MÜNKER…

MÜNKER… Kardeşlerim…  MÜNKER, manâ itibariyle; Tanınmayan, yabancı, AKLA  AYKIRI, kötü; İslâm şerîatının yasakladığı ve selîm aklın ÇİRKİN gördüğü her şey olarak ifade edilebilir. MÜNKER, İslâm’da yasaklanan haram ve mekruh fiilleri kapsamına alır. Münker; „İnkâr edilen, karşı çıkılan, reddedilen“ anlamlarına gelir. Münkerin zıddı olan marûf ise; ihsan, iyilik, aklın ve dinin hoş gördüğü şey demektir. Kur’an-ı Kerim’de münkerin daha kötü ve çirkin olan kısmı için *FAHŞA* terimi kullanılır. Fahşâ; çirkinlikler, zina gibi şehvetle ilgili aşırı günahlar demektir. Rabbimiz Nahl suresi ayet.90.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor…*** Türkçede *FUHŞİYYAT* bu anlamı ifade eder. Tabiidirki; Bunlar insanların en çirkin halleridir. Allah Teâlâ Ali İmran suresi ayet.104.te mü’minleri ma’rufu emretmeye ve münkeri yasaklamaya çağırarak şöyle buyurur: *** Sizden iyiliği emreden ve münkeri yasaklayan bir topluluk olsun: İşte onlar kurtuluşa erenlerdir…*** Cenabı hak bizleri her türlü kötülüklerden muhafaza eylesin…Sallu…

 

2.)  Kardeşlerim… Allahın dinini bilen, Bu bilgisini ameliyle nurlandıran Allah dostları, İnsanları hem şer’an hem de aklen YASAK olan münkerden nehyetmeyi, müslümanın en önemli görevlerinden bilen insanlardır.İslam alimleri bilirki, Bu görev yerine getirilmediği takdirde, yeryüzü *FESADA*  uğrar, tefrika çıkar ve tebliğ müessesesi zaafa uğrar. Cenabı Hak Nur Suresi ayet. 21. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüzkızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir…*** Unutulmamalıdırki; Allah Teâlâ münkerden nehyetme ve dolayısıyla ma’rufu emretme görevini TERK eden topluluğu alçaltır. İnsanoğlu ne zaman münkeri nehyetmeyi bırakırsa, Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi, münkeri emretmeye başlarlar, yanlış işlerin peşinde koşar şeytanın maskarası olurlar. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** İnsanlara iyiliği öğretip de kendini unutan kişi, insanları aydınlatıp da kendini yakan MUM gibidir… (Taberânî)** Cenabı hak bizleri RAZI olduğu kullarından eylesin…Sallu…

 

3.)  Kardeşlerim… Toplumda görülen kötülüklerle mücadele edecek olan kimsenin AKILLI olması, ergenlik çağına ulaşması, müslüman olması ve kötülüğe engel olabilecek güce sahip olması gerekir. Akıllı ve ergin olmayan kimse İslâmî emir ve yasaklarla YÜKÜMLÜ değildir. Bu yüzden iyiliği emir kötülükten nehiy ile de yükümlü bulunmaz. Uyarıcının *MÜ’MİN* olması tabiidir. Çünkü dini inkâr eden ve din düşmanı olan kimse nasıl İRŞAD görevi yapabilir ? Diğer yandan kendisi İslâmî emir ve yasaklarla amel etmeyen kimse de başkası üzerinde nasıl etkili olabilir bu da ayrı bir soru işaretidir. Bu yüzden Alimlerimiz FASIK kimsenin, başkalarını kötülükten menetme hakkına sahip olmadığını söylemişlerdir. Rabbimiz Tevbe suresi ayet.71.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir…*** Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmuşlardır: *** Şüphesiz, Allah birçok şeyleri emretmiştir, sakın onları boşa çıkarmayın. Birçok da sınırlar çizmiştir, sakın onları aşmayın! Birçok şeyleri de yasaklamıştır, sakın onlara yaklaşmayın! Birçok şeyleri de unutmaksızın bırakmıştır, onları da sakın araştırmayın…(Rezîn)** Cenabı hak bizleri İslam dinini anlama, anlatma ve KAVRAMA YETENEĞİ  versin…Sallu…

 

4.  Kardeşlerim… İnsanoğlu bilindigi gibi dünyaya ALİM olarak gelmemiştir. Şüphesiz hepimiz başlangıçta bilgisiz kimselerdik. Bilginler bize doğruyu ve nasıl hareket edeceğimizi öğrettiler“ denilebilir. Kanı, kan veya sidikle yıkayan kimse akıllılardan sayılmaz. Bir kimse, kötülükten menediyorum diyerek, mü’minlere eza eder, sıkıntı verirse, DAHA  BÜYÜK kötülük yapmış olur. Rabbimiz Hucurat suresi ayet.12.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler. Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir…***  İnsanları İyilikle NASİHAT ve Allah’ın azabıyla korkutma gerekir. Bu şekilde ÖĞÜT verme, yasak olduğunu bildiği halde içki, kumar, zulüm, yalan, müslümanların gıybeti gibi kötü söz ve fiilleri işleyen kimselere yönelik olur. Burada da İNCİTMEDEN ve iyilikle anlatım yoluna gidilir. Yani yerinde ve zamanında nasıl konuşulacağını bilmek gerekir. Allah Resûlü (sav) mealen şöyle buyuruyor: ** Bir topluma akıllarının almadığı bir şeyi anlatma ki, bazıları için BULANTI sebebi olmasın…(Müslim)** Cenabı hak bizleri devamlı hak sözü ifade eden ve batıl olandan sakındıran kullarından eylesin…Sallu…

 

Sermedkadir…LU…01.06.2020…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.