BÜYÜK  ORTADOĞU  PROJESİ…

Büyük Orta Doğu Projesi, Kısaca ifade edecek olursak; ABD’nin dünya hâkimiyeti, 21’inci asırda büyük Amerikan İmparatorluğu kurma maskesi altında *NİL’DEN  _ FIRAT’A  KADAR* Büyük İsrail Projesi“dir. Bilinmelidir ki; Dünyaya hâkim olmanın yolu dünyanın kalbi ve servetlerinin kaynağı *ORTA  DOĞU* diye  bilinen  coğrafyadan  geçer. Orta Doğu Projesi, İslam Dünyasının boynunu ve omurgasını parçalama ve İslam Dünyasının göğsüne saplanmış *İSRAİL* hançerinin güvenlik meselesidir. ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin itirafına göre bu proje; “Fas’tan Endonezya’ya kadar 22 İslam ülkesinin sınırları, dengeleri ve istikrarını değiştirme politikasıdır.” İsrail’in güvenliğini sağlama projesidir.

 

İsrail’in güvenliği için başta Türkiye olmak üzere Suriye, Irak, Lübnan, Suudi Arabistan, Yemen, Azerbaycan, Pakistan, Endonezya, Sudan, Malezya, Afganistan ve daha nicelerini parçalayarak küçük devletler kurmaktır. Ve Sudan ile Endonezya’da Hıristiyanları ayrı devlet hâline getirdiler. Kürdistan ve Büyük Ermenistan aslında *BÜYÜK  İSRAİL*hedefine ulaşmak için ara hedeflerdir. Ve sadece vasıta yani taşerondur. Geçmişte Mesut Barzani’nin babas Mustafa BARZANİ’Yİ destekleyen ABD, İran Şahı’ndan bazı tavizler alınca sırtını döndü. İsmi ne olursa olsun fark etmez, dünyadaki bütün terör örgütlerinin ipi ABD’nin (CIA’nin) elindedir. ABD’nin yeni başkanı Trump’un “DEAŞ’ı Obama kurdu” itirafı vardır ve ABD’li bir generalin “DEAŞ’ı biz kurduk” itirafı terörün kaynağının ABD olduğunu gösterir.

 

IRAK harap edildikten sonra çoğulcu rejim adına 30 Ocak 2004’te yapıldığı varsayılan seçim aslında, bir komedi ve trajedidir. Bu seçimde oyu verene değil, oy’u sayana baktığımızda içerisinde komediyi ve trajediyi birlikte görürüz. Dün bölgede diktatörleri ve tarikatları destekleyenlerin bugün demokrasi oyununu oynadıklarını görürüz. ABD’nin BOP’u uygulama alanına baktığımızda İslam coğrafyasının sınırlarını görürüz. ABD bu ülkelere demokrasiyi getireceğini söylüyor. İktisadi kalkınmanın olmadığı, insanların kültür ve eğitim seviyelerinin düşük olduğu bir toplumda demokrasinin işlemeyeceğini ABD’de biliyordu.

 

Soğuk Savaş’ın bitmesi ile birlikte “medeniyetler çatışması” yeni bir girişim elde ediyordu. Batılı düşünür ve liderler eski düşmanları komünizmi uğurlarken yeni düşman olarak ortaya çıkardıkları “KÜRESEL TERÖRİZM”e hoş geldin diyorlardı. Bilindiği gibi, Emperyalizme her dönem bir şeytan lazım olmuştur. Anlaşılan o ki, batı şeytansız yapamıyor. Yeni şeytanı da KÜRESEL TERÖRİZM olmuştu. Peter Waldman 3 Şubat 2004 tarihinde The Wall Street Journal’da şunları yazmıştı; “Bernard Lewis, Müslüman dünyasının sıkıntılarına koyduğu teşhis ve Ortadoğu’da demokrasiyi yerleştirmek amacı ile ABD’nin askeri müdahale yapma çağrısı, ABD’nin dış politikasında elli yıl içinde en cesur değişimi yapmasını sağladı.

 

Waldman bu değişimin devlet katındaki adının, “LEWİS DOKTRİNİ” olarak adlandırıldığına işaret ediyor. Lewis açıkçası Müslümanların batılı hayat tarzına ilgisizliklerinden bahsediyor. “Müslümanları batılı hayat tarzına alıştırmalıyız” diyor. Daha açıkçası Lewis, *MÜSLÜMANLAR  BİZE  BENZEMELİ* demek istiyor. Büyük Ortadoğu Projesi için Lewis Doktrini’ni hayata geçirme şeklidir diyebiliriz. ABD ve Batı için yeni şeytan KÜRESEL TERÖR formatlı İslam’dır. Sözün kısası BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ diye sunulan ve projenin kapsama alanına zoraki çoğulcu rejim şırıngalamak hedefi ve imajı güden BOP Yeni Dünya Düzenine yönelik STRATEJİK bir savaştır.

