Hidayet ve Dalalet

Peygamber Efendimiz, kendisine Kur’an vahyedildikten itibaren hayatı boyunca insanları Allah’ın dinine çağırmış, onlara doğru yolu göstererek rehberlik etmiştir. İnannanlara her konuda örnek ve önder olmuştur.

Peygamber efendimiz (sav) insanları uyarıp korkuturken ve onlara Kur’an’ı, güzel ahlakı öğretirken birçok zorluklarla karşılaşmıştır. Herkes hidayet ehli olmadığı için, kıskançlığından, kininden, öfkesinden dolayı Peygamber efendimize (sav) zorluk çıkaranlar, söylediği sözü kavrayamayanlar, anladığı halde ağırdan alanlar, Peygamberimiz (sav)’in söylediklerine inandım dediği halde gerçekte inanmayıp iki yüzlü davrananlar ve benzeri kötü ahlak gösterenler olmuştur. Peygamber efendimiz (sav) bunlara rağmen hiçbir zaman yılmadan dini anlatmaya büyük bir kararlılıkla devam etmiştir.

Peygamber efendimiz (sav)’in, münafıklara karşı tavrı ve kararlılığı Kuranı kerimde şöyle anlatılır: *** Kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen dolayısıyla sevinirler; fakat (Müslümanların aleyhinde birleşen) gruplardan, onun bazısını inkar edenler vardır. De ki: „Ben, yalnızca Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koşmamakla emrolundum. Ben ancak O’na davet ederim ve son dönüşüm O’nadır.“ (Rad Suresi, 36)***

Peygamberimiz (sav) münafıkları uyarmaya devam etmiş, dine ve kendisine karşı düşmanlık beslemelerine rağmen belki vazgeçerler ve hidayet bulurlar diye onlara dini en etkili şekilde anlatmıştır.

Münafıkların Peygamberimiz (sav)’in anlattıklarına karşı gösterdikleri tavır ise Nisa Suresi’nde şöyle haber verilir:

*** Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut’un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister. Onlara: „Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin“ denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. (Nisa Suresi, 60-61)***

Münafıkların bu iki yüzlü tavırlarına rağmen Peygamberimiz (sav) onlara öğüt vermiş, onların vicdanlarını etkileyerek, doğruyu görmelerini sağlayacak şekilde onlarla konuşmuştur. Kuranı kerimde. Nisa suresi.ayet.63.te mealen şöyle buyurulmaktadır:

*** İşte bunların, Allah kalplerinde olanı bilmektedir. O halde sen, onlardan yüz çevir, onlara öğüt ver ve onlara nefislerine ilişkin açık ve etkileyici söz söyle. (Nisa Suresi, 63)***

Kendisine düşman olan insanlara öğüt vermek, hatalarını açıkça söyleyerek onları doğru yola çağırmak elbette ki güç bir sorumluluktur. Ancak, Peygamberimiz (sav) gibi Allah’a dayanıp güvenen, hidayeti verenin Allah olduğunu bilen, insanlardan değil sadece Allah’tan korkup sakınan bir insan için, her işte olduğu gibi bunda da Allah’ın yardımı ve kolaylıklar vardır.

Allah (cc) Kur’an’ı kerimde birçok ayetinde sapıklık içinde olan insanları doğru yola iletmek, onları arındırmak ve onlara ayetlerini öğretmek için Peygamberlerini gönderdiğini bildirmektedir. Zaten bütün Peygamberlerde Hak ve Batıl mücadelesinde sonuna kadar büyük bir gayretle çalışmışlar İnsanları dogruya, güzele, iyiye yani hakka çagırmışlardır.

Kuranı Kerimde adı geçen bütün Peygamberlerin kıssaları anlatılır. O kıssalar aynı zamanda bizleride ilgilendirir. Onun için Kuranda yazılıdır zaten…

Peygamber efendimiz (sav) Allah’ın kendisine verdiği bu sorumluluğu büyük bir sabır, şevk ve kararlılıkla hayatı boyunca sürdürmüştür. Vefatına çok yakın bir zaman kala yaptığı Veda Hutbesi’nde dahi Müslümanları eğitmeye ve onlara öğüt vermeye,Onlara bilmediklerini anlatmaya, hak olanları teblige devam etmiştir.

