İTAAT KÜLTÜRÜ…

İTAAT KÜLTÜRÜ… Öncelikle ifade etmem gerekiyor ki; *İTAAT KÜLTÜRÜ* mensubu olmamdan dolayı RABBİME sonsuz şükürler olsun diyorum.  İslam Şeriatında *İTAAT KÜLTÜRÜ* mutlak manâda gerekli, ŞART, Lüzumlu ve zaruri olan bir husustur. İslam Şeriatının özünde İTAAT KÜLTÜRÜ vardır.  AKSİ bir yöntem İslam inancıyla TEMELDE ÇELİŞEN davranış olur. Şöyle ki; Rabbimiz, Mü’minlere öncelikle Allaha İTAAT edin buyuruyor. Peygambere de İTAAT EDİN buyuruyor. İnanıyoruz ki; Allahu Tealanın HER hükmü mutlaktır, Peygamber Efendimizin de (sav) HER HÜKMÜ mutlaktır. Rabbimiz, inananlar olarak bizden HER ne istemişse bizim için İTAATA Şayandır. Al­lahu Teala  şeriatını göndermiş, peygamberi ise O ŞERİARTI ortaya koymuş ve bu Şeriatın adı *İSLAM* diye vasıflanmıştır. Bu Şeriatın ismi İSLAM, bu yolun adı İSLAM ve bu DİNE böylece iman edip teslim olan kişi de Müslümandır. Zaten Allaha ve Rasulüne İTAAT etmeyen kişinin İSLAM DİNİ ile herhangi bir bağı kalmamıştır. Allahu Teala ile Resûlünün arasını açmaya hiç kimsenin hakkı ve salahiyeti yoktur. *İTAAT KÜLTÜRÜ* bizim imanımızın özü, nüvesi ve esasıdır…Rabbimiz Maide Suresi ayet. 92. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Allah’a İTAAT EDİN, Resûle de İTAAT EDİN ve KÖTÜLÜKLERDEN sakının. Eğer İTAATTEN yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir…***

 

İTAAT KÜLTÜRÜ… Allahu Teala bizlerden her ne istemişse, ama’sız, lâkin’siz, acaba’sız, sorgusuz ve sualsiz İTAAT VE TESLİMİYET esastır. Rabbimiz neleri emrettiyse, YEME, İÇME, GİYİM, KUŞAM beşeri münasebetlerimizde ne buyurduysa cümlesine bizim SÖZ söyleme hakkımız yoktur. Rabbimizle *İBLİS GİBİ* çekişmeye girmemiz söz konusu olamaz. Bizler MUSHAFIN iki kapağı arasında olan emir ve yasakların hepsine *İNANDIM VE SADIK KALDIM* dediğimiz için Müslümanız. Eğer İBLİS gibi; Şu kadarına inandım itaat ediyorum ama şu şu hususlar BENİM MANTIĞIMA uymuyor diye *ŞERH* koyacaksak, 21. Yüzyılda bu da mı olur dedikmi, İSLAM dininin dışında kalırız Allah korusun. Rabbimiz ÖRNEK İNSAN olarak, Peygamber  Efendimize de (sav) uymamızı onun bütün uygulamalarına İTAAT etmemizi emir buyuruyor… İşte İTAAT KÜLTÜRÜMÜZÜN en açık göstergesi… Rabbimiz Enfal suresi ayet. 20. de mealen şöyle buyurmaktadır: *** Ey iman edenler. Allah’a ve Resûlüne İTAAT EDİN, işittiğiniz halde O’ndan yüz çevirmeyin…***

 

İTAAT KÜLTÜRÜ… Bilindiği gibi bütün Peygamberler, Allahu Tealanın insanlar arasından SEÇTİĞİ kullarıdır. Adem Aleyhiselamdan, Peygamber Efendimize kadar olan Bu SEÇKİN insanlar ALLAHA İTAAT konusunda en ufak bir çelişkiye düşmemişlerdir. Yaradan öncelikle Peygamberlerin örnekliğinde insanlara *İTAAT KÜLTÜRÜNÜ* tâlim eylemiştir. Örneğin, Adem aleyhiselamı TEVBE hususunda bilgi sahibi eylemiş, Rabbimiz en güzel şekilde anlatmış, öğretmiş, tâlim eylemiş ve Adem aleyhiselam da İTAAT VE TESLİMİYETLE emredilene uymuştur. Rabbimiz, bütün istediklerini Peygamberler aracılığı ile şekillendirmiş, ÖRNEK VE ÖNDER şahsiyyetler kendi ÜMMETİNE Allahu Tealadan aldığı mesajı en güzel şekilde ulaştırmışlardır. Allahı ve Peygamberini yeterince tanıma zahmetine katlanmayan YARIM dinliler ne yazıkk ki *İTAAT KÜLTÜRÜNÜ* kesinlikle anlayamazlar… Rabbimiz Nisa Suresi ayet. 13. te. Mealen şöyle buyurmaktadır: *** Bunlar, Allah’ın KOYDUĞU sınırlardır. Kim Allah’a ve Peygamberine İTAAT ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur…***

 

İTAAT KÜLTÜRÜ… Kardeşlerim, Bir Müslüman ancak yaradanın karşısında KIYAM’DA durur. Ancak RABBİ huzurunda rüku’da eğilir. Sadece Allahu Teala için SECDE eder. İstiyeceğini, dileğini, niyazını da yalnızca Alemlerin Rabbinden bekler. Mü’minin *İTAAT KÜLTÜRÜNDE* beşer adı, sanı, makamı, mevkii, titri her ne olursa olsun; LİDER, ÖNDER, ŞEF, BAŞKAN, REİS, ŞAH, HAN, HAKAN adı ne olursa olsun karşısında eğilip, bükülüp, tazim etme düşüklüğü yoktur. Mü’minin saygı, sevgi, muhabbet anlayışı asla SINIRSIZ değildir. Mü’min *VASAT ÜMMET* olması hasebiyle her zaman ORTA YOLU tercih eder. Dünya menfaatı için beli kırılırcasına insanlar karşısında eğilip bükülenler aynı zamanda DİNLERİNİ de eğip, büküp, laçka işe yaramaz bir şekilde bedenlerinden çıkartıp atarlar. Müslüman şahsiyyet için *İTAAT* edeceği, kutsal kabul edeceği, başüstüne diyeceği Allahın Kitabı, Rasulünün Sünneti seniyyesi başta olmak üzere ŞERİ DELİLLERDİR. Dört günlük dünya refahı için DÖRT TAKLA atma eylemi İTAAT KÜLTÜRÜMÜZDE yoktur… Sahihi Buhari’de bizlere ulaştırılan hadisde, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah’a isyan konusunda HİÇ BİR BEŞERE İTAAT söz ko­nusu değildir, itaat ancak maruf olandadır…**Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.