DEİZM VE DEİST… Kardeşlerim… Zamanımızda ATEİZM kadar zararlı bir AKIM olarak görülmese de EN TEHLİKELİ Dini sapkınlıkların başında gelir DEİZM hastalığı… DEİZM dilimizdeki yaklaşık ifadesiyle *YARADANCILIK* olarak ifadesini bulmuştur. DEİZM terimi, Allaha inanmakla beraber belli bir dinin naslarını ve esaslarını İNKÂR eden, ALLAHIN Kainatı yarattıktan sonra onu kendi yasasına göre işlemek üzere kendi haline bıraktığını ileri süren FELSEFİ AKIMI İfade eder. Başka deyişle, dinin dayandjğı vahyi inkar etmekle birlikte, Tanrının varlığına inananların kabul ettikleri felsefi akımdır…Rabbimiz Maide Suresi ayet. 81.de mealen şöyle buyurmaktadır: Halbuki Allah’a, Peygambere ve ona indirilene (Kitab) îman etmiş olsalardı kâfirleri dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu fâsıktırlar…*** Rabbim bizleri Dinini doğru anlayıp öylece İMAN ve Âmel noktasında yaşayanlardan eylesin… Sallu…
2. Kardeşlerim… DEİST ya da DEİZM diye ifadesini bulan bu FELSEFİ akımı benimseyen düşünür, felsefeci ve Akademisyenler *TABİİ DİN* şeklinde nitelenen salt felsefi bir din anlayışını kendilerine TEMEL alırlar. Bu anlamda DEİST’LER Allahın Ayet’lerini, vahyi, ilhamı ve vahiy yoluyla bildirilen İLAH, din, kader veya takdir gibi inanç esaslarını İNKÂR ederler; sadece AKIL’LA temellendirilip kavranılan bir Allah inancının varlığını kabu I ederler. Dolayısıyla bu anlayışı benimseyenlere göre dinlere ve peygamberlere GEREK YOKTUR. Rabbimiz Hud Suresi ayet.112.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir…*** Gerek DEİST’LER, gerekse TEİST’LER, Allah, vahiy, din peygamber gibi kavramları kendi bağlamlarından çok, farklı insan ALĞI ve kavrayışları doğrulusunda temellendirmeyi amaç edindiklerinden hakikati yakalamada yetersiz kalmışlardır… Rabbim bizleri bu sapık fikirli kişilerden UZAK eylesin…Sallu…
3. Kardeşlerim… DEİZM İle TEİZM terimlerini birbirine karıştırmamak gerekir. DEİZM anlayışını kabul edenler vahyi ve tabiirir ki; vahye dayalı dini İNKÂR ederlerken, TEİZME inananlar vahyi kabul etme yanında Tanrı’nın inayetine inanırlar. Sözgelimi Tann’ya inanmakla birlikte vahye, dine, peygamberlere inanan bir TEİST, deizme karşıt bir anlayışı temsil eder. *DEİZM* On dokuzuncu yüzyılda ortaya çıkarak Aydınlanma Çaği’nda kilise öğretisine eleştiriler yönelterek akla dayalı veya tabii din görüşünü ileri sürmüştür. Başlıca temsilcileri olarak Jean Bodin, Herbert Of Cherbury, John Toland, Shaftesbury, Voltaire, JenJacqucs Rousseau’dur… Düşünce ve duyguda köklü bir değişikliği getiren Rönesans ile birlikte dini nassların temeli ya da kaynağı AKIL’DA aranmaya başlandı. Bu nassların herhangi bir din veya mezhebte olmamasına bakılmaksızın sadece akıla uyum içinde olanlarının kabul edilmesiyle yeni bir din anlayışı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu durum günümüzde Türkiye’de büyük bir TEHLİKE arzetmektedir… Rabbim bizleri bu illetli beyinlerin VİRÜS’ÜNDEN muhafaza eylesin…Sallu…