Allah’ın Peygamberimiz (sav)’e verdiği bu güzel sorumluluklar ayetlerde şöyle bildirilir:

*** Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik. (Bakara Suresi, 151)***

*** Andolsun ki Allah, müminlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara Kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler. (Al-i İmran Suresi, 164)***

*** O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler. (Cuma Suresi, ayet.2)***

*** Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’a ve Resûlü’ne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O’na götürülüp toplanacaksınız. (Enfal Suresi, 24)***

Peygamberimiz (sav)’in çağrı ve öğütleri herhangi bir insanın çağrısı gibi değildir. Bu çağrılara uymak, insanın dünyada ve ahirette kurtuluşu demektir. Peygamberimiz (sav)’in her çağrısında insanı kötülüklerden, zulümden, karamsarlıktan, azaptan kurtaracak hikmetler vardır. Peygamberimiz (sav)’in her öğüdünde Allah’ın ilhamı ve koruması olduğu için, samimi bir Müslüman bu öğütlere gönülden teslim olarak, hidayet bulur. Hidayete eren ve itaatını devam ettirene korku olmayacaktır inşaallah.

Peygamber efendimizin (sav) günümüze ulaşan sözlerinde onun müminlere verdiği güzel öğütler de bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi sahabesi Muaz (r.a)’a verdiği öğüttür.

Günümüz Müslümanlarına da ışık tutacak olan bu ögütleri oldugu gibi aktarıyoruz:

** „Muaz! Sana Allah’tan korkmanı, sözün doğrusunu söylemeni, sözünde durmanı, emaneti yerine getirmeni, hıyanetten uzak kalmanı, komşu hakkını korumanı, yetime acımanı, tatlı sözlülüğü, bol bol selam vermeni, işin iyisini yapmanı, az tamahkarlığı, imana sarılmanı, Kur’an’ı derinliğine anlamanı, ahiret sevgisini, hesaptan korkmanı, tevazu kanatlarını indirmeni tavsiye ederim.

Muaz. Seni hikmet sahiplerine sövmekten, doğru söyleyene yalan söylemekten, günahkara boyun eğmekten, adaletli bir hükümdara baş kaldırmaktan, yeryüzünde fesat çıkarmaktan men ederim.

Muaz! Sana her taşın, ağacın ve duvarın yanında nerede olursan ol Allah’tan korkmanı işlediğin her günahın ardından gizlisine gizli, aleni olanına da aleni tevbe etmeni tavsiye ederim.“ (Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din) **

Peygamber Efendimiz, yakınlarını ve Müslümanları böyle eğitmiş ve onları her zaman güzel huylu olmaya çağırmıştır. Hidayetin en önemli iki kaynagı kuvvetle sarıldıgımızda bizleri her zaman ve her mekanda korumaya devam edecektir inşaallah…

Bir de Hidayetin karşılıgı diyebilecegimiz SAPIKLIK vardır. Sapıklık aslında Allahın haram kıldıgı ,Peygamber efendimizin (sav) Ümmetini uzaklaştırdıgı (sözüyle, hareketleriyle) ve bilfiil yapmayın dedigi her şeydir. Dalalet ve sapıklık deyince aklımıza hemen Yahdiler gelir sonrada Hıristiyanlar gelir. Çünkü bizler Kıldıgımız Namazların her rekatında *FATİHA* suresini okuyoruz eger bilmiyorsak mealine-yaklaşık anlamına bir defa daha bakalım.

Şimdi gazetelerin vermiş oldugu sapıklık haberlerinden bazılarına bakalım. Önceden Lut Aleyhiselamın içinde bulundugu toplulugun yaptıgı sapıklıgın aynen artarak devam devam ettigini görecegiz:

„Dünyanın değişik yörelerinden işgâl altındaki Filistin topraklarına göç ettirilen Yahudilerin oluşturduğu yapay „İsrail toplumu“nda ahlâki çöküş, değişik alanlar da kendini gösteriyor. Bunlardan biri de, aile içi cinsel tecavüzler. Son dönemde bu tür fiillerde artış olduğu haberleri veriliyor.

