MUCİZE…

MUCİZE… Sadece ve SADECE Peygamberlere HAS HARİKULADE, OLAGANÜSTÜ hâl’dir *MUCİZE*… Gerçekte MUCİZE; tabiat kanunları ve âdetler üstü, FEVKALADE, MUHTEŞEM BİR OLAY’DIR. Allahu Teâlâ Mucize ile inkârcıları, bir benzerini getirmekten ÂCİZ bırakır; peygamber olarak SEÇTİĞİ ZAT’I TASDİK EDER, peygamberlik iddiasının doğruluğunu İSPAT etmek için onda âdetler üstü HARİKA bir şey gösterir. İşte bu, onun peygamberliğini ispat eden BİR DELİL YANİ MUCİZE’DİR… Harikulade bir olay olan mucizenin iki ana özelliği vardır. Bunlardan biri; *MEYDAN OKUMAK* diğeri, inkârcıları *ACİZ BIRAKMAK’TIR*. İnkar edenleri benzerini getirmekten aciz kalacakları için SUSTURMANIN en güzel göstergesi MUCİZE’DİR. Bu, OLAGANÜSTÜ, HARİKULADE, Tabiat kanunlarının aksine gerçekleşen bu MUHTEŞEM hâl, Peygamberin davasını, sözünü, hareketlerini doğrulayan bir güzellik ve özellik’tir… Rabbimiz A’raf Suresi ayet. 133. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Biz de ayrı ayrı MUCİZE’LER olarak onların üzerine tufan, çekirge, haşere, kurbağalar ve kan gönderdik; yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir KAVİM oldular…*** Biz Müslümanlar MUCİZE olayına inanıyor ve İMAN ediyoruz… Elhamdulillahi Rabbul âlemiyn…Sallu alâ Rasulüna Muhamm…

 

2.  MUCİZE… Günümüzde bilinçsizce kullanılan sözlerden birisi olan *MUCİZE* kavramıdır. Konuyu anlaşılması açısından, defalarca tekrar etsek te yerindedir inancındayım. *MUCİZE* Peygamberlik iddiasında bulunan ve inkârcılara MEYDAN OKUYAN ZAT’IN bu iddiasının DOĞRULUĞUNU TASDİK ETMEK İÇİN, Hak Teâlâ’nın, onun vasıtasıyla İZHAR ETTİĞİ, açıkladığı, açıkça BEYAN ettiği ve onları bir benzerini, MİSLİNİ yapmaktan ÂCİZ BIRAKAN, tabiat kanunları ve ÂDET’LER ÜSTÜ harikulâde bir hadisedir… Kur’ân-ı Kerim’de, *MUCİZE* anlamında çok defa, ÂYET, ÂYÂT, BEYYİNE, DELİL ve DELAİL kelimeleri kullanılmıştır. Âyet; belli olan bir ALÂMET, bir şeyi ispat eden delil veya İŞARET demektir. O halde genel olarak MUCİZE ya bir işaret, delil ve ispat manâsına; veya *İLAHİ BİR HABER* ya da *TEBLİĞ EDİLEN KELÂM* anlamına gelmektedir. Bilindiği gibi Kur’anı Kerim, Peygamber Efendimizin (sav) her devirde geçerliliğini koruyan, bütün zamanlara üstünlüğünü İSPAT EDEN EN BÜYÜK AKLİ MUCİZESİDİR. Rabbimiz R’ad Suresi ayet. 7. de mealen şöyle buyurmaktadır: ***  Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir MUCİZE indirilseydi ya… HALBUKİ sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir REHBERİ vardır…*** Rabbim bizleri Kur’anı Kerim ve Sünneti seniyye NURUNDAN ayırmasın…Sallu…

 

3.  MUCİZE… Şurası bir gerçektir ki; MUCİZE’Yİ Peygamberin elinde YARATAN VE GÖSTEREN, bizzat Allah Celle Şanuhu’dur. Peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan ve inkarcılara karşı meydan okuyan bir zatın elinde, onu inkâr eden herkesi ACİZ BIRAKAN böyle bir HARİKA İZHAR edilmesi, ALENEN gösterilmesi PEYGAMBERLİK iddiasını ispat ve tasdik manası taşır. Çünkü peygamberin böyle bir *HARİKA* göstermesi, *KULUM, PEYGAMBERLİK İDDİASINDA HAK’TIR, SADIK’TIR, KENDİSİ DE, TEBLİĞ ETTİĞİ SÖZLER DE, DOĞRU, HAKİKAT VE GERÇEKTİR* demektir… Şartlarına UYĞUN olarak meydana gelen mucizenin peygamberlik iddiasında bulunan zatın peygamberliğine delâleti, KATİ VE ZARURİDİR. Çünkü Allahu Teâlâ’nın YALANCI BİR ZAT’IN elinde, böyle misli gösterilemeyen FEVKÂLADE BİR MUCİZE İZHAR ETMESİ, GÖSTERMESİ aklen imkânsızdır. Zira bu, YALANCI BİR KİMSEYİ TASDİK etmek olur. Yalancıyı tasdik etmek KÖTÜ BİR FİİL olduğundan, Allahu Teâlâ hakkında kesinlikle düşünülmesi muhal’dir. Rabbimiz Ankebut Suresi ayet. 50. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ona Rabbinden BAŞKACA MUCİZE’LER indirilmeli değil miydi? derler. De ki: MUCİZE’LER ANCAK ALLAHIN katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım…*** Rabbim bizleri, düşünen, akleden, anlayan, KAVRAYAN ve bu güzelliklere TESLİM olan kullarıyla bir ve beraber eylesin…Sallu…

 

4.  MUCİZE… Kardeşlerim, Peygamberler, eğer *MUCİZE* ile desteklenmemiş olsalardı, sözlerini KABUL ETMEK VE ONLARI TASDİK ETMEK gerekmez, gerçekleşmezdi. Peygamberlik davasında SADIK, DOĞRU, SAMİMİ olan ile, KÂZİP yani YALANCI olanlar birbirinden ayırd edilemezdi. MUCİZE gösterilince, iddia sahibinin DOĞRU söylediği ve PEYGAMBER OLDUĞU KESİN OLARAK ANLAŞILMIŞ OLUR. Çünkü Allahu Teâlâ, MUCİZE’NİN hemen ardından; onu görenlerde, peygamberin SADIK, sözünün DOĞRU olduğuna dair bir BİLGİ yaratır. Her müslümanın, Allahu Teâlâ’nın insanlara zaman zaman göndermiş olduğu peygamberlerinin davalarında SADIK VE HAKLI olduklarını ortaya koyan ve Allah tarafından desteklendiklerini ispat eden mucizeler verdiğine İNANMASI FARZ’DIR. MUCİZE GERÇEĞİNE İMAN; Kitap, Sünnet ve İcmâ-ı Ümmet ile sâbittir. Sahihi Buhari’de bizlere ulaştırılan bir hadis’te, Peygamber efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **Hiç bir PEYGAMBER yoktur ki Ona insanların İMANINA SEBEP OLAN MUCİZE’LER verilmiş olmasın. Bana verilen MUCİZE ise, ancak bana vahyolunan bir VAHİY’DİR. Onun için kıyamet gününde ÜMMETİ EN FAZLA OLAN PEYGAMBER ben olacağımı ümit ediyorum…** Bizler, Rabbimize binlerce şükürler olsun ki; İnandık ve SADIK kaldık diyoruz…Sallu…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.