Adımızı Dinimizden Aldık

Cenabı Hak Kuranı Kerimde Tegabun Suresi Ayet 15’te mealen şöyle buyuruyor: „Dogrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir İMTİHANDIR. Büyük mükafat ise Allah katındadır…“

Çocuklarımız gözümüzün nuru, Kalplerimizin sevinçleridir. Dogum anından sonra yapılması gerekli olan hususları bizler bir Müslüman olarak hayatımızın her anında, her konuda uymayı zaruri ve gerekli gördügümüz RİVAYETLERE kulak veriyoruz. Çünkü bizlerin örnegi ve önderimiz Peygamber Efendimiz (sav) ve onun ŞANLI ASHABIDIR. Şimdi o rivayetlere geçelim.

İbni Abbasdan (ra) gelen bir rivayet, çocugun dogumunun yedinci gününde yedi şey yapmanın SÜNNET oldugunu beyan eder. 1.) İSİM verilir ve SÜNNET edilir. 2.) Ondan eza bertaraf edilir. 3.) dogan çocuk kız ise kulagı delinir. 4.) AKİKA kurbanı kesilir. 5.) Başı traş edilir. 6.) Akika kurbanının kanı sürülür. 7.) Traş edilen saçın agırlıgınca Altın veya Gümüş tasadduk edilir (Sadaka olarak dagıtılır.)

Önce çocuga konacak İSİM üzerinde biraz duralım. Peygamber Efendimizin (sav) hassasiyetle üzerinde durdugu bir husus çocukların ismidir. Bir kısım Hadisi Şerifler Resuli Ekremin (sav) dogumun daha birinci gününde çocuga İSİM verdigini teyid edersede, diger bir kısım Hadisler yedinci gününe bırakılmasının gerektigini ifade etmektedirler.

İsim vermede (yani Tesmiyede) dikkat edilecek husus çocuga verilecek ismin GÜZEL olmasıdır. Müslüman Anne – Babanın çocuklarına, Ugursuzluk, çirkinlik, kabalık telkin edecek isimlerden mümkün oldugunca sakınmaları lâzımdır. Ebeveynin Çocuklarına İsim koyarken dikkat edecegi husus, Ona en güzel ve en anlamlı bir İSİM seçmektir.

Peygamberi Efendimiz bir Hadiserinde mealen şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki sizler Kıyamet günü isimlerinizle, Babalarınızın isimleriyle çagırılacaksınız. O Hâlde isimlerinizi güzel koyun..(Ebu Davud)” Başka bir Hadis mealen şöyledir: „Ad’larınızın Allah yanında en sevimlisi, Abdullah ve Abdurrahmandır…(İbni Mace)“

Anne – Baba İsim konusunda çok hassas davranmak durumundadırlar. Çocugun Faziletine zarar verecek anlamda kötü bir AD koymaktan çekinmek ve kaçınmak lâzımdır. Başkalarına alay ve eglence konusu olacak isimlerden uzak durmak sorumlulugu öncelikle Anne ve Babanın omuzlarına yüklenmiştir…

Nitekim Tirmizinin Hz. Aişeden yaptıgı bir rivayete göre, Peygamber Efendimiz (sav) çirkin İSİMLERİ degiştirmiştir. Hz. Ömer Efendimizin bir kızı oldugunda ADINI ÂSİYE (İsyankâr anlamına geliyor) koymuşlardı. Peygamber efendimiz (sav) Bu ADI hoş karşılamadıgı için CEMİLE olarak degiştirdi. Yani kıza CEMİLE (Çok güzel) ADINI koydu. (Tirmizi)

Ebu Davudun tesbitine göre, Peygamber Efendimiz (sav) Âsi, Aziz, İtle(Kaba ve katı), Şeytan, Gurab (Karga), Hubab (Yılan) gibi isimleri degiştirmiştir. Ana – Babanın çocuguna İsim koyarken kaçınması gereken bir husus ta Allahın has isimlerini çocuguna koymamaktır. Çocuga İSİM konulurken; Ahad, Samed, Halik ve Rezzak gibi isimler koymak ta caiz degildir.

Muslim de rivayet edilen bir Hadis mealen şöyledir: ** Allah yanında sözlerin en çok sevileni şu dört kelimedir: 1. SÜBHANALLAH. 2 ELHAMDULİLLAH. 3. Vela ilahe illallah. 4. Vallahu Ekber. Sakın oglunuzun ADINI Yesar (Kolaylık ifade eden demektir), Rebah, Necih, ve Eflah (kurtuluşa eren) bırakmayın. Çünkü bazan sen, * O Orada mıdır * diye sorarsın, sorulan kimse olumsuzluk ifade edn * LA * edatını kullanarak hayır, der. Böylece olumlu bir mana ifade eden bu isimler aksine bir manaya hamledilmiş olur.. Bunlar dört İSİMDİR, bundan fazlasını benim üzerime atmayın. (Muslim)

İSİM Konusunda soru soran bir okuyucusuna Yusuf Kerimoglu Hocaefendi; şu izahatı yapıyor: * Hz. Enes ibni MALİK ten (R.a) Rivayet olunan bir Hadisi Şerifte Resuli Ekrem (sav): ** Benim öz adımla AD koyunuz. Ama künyemi takmayınız. .** buyurdugu mâlumdur. Ancak bir olay üzerine: ** Çocuklarınıza ‘’ MUHAMMED ‘’ ismini koyuyor, sonra da onlara lanet ediyorsunuz.** buyurarak, durumun nezaketini hatırlatmıştır.

