Yaş KEMÂLE erdikçe sarmalıyor bedeni.
Huzur duydum vefa ile yanımdaki seveni.
Gören göz hüzünlendi terk edipte gideni,
Mal, mülk, evlat, para, makam hırsı artıyor.
Sâde kefen bezi içinde son durağa varıyor…
Gerçek; Daha doyamadım ben bu dünyaya.
Saatlar yetmez oldu umursuzca yatmaya.
Gezip, tozan, sefa süren muhasebe yapmaya.
Hayret; nede çabuk yıllar HIZLA tükenmiş.
Gaflet uykusuna KOCA ömür’de yetmemiş…
Umut vardır tabiiki; Lâkin korku fazlaca.
Umursuzca yaşadık yedik, içtik yıllarca.
Halbuki bitmez sanmıştık SIKI sarılınca.
Ne olacak hesap, mizan, SIRAT hâl’imiz.
Belimiz büküldüğü an ne kadar acizmişiz…
Kalp kırmadım, gönülleri yıkmadım desekte.
Şu soluyan bedenlere rütbe, paye versekte.
Dost gönül’ler ayağına halı, kilim sersekte.
Zaman kavramı eşsiz Kıymetini bilmemişiz.
Reçete YOK elimizde son durağa gelmişiz…
Arasat’ta toplanacak günahkarı, MAZLUM’U.
Dil suskun bilinmezlik, ğayb’ın olmaz yorumu.
Sermedim tabiiki asla yitirmedim umudumu.
Yaradan KUDRET elinde iki Cihan demişiz.
Hakimlerin hakimine Ahdi misak vermişiz…