BUNALIM…

BUNALIM… Hemen ifade edelim ki; bizler söz ve yazı’mızla DOKTOR’LUK taslamayacağız, büyük sözler konuşmaktan Allaha sığınırız. Ancak bilhassa günümüzdeki hastalıkların başında, hatta Asrımızın hastalıklarının başında BUNALIM hastalığını görüyoruz. Bu hastalığa diger bir şekilde de *STRES* diyoruz.  STRES olgusu insanlardaki uyum ve DENGE’Yİ BOZAN, fiziksel, çevresel, RUHSAL, Toplumsal,  ve Psiko sosyal etkenler beden yapımızda, Organizma’mızda bu etkenlere karşı gelişen OLUMSUZ degişiklikler  bu ve buna benzer tepkiler anlatılmak için kullanılan bir sözcüktür STRES tabiri… Bunalımlar, içinden çıkılamayan durumlar söz konusu olduğunda hatta Midesi YANAN, Başı AĞRIYAN, Kalbi ÇARPINTI geçiren, Gögüs KAFESİ sıkışan, ENDİŞE, KORKU, SIKINTI ve TEDİRGİNLİK içindeki rahatsızlıkların sahibi olan insanımızın en çok ağzına aldığı sözcük haline geldi STRES ve BUNALIM sözcükleri… Sahihi Muslim de bizlere ulaştırılan bir HADİS mealen şöyledir:** Allah, ŞİFASINI VERMEDİĞİ hiç bir HASTALIĞI yer yüzüne indirmemiştir…** Tabii ki TEDBİR ve TEDAVİ yollarını sonuna kadar arayacağız ama bu MÜJDELİ haberide aklımızdan çıkarmayalım inşaallah…Sallu…

 

2.  BUNALIM… STRES VE BUNALIMA yol açan etkenlere bakacak olursak: Bu genelde hava kirliliginden, Radyasyondan, Kalabalık toplumlar içerisinde yaşama mecburiyeti gibi FİZİKİ olumsuzluklardan, KİMYASAL ÇEVRE yapısından Çalışma ve İŞ temposunun getirdigi AĞIRLIKTAN, Ev ortamının DÜZENSİZ YAPISINDAN ve Sosyal İLETİŞİM sıkıntılarının BİRİKEN YÜKÜNDEN dolayı sırtımıza yapışan bir AĞIRLIK, bir yük, bir KORKU, bir HAYÂL KIRIKLIĞI, ve ruhumuza çöken *ENDİŞE YUMAĞI’NI* korku ve STRES olarak taşıdığımız bir gerçektir. Aslında insan hayatınıda hemen hemen her yaş dönemi ayrı bir  KRİZ, KORKU VE BUNALIM dönemleridir. Gençliğe girişte ayrı bir SIKINTI, Evlilik sonrası 25. YAŞ sendromu, Çocukların getirmiş olduğu AĞIR YÜK ve mesuliyetlerle birlikte, otuz’lu yaş SORUMLULUK ENDİŞESİ, Kırk’lı, Elli’li ve Altmış’lı yaşların verdiği ÖLÜM dahil ayrı ayrı korkular, HAYATIN VE YAŞANTININ ZORLUĞU, korkusu, tedirginligi ve bunların üzerine altından herkesin aynı kolaylıkla kalkamayacagı bazı sıkıntılı hadiseler hepsi hepsi aslında STRES’İ, BUNALIMI tetiklemektedir… Ahmed bin Hanbeli zamanımıza taşıdığı RİVAYET mealen şöyle: ** Allah azze ve celle, şifasını vermedigi hiç bir HASTALIĞI yeryüzüne indirmemiştir. O hastalıgın ŞİFASINI BİLEN BİLDİ, bilmeyende bilmedi…** Rabbim her türlü rahatsızlık ve dertlerimizde YÂR VE YARDIMCIMIZ OLSUN…Sallu…

 

