagız inşaallah. Sadece Rabbimizi dinleyecek ve sadece O’na kulluk yapacağız.
Kardeşlerim, Yeryüzünün neresinde olursak olalım, nerede ve hangi konumda olursak olalım, hayatımızın her bir konumunda, hayatımızın her bir biriminde Allah’ın emirlerini icra ederek sadece O’na kulluk edeceğiz. Rabbimizin her bir emrine secde edeceğiz. Her yerde, her konumda sadece Allah’ı dinleyeceğiz. Hayatımızın her bir birimini Allah’ın istediği şekilde düzenleyeceğiz. Hayatımızın her anında yüzümüzü, aklımızı, fikrimizi, düşüncemizi, benliğimizi sadece Allah’a döndüreceğiz. Giyinirken Allah’ın emirlerini uygulayarak, kazanırken harcarken Allah’ın istediklerine riâyet ederek, severken küserken sadece O’nu dinleyerek secdemizi, kulluğumuzu sadece Allah’a yapacağız. Tüm hayatımızda yönümüzü, yüzümüzü Allah’a doğru çevirecek, O’nun istediklerini ön plana alacak, O’nun rızasını tercih edecek, O’nu hesaba katacak ve O’nun istediği gibi inanıp O’nun istediği gibi hareket edeceğiz. Her an O’nun huzurunda olduğumuzu ve her an O’na hesap vermek durumunda olduğumuzu unutmayacağız.
Muhterem Kardeşlerim… İnanıyoruzki:Niyet bir işi Allah rızası için yapmayı kalpten geçirmektir. İş ya kâlp ile ya dil ile ya da diğer organlarla yapılır. Kalbimizle yaptığımız işler niyet ve düşüncelerimizdir. Dilimizle yaptığımız işler konuşmalarımızdır. Organlarımızla yaptığımız işler de hal ve davranışlarımızdır. Söz ve davranışlarımız çoğu zaman niyete bağlı olduğu için iyi niyet ve samimiyet başlı başına bir ibadet sayılır. Yapılan bir ibadetin ve insanların takdirini kazanan bir hizmetin kusursuz olabilmesi için sadece Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır.
İnsanların takdirini ve teveccühünü elde etmek düşüncesiyle yapılan işlerin ve ibadetlerin Allah katında hiçbir değeri yoktur. Yapılan işleri Allah katında değerli kılan bizim ihlas ve samimiyetimizdir. Yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Peygamberimiz Efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resülü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resülü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir…(Buhari)** Rabbim bizleri Riyadan ve riyakarlığa düşmekten muhafaza eylesin…Bizleri samimi, ihlaslı, muhlis kullarıyla bir ve beraber eylesin inşaallah…