Sonu gelmez sanarak bağlanılan dünyada,
Kimler gelip GEÇİYOR yaşayanlar sırada.
Hani derler mal, mülk, evlatların arkanda,
Hoş SADÂ bıraktıysan sevenlerin anacak…
Vakti gelince solan güle benzer bedenler.
Buruşuk tenlerde tarih saklı der gözler.
Sevgi, BARIŞ, dostlukla hayat sürenler,
Ömür denen süreye birgün nokta konacak…
Dağlar, taşlar düzlenip konaklar yapılıyor.
İnsan yiyip içecek, hayvanlar otlanıyor.
Her CANLI çalışarak rızkını paylaşıyor.
Akıl nimeti taşıyan İMTİHANA koşacak…
Süre neki AY’LAR, yıllar birbirini kovalar.
Zaman kavramı sınırlı;doymazki yaşayanlar.
Sanki hiç bitmiyecek gibi aceleyle koşarlar.
Bilinmiyen bir anda atan DAMAR duracak…
Şu YAŞANTI güzel şey acısıyla tatlısıyla.
Nasıl terkedecek gönül tutuşuyor kayğısıyla.
Koca ömür nasıl geçmiş gözü açıp yumasıya.
Her bir an’ın hesabı mutlak tek tek sorulacak…
Etim, kan’ım, sinirlerim bana yön’mü verecek ?
Yaşlanmayı enğelleyip NASIL hayat sürecek ?
Hücrelerin bitiminde elim, yüzüm pörsüyecek.
Zaten aslım topraktandı; yine ona karışırım…
İnanırsan ğam’lanma müjde verilmiş ezelde.
Her şeyin bir sonu var; başlangıçsa Ahirette.
Dogru cevap verilirse kabir, berzah âleminde,
Müslüman hiç üzülürmü, gördüğüyle avunacak…