3.  BUNALIM… Kardeşlerim, hayatımızın her dönemi başlı başına birer STRES ve BUNALIMA gebe’dir diyebiliriz. Mesela bazı stres halleri *BİREYSEL* nedenlerden olabileceği gibi bazı Stres sebepleri de *TOPLUMSAL* nedenlerden dolayı olabilir. Mesela DÜZENSİZ ŞEHİRLEŞMELER, dünya ve toplumlardaki HIZLI DEĞİŞİKLİKLER ve bu degişkenliklere karşı her BÜNYE’NİN ayrı ayrı UYUM GÜÇLÜKLERİ de STRESİ ARTIRAN sebeplerden sayılabilir… Aile yapılarında ve insanlar arası İLİŞKİ yetersizliğinin doğurduğu sebebplerde bir *STRES VE BUNALIM* nedeni olabilir.  Mutlaka bizlerde belli bir nefis taşıdıgımız için bazı şeyleri kendimize DERT edinir, bazı kimseleri KISKANIR ve birilerine de GIPTA ile yaklaşırız, bazı kardeşlerimize İMRENİR bazı durum ve hâl’lerini beğendiğimiz oldugu gibi, bazı kardeşlerimizin tavırları da başımızı ağrıtabilir. İYİLİĞİ, ZENGİNLİĞİ, BAŞARIYI, CÖMERTLİĞİ, GENÇLİĞİ, GÜZELLİĞİ kıskanmak yerine GIPTA ederek içinde bulunduğumuz hâli kabullenerek daha HUZURLU BİR HAYAT sürebiliriz… Peygamber Efendimiz bir hadisinde (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Müslümanın başına gelen bir AĞRI, YORĞUNLUK, DERT, HASTALIK, ÜZÜNTÜ hatta ufak bir KAYĞI’NIN karşılığında, Allah, onun günahlarından bir kısmını mutlaka ÖRTER, bağışlar…**  Rabbim bizleri her türlü SIKINTI’LARA Sabreden, elindeki niğmetlere ŞÜKREDEN, Sağlık, SIHHAT, afiyetle İBADETİ unutmayan kullarından eylesin…Sallu… 

 

4.  BUNALIM… İnancımız o dur ki; Cenabı Hak tedaviyi kabul edebilecek her hastalığın ilacını  da MUTLAKA yaratmıştır. Bizler mümkün oldugu kadarıyla SEBEP’LERE SARILMAK durumundayız. Hastalıktan kurtulmak için elimizden geldigi kadar TEDAVİ YOLLARINI araştırır gerekirse doktor doktor gezeriz. Sonuç ve neticede mutlaka Rabbimizin dediği olacaktır. Aynen Tedaviyi KABUL ETMEYEN hastalıklar da bu cümleden değerlendirilmelidir… Bu ifadelerimizin içine CÜMLE, öldürücü ve Doktorların çaresiz  dediği hastalıklarda dahildir. Her türlü hastalıklardan KURTULUŞ ancak Allah Azze ve celle nin yaratacağı ve sağlık çalışanların bulacağı bir İLAÇ ile olur.  Fakat Allah Teala, bu ilmi ve bu bilgiyi insanlardan kaldırmış ve ona ulaşmaya  da bir yol göstermemiş olabilir. Zira bütün yaratılmışların bilgisi Allahın onlara ögrettigi kadarıyladır. Mesela günümüzde halâ COVİD.19. hastalığının tedavisinde kullanılacak AŞI bulunamamıştır. Ama inşaallah yakın bir zamanda bu aşıya da ulaşılacak bizlerde hem RUHİ hem de BEDENİ hastalıklarımızdan kurtulacağız inancını taşıyoruz… Sahihi Muslimin zamanımıza aktardığı Hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyuruyor: **  Her hastalığın bir TEDAVİ’Sİ vardır. Tedavisi bulunan hastalık ta  ancak Allahın İZNİYLE geçer…** Rabbim cümle RUHİ  VE BEDENİ hastalığa düçar olanlara  ACİL ŞİFALAR versin…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.