Zirvelerden AŞAĞIYA süzülerek çağlayan.
Duygu yüklü halinle gözlerimde parlayan
Hem coştukça TAA içimi serinletip yıkayan.
Kaynağın ne kadar TEMİZ; temizleyensin…
Pırıltılar oluşturur ŞAVKIN yüze vurunca.
Hayat BİTER ne zamanki akışların durunca.
Hayat bulur tarla, bahçe, insan sana doyunca.
Kaynağın ne kadarda SERİN; serinletensin…
Anam beni görünce anında GÖZ pınarı doluyor.
Kâlb’den gelen sevği,ŞEFKAT bir işaret oluyor.
Seni yudumlayan CANLI ne de güzel soluyor.
Kaynağın bir hava gibi;ALDIĞIMIZ nefes’sin…
Bendinden BOŞALINCA pervasızca coşarsın.
Hasretle çatlamış DUDAK’LARA koşarsın.
Kadehe, bardak’lara billur gibi DOLARSIN .
Kaynağında DURGUN sonra çağlamaktasın…
Sen olmazsan KURAK kalır çöl misali topraklar.
Kökler SANA doymuyorsa sararıyor yapraklar.
Muhtaç tabii EV, köşk, konak, hemde saraylar.
Zengin, fakir her CANLININ baştacı sensin…
Akarsın ULU Dağın tepe’sinden, başından.
Yol bulupta iniyorsun toprağından, taşından.
Şükür EKSİK olmadın Sermedin sofrasından.
Kaynağını HAYAT bildik;Rabbimden vesile’sin…