 

Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki ülkelerin hiçbiri *İSRAİL  HARİÇ* ekonomik gelişimini tamamlamamıştır. Bu kapsamındaki ülkelere demokrasi getirme sözü tabiidir ki; bir kandırmacadır. Büyük Ortadoğu Projesinin sınırları HİNDİSTAN ve CEBELİTARIK arasındaki bölgedir. Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi Kuzey Afrika’dan İRAN Körfezi’ni de kapsayacak şekilde PAKİSTAN’A, FİLİSTİN’E, ORTA ASYA’YA ve KAFKASLARA uzanan bölgedir. Bu bölgede ARAP ÜLKELERİ, İSRAİL, PAKİSTAN, BANGLADEŞ, AFGANİSTAN, İRAN, ERMENİSTAN, AZERBAYCAN, GÜRCİSTAN ve TÜRKİYE yer almaktadır.

 

Büyük Ortadoğu Bölgesi’nin yüzölçümü yaklaşık 12 milyon metrekare, nüfusu ise 800 milyona yakındır. Amerika Birleşik devletleri1998. Yılında BAŞKAN Clinton Dönemi’nde 21.Yüzyılı şekillendirme adı altında yeni bir STRATEJİK YAKLAŞIM geliştirmiştir. Bu yaklaşımın amacı, DÜNYAYI ABD’nin milli çıkarları doğrultusunda şekillendirmektir.11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD’nin AFGANİTSAN ve 2003 yılında IRAK’a müdahalesi ve işgali bu stratejinin ilk adımı olmuştur. Bu stratejik yaklaşım ve ABD’nin çıkarları ve hayat sahası, ABD’nin sınırları dışına taşmıştır.

 

ABD Başkanı GEORGE BUSH’a göre okyanuslar artık ABD’yi savunmaya yetmemektedir. Bu yaklaşımla ORTADOĞU, ORTA ASYA, HAZAR BÖLGESİ, GÜNEY DOĞU ASYA, ABD’nin yeni hayat sahası olarak görülmektedir. ABD’nin 11 Eylül 2001’den itibaren uygulamaya koyduğu projenin adına Büyük Ortadoğu Projesi denmiştir. ABD’nin etki ve ilgi alanlarının sınırları genişlemiştir. Günümüzde ABD stratejik bakışla Ortadoğu’yu MERKEZ HAREKÂT ALANI olarak tanımlamıştır. CENTCOM olarak isimlendirdiği ve bölgede teşkil ettiği komutanlığın sorumluluk alanı ORTADOĞU ve AFRİKA’dır.

 

BOP Projesinin ana hedefleri şu şekilde sunulmuştur; 1)BOP kapsamındaki ülkelerde istikrarı sağlamak, 2) Filistin, İSRAİL anlaşmazlığını çözmek, 3) Teröre destek veren ülkelerle savaşmak, 4) Ortadoğu ülkelerinde demokratikleşmeye ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak…( M. Işık)

 

George W. Bush’un ikinci seçimi kazanmasından sonra Dışişleri Bakanlığı’na atanan BUSH’un danışmanı Condoleezza Rice, Büyük Ortadoğu Projesinin dünya kamuoyuna FAS’tan ÇİN sınırına kadar 22 ülkenin siyasi ve ekonomik coğrafyasının değiştirilmesi olarak sunulmuştur. Nitekim Eylül 2010 tarhinden itibaren ARAP BAHARI adı altında dış destekli halk ayaklanmaları ile diktatörler devrilmiştir.

 

Bilinmelidir ki; Savaşlar olmazsa ABD’nin ekonomisi çöker. Kış turizminde “kar” ne ise ABD için de “savaş” aynı şeydir. Son günlerde Suriye iç savaşı bahanesiyle Suudi Arabistan, Kuveyt ve Körfez ülkeleriyle 78 milyar dolarlık silah anlaşması yapıldı. ABD Suriye iç savaşının sona ermesini neden önledi? Çünkü ABD savaşsız yaşayamaz. Geçmişte Kennedy başkan iken, ABD-Sovyetler Birliği arasında Küba krizi oldu. Sovyetler Küba’ya nükleer füze başlıklarını getirirken ABD, Sovyet savaş gemilerini durdurdu. ABD gerçekten savaşa hazır idi. Kennedy, Sovyetler Birliği’nin geri adım atması üzerine bütçelerindeki silahlanmaya ayrılan tahsisatın önemli kısmını kıstı ve halkın ihtiyaçlarına harcamak istedi. Bunun üzerine suikast ile katledildi. ABD Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırlarında bir Kürt koridoru peşindedir. PYD sadece taşerondur. Buraya ABD militanlarını yığıyor. (B.Özfatura)