İsrail Çocuk Ulusal Konseyi tarafından hazırlanan rapora göre; geçtiğimiz yıl (2003 yılı, içinde İsrail toplumunda en az 1763 çocuk, kendi ailelerin fertleri tarafından cinsel tecavüzlere mâruz kaldı.

Tecavüze ugrayanların:

*1191’i kız,

* 572’si ise erkek çocuk.

Ve bu rakamlar sadece polise intikal etmiş tecavüz olaylarını kapsıyor.

Cinsel alandaki bir başka ahlâki sorun ise, öğretmenlerin öğrencilerine tecavüzleri. 2003 yılı içinde bu tür tecavüz olaylarında da son beş yıla nisbetle yüzde 50 artış oldu.

Adı geçen konseyin hazırladığı raporlara göre;

* Tecavüze uğrayan çocukların yüzde 11.3’ünü 5 yaşın altındakiler,
* Yüzde 26.2’sini 6-8
* Yüzde 32.6’sını 9-11 yaşındaki çocuklar oluşturuyor. (Metin Hasırcı, Cum’a dergisi: Sayı: 109)
Avrupa ve Amerika gibi ülkeler de bundan farklı değiller. Avrupa’da evlilik dışı çocuk:
* Danimarka’da yüzde 55
* İngiltere’de yüzde 35
* Avrupa Birliği’nde ortalama yüzde 30’dur.
* İspanya’da ilkokula giden kızlardan 150 bini her yıl hamile kalmaktadır.
* İngiltere’de evlenen gelinlerin sadece yüzde 2’si bâkiredir.
* Bütün Avrupa’da boşanma oranı yüzde 30 civarında seyretmektedir.
* ABD’de 25-35 yaş arasında ölen kadınların ölüm sebeplerinin başında AIDS gelmektedir.
* ABD’de erkeklerin yüzde 20’si eşcinseldir.
* Yunanlıların yüzde 25’i eşcinseldir.
* ABD’nin eski başkanlarından Clinton, eşcinsellerin evlenmelerini yasayla onayladı.
* ABD’nin yedi eyaletinde eşcinsellik serbest ve birbirleriyle evlenmeleri de yasak değil. Bu Eyaletlerin sayısı 2004. Yılı itibariylede gitgide artmakta…
* Rusya’da da bu tür sapık ilişkiler serbest.
* Batı ülkeleri, Amerika, İsrail ve Rusya sapıklık cereyanıyla sarsılıyor. Diger hadiseler bir yana sadece bu SAPIK düşünce ve hareketlerinden dolayı çökmeleri çok yakındır.

Ahlaken çöken toplumlar bitkisel hayatın içindedirler diyebiliriz. Lakin dünyaya nizam verecek, Dünya ya nizam ve intizam vermesi gereken Müslümanlar; Yönlerini bu bataklıgın içine yuvarlanmış batı toplumuna degilde, kendi öz degerlerine dönmeleri ve Mukaddes degerlerine sahip çıkarak baş tacı etmeleri zaruridir.

Kısacası insanlık cinsel sapıklıkların pençesine düşmüştür. Kurtuluşun yolu ve Reçetesi sadece İslâmdadır. Başka çareler aramak ise beyhudedir, boşunadır, lüzumsuzdur diye düşünüyoruz. Ve unutmayalım dogru bir tanedir.Sapıklık ve dalalet yolları milyon kere milyon fazladır, hesapsızdır…

Allah’ım. Senden başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Sen her şeyi ayakta tutansın. Göklerde ne var, yerde ne varsa, Senindir. Senin katında, Senin iznin olmadan hiç kimse şefaat edemez. Sen bütün yarattıklarının geçmiş ve gelecek bütün hallerini bilirsin.

Biz ise, Senin dileyip bildirdiğinden başkasını bilemeyiz. Senin hâkimiyet ve saltanatın gökleri ve yeri, dünyayı ve âhireti, Mahşeri ve Sıratı, Cenneti ve Cehennemi kuşatmıştır. En yüce ve en büyük olan Sensin. Allah’ım. Bizi bağışla. Annemizi, babamızı ve bütün İnannaları bağışla. Bizi Cehennem azabından koru. Bizleri hidayete eren ve Hidayet yolunda devam edenlerden eyle. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…
Sermed Kadir… …29.Mayıs.2004

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.