VESVESE…

VESVESE… Manâ  itibarıyla *VESVESE* Fısıltı, hışırtı ve fışırtı gibi gizli ses, FİSKOS. Kalpte meydana gelen şüphe, TEREDDÜT, vehim, kuruntu, iç üzüntüsü, nefis ve şeytanın meydana getirdiği iç karışıklığı anlamları için kullanılan bir tabir’dir. Her şey ZIDDI ile bilinir kaidesi geregince VESVESE’NİN Zıddı tereddütsüz, kararlı, emin ve azimli olmak demektir…Vesvese kelimesi Kur’ân’da dört yerde geçmektedir. Rabbimiz A’raf Suresi ayet. 20.de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Derken onların, kendilerinden gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: „Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti.“ dedi…*** Bu âyette geçen vesvese kelimesi, fısıldama şeklinde anlaşılmakta ve tercüme edilmektedir. Peygamber efendimizin (sav) bir hadisinden öğreniyoruz ki, kalpte iki delik varmış birinde devamlı ŞEYTAN, öbüründe de MELEK oturur fısıldarmış.Tabi şeytan boş bulduğu kalbe oturarak orada VESVESE vermeye çalışmaktadır. Eğer kişinin kalbi boş değilse, şeytana yer bırakmayacak biçimde Allah’la, Allah’ın Kitabı ve Resûlünün Sünnetiyle meşgul ise elbette şeytanın o kalpte etkili olması mümkün olmayacaktır. Yâni biz kendimiz şeytana dâvetiye çıkarmamaya  bakacağın inşaallah…Şeytana kapı açmamaya ğayret edeceğiz. İblisin hileli yollarını tıkamak, kapamak için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Rabbim bizleri şeytanın vesveselerinden muhafaza eylesin…Sallu…

 

2.  VESVESE… Tabiidir ki; bütün bedenimizi kendi hakimiyeti altında büyüten, büyüttük­ten sonra ihtiyarlatan, sonra küçülten, sonra toprağa geri döndüren Allah celle  şanuhudur. Buna müdahelemiz hiç mümkün değildir. Rabbimizin vücudumuz üzerindeki hakimiyetini gördükten sonra yine Rabbimize yöneliyoruz; *İNSANLARIN MELİKİNE, RABBİMİZE SIĞINIYORUZ… Sosyal hayatımızla, aile hayatımızla, toplum ha­yatımızla ilgili nasıl davranmamız gerektiğini Rabbimiz ayetleri ile bildirmiştir. Tüm peygamberler insanlığı *LA İLAHE İLLALLAH* temel esasına çağırmışlardır. Allah Celle ve ala’dan başka sözü dinlenecek, hatırı kazanılacak hayata hakim olan İlâh yoktur. Allah’tan başka kendisine kulluk yapılacak, hayat programı program kabul edecek varlık yoktur esasına çağırmışlardır. Rabbimiz kendisinden başka İlâh olmayandır, hayatımızın her noktasına karışan ve kendisinden başka hayata karışıcı olmayandır. Yani Allah  Celle şanuhu, kendisinden başka Rabb, Melik, İlâh olmayandır… Bizler böyle inanır böyle İMAN ederiz… Rabbimiz Kaf Suresi ayet.16.da mealen şöyle buyurmuşlardır:*** Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız…***  Rabbim bizleri Şeytanın şerrinden, vesvese veren vesvesecinin şerrinden muhafaza eylesin…Sallu…

 

3.  VESVESE… Kardeşlerim… Allah Celle şanuhu, İnsanların İlâhıdır.*İLAH*, kendisine kulluk edilen varlık demektir. İLAH, kişinin boynundaki ipin ucu elinde olan varlık demektir. İLAH, kişinin hatırını kazanmak için çırpındığı, arzularını gerçekleştirmek için can attığı, itirazsız ve gönül rahatlığıyla isteklerini yerine getirdiği varlık demektir. İLAH, kişinin uğrunda Canını feda ettiği varlık demektir. İLAH, kişinin uğrunda seve seve malını ve canını feda ettiği varlık demektir. İLAH, kişinin hayat programını kendisi için hayat programı kabul ettiği varlık demektir. Göklerde İlâh olan Allah Celle celaluhu’dur. Yerlerde İLAH olan da Rabbimizdir. Göklerde sözü geçen de O’dur, yerde de. Göklerde egemen, hakim olan da O’dur yerde de. Göklerdekiler de O’na teslim, yerdekiler de. Göklerdekiler de O’nu dinler, yerdekiler de. Göklerde de, yerde de tapınılacak, İBADET edilecek, sözü dinlenecek, çektiği yere gidilecek, YASA’LARI uygulanacak tek İLAH Allah Celle ve alâ’dır. Yani göklerin ve yerdekilern hakimiyeti Allah Celle şanuhuya aittir. Haşa, eğer yaratan ayrı ama yaratıkları idare eden ayrı gibi düşünceler tek kelime ile sapıklıktır. Rabbimiz Taha Suresi ayet.120.de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Nihayet şeytan ona vesvese verdi. Şöyle dedi: „Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?“…*** Rabbim bizleri Cin ve insan türünün her türlü vesvesesinden muhafaza buyursun… Sallu…

 

4.  VESVESE… Kardeşlerim… Rabbimiz kendisine sığınmamız gereken en büyük tehlikeyi, en büyük düşmanı bize haber veriyor. İnsanlığın baş düşmanı Vesvâs ve Hannâs olan şeytanın şerrinden insanların Rabbi, Meliki ve İLAHI olan Allah’a sığınırız. Vesvâs, çok vesveseci, sürekli VESVESE veren, tekrar tekrar vesvese veren anlamına şeytanın bir ismidir. Zira onun mesleği ve bütün işi vesvese ve iğvâdır. Rabbimiz Nas Suresi ayet.4-6.da mealen şöyle buyurmaktadır: *** O sinsi vesvesecinin şerrinden.O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar. Gerek cinlerden, gerek insanlardan…*** İnsanın iç dünyası bu teşvik ve uyarıdan sonra SİNSİ vesvesecinin insanların içlerine gizli gizli VESVESE verdiği ifade edilmektedir. Cinlerin nasıl vesvese verdiklerini bu vesvesenin nasıl gerçekleştiğini bilemiyoruz. Fakat bunun etkilerini, insanın iç aleminin gerçeğinde ve hayat gerçeğinde görüyoruz. Adem Aleyhiselam ile İblis arasındaki mücadelenin, eski, çok eski olduğunu biliyoruz. Bu savaşı şeytan, içindeki kötü yaratılışından, insana karşı büyüklük taslayışından, kin ve kıskançlığından kaynaklanan bir duygu ile ilan etmiştir. Şeytan bu savaş için yüce Allah’tan izin istemiş, yüce Allah ta bir hikmet gereği olarak ona izin vermiştir. Fakat insanı bu savaşta hazırlıksız, eli boş bırakmamıştır. İmanı onun için bir koruyucu KALKAN, zikri onun için bir hazırlık, eli boş sığınmayı da ona bir silah kılmıştır. İnsan ancak bu kalkanından, hazırlığından ve silahından habersiz olduğu zaman kınanacak bir yalnızlığa kendisini TERK etmiş olur… Rabbim bizleri İblisin ve Şeytanın askeri konumundaki İnsanların vesvese’lerine  karşı elimizi ve dilimizi boş bırakmasın…Sallu…   

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.