 

Bu koridoru Akdeniz’e kadar uzatıp enerji güzergâhı yaparak Türkiye’yi devre dışı bırakmak istemektedir. Türkiye-Rusya yakınlaşması ABD’nin Orta Doğu ve Kürt Koridoru Projesine darbe vurmuştur. Türkiye’deki bütün katliamların arkasında CIA vardır. FETÖ’cüler, PKK, DEAŞ, DHKP-C ve yerli ve millî olmayan Batı standartlı devşirme sözde aydınlar CIA’nin hizmetindedirler. Bazı „faiz baronları“ da unutulmasın!.. ABD, İslam Dünyası’na „Haçlı Seferi“ açmıştır. Hıristiyan Batı her zaman kendisinden olmayanı „öteki“ olarak kabul etmiştir. Öteki düşman olarak tespit edilmiştir. Osmanlı yıkılıncaya kadar düşman “Osmanlı” idi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Komünizm ve Sovyetler Birliği oldu. Sovyetler Birliği dağılınca yeni düşman *İSLAMİYET* oldu. Bu Batılı devlet yetkililerinin itiraflarıdır. „İslam’ı Protestanlaştırmak“ için FETÖ ve mensuplarını kullandılar. İslam ülkelerinde tabanın az da olsa giderek uyanışı ve bütün dünyada İslamiyet’in çığ gibi artışı endişelerini arttırmıştır.

 

ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Yahudi asıllı Kissinger’e göre: “Bundan böyle savaş İslam ile Batı arasında olmayacak. Batı’nın istediği şekilde yaşayan İslam ile Batı Medeniyetini kabul etmeyen, kendi İslam Medeniyetinin üstünlüğünü kabul eden ve Batı’nın hâkimiyetine karşı çıkan İslam arasında olacaktır…

Aslında Büyük Ortadoğu Projesinin gerçek hedefleri şunlardır; İsrail’in varlığını ve güvenliğini garanti altına almak. Terörist devlet olarak kabul ettikleri devletlerin elindeki kitle imha silahlarını yok etmek. Petrol sevkiyatının aksamasını önlemek. Terör odaklarını ve destekçilerini ortadan kaldırmak. ABD’ye yönelik muhalif unsurları ve yönetimleri ortadan kaldırmak. Ilımlı İslam anlayışını bölgede hâkim kılmak. ABD’nin nüfuzunu bölgede yaygınlaştırmak.

 

Netice olarak Büyük Ortadoğu Projesinin bölge ülkelerine demokrasiyi getirmesi bir aldatmacadır ve operasyonel bir slogandır. Gerçek amaç ABD’nin petrol ve petrol yollarını kontrol altına alarak başka ülkelerin kullanmasını önlemektir. Esas amacı ise İsrail’in varlığını korumaktır. Ancak İsrail ne zamana kadar ABD’nin güvencesinde varlığını devam ettirecektir. ABD’de bir imparatorluktur ve bir gün hayatiyetini tamamlayacaktır. Bu BALON’DA mutlaka yakında patlayacaktır. Netice’de  diyebiliriz ki;  Büyük Ortadoğu Projesi İsrail devletini ayakta  tutma projesidir… 

 

Bir Ayet meali ile konumuzu bağlayalım inşaallah… Rabbimiz ZÜMER Suresi ayet.8.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin…***

Allahım  yalnız sana İBADET eder yalnız senden yardım bekleriz. Amerika başta olmak üzere İRİ Devletler zamanımızda zulmün her çeşidini işliyor, işkence ve dayatmanın her türlüsünü Müslümanlar üzerinde deniyorlar, sonunda da DEMOKRASİ yalanıyla öldürmeyi sürdürüyorlar… Bu zalimlerin plan ve proğramlarını, projelerini sana havale  ediyoruz Allahım… Zalimlere FIRSAT verme Allamım… Müslümanlara ŞUUR ihsan eyle Allahım… Bizleri Kur’anı kerim ve Sünneti seniyye IŞIĞINDAN ayırma…Sen her şeylere kadirsin Allahım…Amin…

 

Sermedkadir…LU…14.03.2020…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.