Hz. Ömerin (ra) Küfelilere mektup yazarak * Çocuklarına Peygamber ismini koymamalarını tenbih etmesi ve Medinelilerden bir Cemaate de ‘’ MUHAMMED ‘’ ismini degiştirmesini emir buyurması oldukça önemlidir. Kaldı ki, Hz. Peygamberin (sav) İSMİ anıldıgı zaman * SALAVAT * getirme durumu söz konusudur. Bütün bunları dikkate almak zaruridir.

İslam Ulemasının bazı tavsiyeleri maslahatla ilgilidir. Çocuklarımıza karşı tavrınızı; Bizim bilmemiz mümkün degildir. Eger * MUHAMMED * (sav) İSMİNİ verirseniz ve onun ismini çagırdıgınız zaman, Sünnete uygun davranırsanız mesele yok…(Fıkhi meseleler. Yusuf Kerimoglu)

Ana – Baba ya İSİM konusunda düşen mesuliyetlerden biriside, çocuklarına, Allahtan başkasına kul olma anlamına gelen İSİMLERİ vermekten kaçınmaktır. Mesela: Abduluzza (Uzza adlı putun kulu) Abdulkabe (Kabenin kulu), Abdunnebi (Peygamberin kulu) gibi isimler çocuga konulamaz. İnsanları Allahtan başkasına kul olarak göstermek gibi manalar taşıyan isimleri koymak caiz degildir…

Bir önemli mesele de Anne ve Baba, akıp erime gibi, benzeme gibi, ahmaklık gibi, aşk, azap, ve devamlı şer ifade eden isimlerden kaçınmaları gerekmektedir. Bu konuya da bir kaç misal verecek olursak. Heyam (Delice aşk), Heyfa (İnce belli), Nehhad, Süsen (Güve kurdu), Meyyade (Çok titrek) Gade (teni yumuşak) ve benzeri İSİMLERİ Çocuklara koymak dogru degildir.(A.N.ULVAN.İslamda Aile Egitimi. Cilt.1. Sayfa. 96.97)

SÜNNETİ SENİYYE; Her babanın evladına karşı vazifelerinden birisi olarak ona güzel bir isim vermesini zikreder. Ve şöyle emreder: ** Siz Kıyamet günü kendi isimleriniz ve Babalarınızın isimleriyle çagırılacaksınız. Öyle ise isimlerinizi GÜZEL kılın. ** Manevi Tevatür derecesini bulan rivayetlerin tesbit ettigi üzere Hz. Peygamber (sav) bir çok kimsenin İSMİNİ kötü oldugu için degiştirmiştir.

Güzel isimle ilgili olarak Sünnette gelen ısrardan bir çok Alimler İsmin tesirli olacagını ileri sürmüşlerdir. Müslümanların kendi şahsiyetlerinin belirgin özelliginin ortaya çıkması ve zati özellikleriyle ortaya çıkması, bilinip tanınması çok çok önemlidir. Yukarıda misalleri verilen İSİMLERE gelince, Bu İSİMLER müslümanın Karakter ve tabiatını yitirmeye, hem itibarını heder etmeye, maneviyatını kırmaya elverişlidir.

Müslümanlar alçalma ve yıkılma düzeyine geldikleri gün bölük – pörçük olup darmadagın duruma düşerler. Böylece İslam düşmanları onları kolayca ezip topraklarını vatanlarını kolayca ele geçirirler. Müslümanların ileri gelen ŞEREFLİ kişilerini aşagılayıp küçük düşürürler. Nitekim bu günkü hâlimiz ne yazıkki aynen böyledir.

