TAKİYYE…

TAKİYYE… Manâ itibarıyla; TAKİYYE* Korunmak, gizlenmek, saklamak, İHTİYAT TEDBİRİ alma tercihidir. Güçlü olan kâfirlerin karşısında CAN, MAL, IRZ, NAMUS, ve her türlü KUTSAL değerleri TEHLİKE karşısında olan müslümanın korunma ameliyesidir. Söz konusu olumsuz durumdan KENDİNİ KURTARMA VE ZARARA uğramama adına imanını gizleme ifadesiyle başvurulan Ölüm ya da işkenceden kurtulma çabasıdır… İslâm Dininin hayata HAKİM olmadığı dönem olan MEKKE yıllarında güçsüz Müslümanlar, ileri gelen Mekke müşriklerinin işkencesi altında ezilirken, imanla küfür, Allah ile putlar, Peygamber efendimiz (sav)ile müşrikler arasında TERCİH yapmaya zorlanmışlar, *ALLAH BİR’DİR* dedikçe işkencelerin DOZ’U arttırılmıştı. Örneğin, Bilâli Habeşî, demirden bir zırh içinde KAVURUCU SICAĞIN altında bırakılmış, KIZGIN kumlar üzerinde ÇIPLAK vücudu sürüklenmiş, O yine de onların isteklerini reddederek imanı TERCİH etmiş ve *ALLAHUEKBER* sözünü bayılıncaya kadar dilinden düşürmemiştir.  İslâm tarihinde İLK ŞEHİD olan Sümeyye Validemiz de, Ebu Cehil’in işkencesi altında CAN vermiş ama yine de onun Allah’ı bırakıp PUTLARA TAPMA isteğini geri çevirmişti…

 

TAKİYYE… İslam Şeriatı; PSİKOLOJİK VE BEDENSEL İŞKENCE karşısında, imanını kalbinde gizlediği hâlde SIRF O AN’Kİ işkencenin şiddetinden KURTULMAK için düşmanın kendisinden istediği şekilde konuşmasına RIZA gösterme hâlidir TAKİYYE. Örnek verecek olursak; Babası Yasir ile annesi Sümeyye işkenceyle şehit edilip kendisi de aynı işkenceler altında ölümle karşı karşıya gelen AMMAR İBN YASİR işkenceye dayanamaz, müşriklerin istediği SÖZLERİ tekrarlar ve ÖLÜMDEN kurtulur. *TAKİYYE* yapmayı reddeden başka bir Sahabe olan Habbab İbn Eret ise, KIZGIN güneş altında günlerce İŞKENCE edildiği hâlde, O imanından ASLA TAVİZ  vermemiştir. Ammar İbn Yasir RUHSATA yönelirken; Habbab İbn Eret AZİMETİ tercih etmiştir. Allahu Teala her ikisinden de RAZI olsun…Rabbimiz Nahl suresi ayet. 106. da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Kalbi İMAN İLE SUKÛNET bulduğu halde DİNDEN DÖNMEYE zorlananlar dışında, her kim imanından sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onların üzerine Allah’tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardır…***Rabbim bizleri cümle DİN ıstılahını doğru anlayan ve isabetli karar verenlerden eylesin…

 

TAKİYYE… İnsanlık TARİHİ boyunca anlaşılan O’dur ki; İnsanlar arasındaki DÜŞMANLIK ya din, etnik, düşünce  farklılığından dolayı, ya da mal, mülk elde etme yarışından, ya da başa geçmek üzere DÜNYALIK BİR MENFAAT sebebiyle ortaya çıkmıştır. KUTSAL değerleri TEHDİT altında olan bir müslüman, böyle tehlikelerden kurtulmak, zarara uğramamak için İMANINI VE DURUMUNU gizleyebilir. Müfessirlerimizden İmam Taberi diyor ki: * Bir kimse zorlanırsa ve düşmanlarından kurtulmak için, kalbi MUHALEFET ETTİĞİ HÂLDE, dili ile küfrü kabul ederse, ona CEZA tereddüp etmez; Zira Allah kulları hakkında bunların kalplerinin İNANDIĞINA GÖRE HÜKÜM verir…*  Ebedi hayat mektebimiz Kuranı Kerim bu hususa İZİN vermektedir. Rabbimiz Âli İmran Suresi ayet. 28. de. mealen şöyle buyuruyor:*** Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri DOST edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah’tan İLİŞİĞİ kesilmiş olur. Ancak onlardan SAKINMAK amacıyla yapılanlar bunun dışındadır. Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor. Nihayet dönüş Allah’adır…***  Allahu Teala insanlara güçlerinin yetmeyeceği şeyi de yüklemeyecektir elhamdulillah…

 

TAKİYYE… Kardeşlerim,*TAKİYYE* kavramı baştan beri ifadeye çalıştığımız gibi; GÜÇLÜ olan bir düşmandan; DİN, MAL, CAN, NAMUS gibi KUTSAL değerleri tehlike karşısında korumak için başvurulan bir tedbirdir. Bu hususun AKSİ de mümkündür şöyle ki; dıştan müslüman gibi GÖRÜNÜP içinden KAFİRLİK VE NİFAK taşımak, dini ÇİRKİN maksatlarına, emellerine ALET etmek ya da, dini EĞLENCE VE OYUNCAK yerine koymak ve bununla önce müslüman olduğunu AÇIĞA vurarak, müslümanlara içlerinden FESAT SAÇMAK isteyen DÖNME DİNLİLERE her zaman ve zeminde dikkat etmek mecburiyeti vardır. Diğer mezheplerden farklı olarak ŞİA Mezhebinde olanlar, TAKİYYE yapmada çok maharet kazanmış, TAKİYYE hususu Şia meshebinin adeta *ALAMETİ FARİKASI* hâline gelmiştir. Şİİ’LERDE TAKİYYE İman esaslarından sayılmıştır. Örneğin onlarda;*TAKİYYE* vacibdir ve onu terkeden, NAMAZI terketmiş gibi olur…* anlayışı hakimdir… Rabbim bizleri İFRAT VE TEFRİT hastalığından muhafaza eylesin… Tirmizi bir rivayetle zamanımıza IŞIK tutuyor, mealen şöyle: **Mümin, İYİ NİYETLİ olduğu için aldanır, azgın ise, KÖTÜ NİYETLİ olduğu için aldatır…** Rabbim bizleri, küfürden, inkârdan, isyandan, tuğyandan, dalâletten, riyâdan muhafaza eylesin…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.