Tarihe şan vermiş Müslüman TÜRKLER in daha ADI duyuldugunda sadece İSİMLERİ bile Avrupayı titretmeye yetiyordu. Lakin aradan geçen zaman zarfında Türk isminin artık bir deger ifade etmedigi, hatta bazı yerlerde içinde yaşadıgım için yazıyorum; bir hakaret sözcügü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Siz kendinizi ne kadar iyi göstermeye ya da onlardan göstermeye çalışırsanız çalışınız, sizin İSMİNİZ farklı. Onlarla bir olamazsınız. Bari şahsiyetimizle, karakterimizle, kişiligimizle ve Babamızın bizlere verdigi İSMİMİZLE haysiyetli bir yaşantının sahibi olalım…

Burada Bosna Herseklilerden de bahsetmek istiyorum. Bosnalılar neredeyse Sırplarla, Hırvatlılarla aralarında bir fark kalmadan, Din ve diyanetlerini unutmuş bir vaziyette yaşamaya başlamışlardı 50.sene. Ama bir zaman geldiki, bu her şeyini Hıristiyanlara uyduran topluluk İsimlerinden başka İslamiyetle hiç bir bagı kalmayan Cemaat büyük bir soykırıma ugradı. Sadece ADLARI İbrahim, Zeynel, Mürsel, Hasan ya da Ayşe, Fatıma, Zehra, Havva, Merve oldugu için…

Ne diyelim bizim şer olarak gördügümüz hususlarda Rabbimiz bir HAYIR nasip eder. Allah sonumuzu hayreylesin. Yalnız bizlerde şu hususu kesinlikle unutmayacagız. Muhammed (sav) Ümmeti, diger bütün topluluklardan hayatın bütün safha görüntülerinde seçilip ayrılsın diye, İslam Peygamberinin kendi ÜMMETİNİ Peygamberlerin adlarıyla adlandırmalarını teşvik ve tavsşiye edişi çok anlamlıdır…

Allaha kul olma anlamına gelen Abdullah, Abdurrahman gibi İSİMLER kullanmaları tahrik ve Teşvikte bulunması hayret edilecek bir durum degildir. Çünkü bu ÜMMET, İnsanların iyilikleri, faydaları için yeryüzüne çıkarılmış EN HAYIRLI ÜMMETTİR. Beşeriyeti Hakkın nuruna ve İslam Dininin ilkelerine çagırıp en dogru yolu gösteren Peygamber Efendimizdir (sav) …

Yapılan Sahih bir Rivayete göre Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: ** Peygamberin adlarıyla adlandırın. Allah yanında isimlerin en güzeli ve sevileni, Abdullah ve Abdurrahmandır. En sadık olanı da Haris ve Humâm dır; çirkin olanı, Harb, mürre ve mirre dir…** (Ebu Davud) Toparlayacak olursak:

Konumuzdaki Ana gayemiz şudur ki; Anne ve Babalar için yapmaları gereken âmel şudur: Çocuklarına İSİM korken en saglıklı yolu tutmaları, çocuklarını küçük düşürecek ve kişiliklerini zedeleyecek AD ve Künyelerden sakınmaları; Çocuklarına ŞEREF ve İTİBAR saglayacak, kişiliklerini, şahsiyetlerini saglamca ayakta tutacak, Maneviyatlarına her zaman destek olacak İSİMLER seçeceklerdir.

Muhakkak her insanın oldugu gibi bizim de bir amacımız bizim de bir gayemiz ve Ülkümüz vardır. Bizim amacımız; Çocuklara İSİM koyma hususunda İslam DİNİNİN açmış oldugu geniş caddede yürümek, İslam DİNİNİN İLKE ve DÜSTURUNA baglı kalmak ve İSLAM Cemaatına İtibar, saygınlık ve hak ettigi büyüklügü kazandırmaktır. Bu arzularımızın gerçekleşmesi Allaha göre hiç te zor degildir.

Bizden beklenen ise: Samimi olmak, samimi davranmak, İslam DİNİNİN hükümlerine harfiyyen uymaya gayret sarfetmek, İslam DİNİNİN ilkelerini, düsturunu benimsemek ve ona sımsıkı sarılıp iyice TESLİM olmaktır. Ondan sonrası içinde deriz ki; Bütün bu gayret ve güzelce Hakka sıgnmadan sonra da Allah kuluna vekildir. O ne güzel yardımcı O ne güzel koruyucudur. Alemlerin Rabbi olan Allaha (cc) Hamdolsun…

Tohumların ve meyvelerin Rabbi olan Allahım. Güllerin ve çiçeklerin Rabbi olan Allahım. Irmakları, nehirlerin ve ağaçların Rabbi olan Allahım. Gecelerin ve gündüzlerin Rabbi olan Allahım. Arşının taşıyıcılarını, meleklerini, mahlukâtını, peygamberlerini, evliyânı, bütün eserlerini, kâinâtın içindeki bütün kürreden zerre ye her şeyin yaratıcısı ve Rabbi olan Allahım. Sen Alîm, Hakîm, Semî, Basîr, Ferd, Samed, Rahîm olan İSİMLERİN sahibisin.

En güzel isimler Senindir. İnandım ve iman ettim ki; Senden başka hiç bir İlah yoktur. Mülk Sana mahsustur. Hamd Sana mahsustur. Senden mağfiret ve RAHMET diliyor, Sana günahlarımdan, hata ve kusurlarımdan dolayı tövbe ediyorum. Hatâlarımı, Günahlarımı ve kusurlarımı bağışla. Bizi kendine kul kabul eyle. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…

Sermed Kadir… 16.11.1996

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.