HAYATİ  BEKLENTİMİZ…

HAYATİ  BEKLENTİMİZ… Hâlimiz, konumumuz toplumsal yaşantıdaki Statü’müz, olaylara ve insanlara bakış tarzımız farklı olsa da, küçücük HABİS bir virüs’ten kurtulma çabalarımız birbiriyle kesişir oldu ve artık YETER diyoruz. HAYATIN güzelliklerini yaşantımızın normal akışı içinde dolu dolu duyarak yaşamak istiyoruz. Birbirimizden çekinmeden, konuşulan sözlerin muhtevası yerine, muhatabımızı nefesinden acaba hastalık kapma riski varmı endişesini taşımak istemiyoruz. Yaşı 65. ve üzeri olan insanlara günde 21. saat ev hapsindeymiş gibi olumsuz duyğunun esiri olmamalarının vaktinin geldiğini haykırmak istiyoruz. Az ya da çok NİĞMET AZGINLIĞI boşluğuna düşen bizler her türlü kusur, hata ve günahlarımızı anladık TEVBE edip inandığımız gibi yaşamanın güzelliğini tatmak istiyoruz. Düşünme tarzı olarak gayrı müslimleri bile bazan geride bıraktık, yanlışın neresinden dönersek kâr’dır diyerek Kur’an, Sünneti seniyye çizgisiyle hareket tarzımızı DİZAYN etmek istiyoruz. Yaşanılan hayatta mutlaka hepimizin bilerek ya da bilmeyerek inancımıza TERS DÜŞEN uygulamalarımız olmuştur, bizlere AKIL, FİKİR, ZİHİN berraklığı nasib eyle, Bizlerin HAYATİ BEKLENTİMİZİ senin RIZANA uygun yaşama azmi ile  şereflendir, sen her şeylere kadirsin Allahım…Amiiin…

 

2.  HAYATİ  BEKLENTİMİZ… Sevdiklerimiz için yapabileceğimiz sadece ve yalnız DUA etme fiilimiz kaldıysa bu duruma bile şükretme makamındayız. Covid 19. virüsünün insanları ne hâle getirdiği mâlum. En büyük üzüntümüz dostlarımızın, yakınlarımızın, hemşehrilerimizin bile cenazelerine katılamadığımız an’ları yaşıyoruz. Ziyaretlerimizin tarihe karıştığı bir YIL yaşayanlarımız için geride kaldı. Sağlık, sıhhat içinde yaşamak büyük bir niğmet. Bu şartlar altında VAKTİN ne kadar değerli olduğunu anlamak hepimizin en büyük sermayesi oldu adeta. Haberleşme araçları, bilhassa TELEFON teselli babında vazgeçilmezimiz diyebilirim. Sosyal yaşantımızda yeri olan insanların değeri, kıymeti daha çok dilimizde yer eder oldu. Ekonomik gücü iyi olanlar PARA VE MADDENİN ancak belli bir yere kadar olduğunu anladılar sanırım. Kendi zatının dışında olanlarla nasıl, ne şekilde hangi usüllerle geçinebileceği kaygısını taşıyanlar, kendi nefsiyle başbaşa kalmanın gölgesinde kendi benliğiyle nasıl zaman geçireceğinin telaş ve endişesini yaşar oldular. Biz, bize yeteriz mantığıyla hareket edenler bu ağır yükün daha fazla sürmemesi çaresinin arayışı içine girdiler. Velhasılı; HAYATİ BEKLENTİMİZ bize birbirimizin eksikliğini duymama üzerine DUA VE NİYAZ’A yönlendirdi. Hepimizi…

 

3.  HAYATİ BEKLENTİMİZ… Öyle insanlar gelip geçti ki; kimileri FİRAVUN mantığıyla hareket ederek bütün insanlığa İLAH olma sapkınlığıyla DENİZ dibine gömülüp gittiler. Kimileri LÜT kavminde olduğu gibi insanlığın YÜZ KARASI olan SAPIK ilişkiler sarmalında kaybolup başlarına TAŞ yağıp ebediyyen aşağıların aşağısı olan esfeli safiliyni boyladılar. Kimileri yaptıkları PUT’LARIN altında kalıp, İNSAN olma şerefini yeterince anlayamadan NEMRUT misali bir küçücük SİNEĞE mağlup oldular. Kimileri BİN seneye yakın Allahın emri ile sabır yüklü NUH Aleyhiselamı yalanlayıp azabın en katmerlisine düçar oldular. Ruhunu maddeye, paraya güce satan Velid bin Mugire gibilerin SONU mezbele’ye atılmak oldu… Peygamber Efendimizin (sav) emriyle bir ÇUKUR açılıp içine atıldı. Allah, DİN, Kitap, Peygamber düşmanlığı yapan karşılığını mutlaka buldu, bulmuştur, bulacaktır… Allahın dinine, kitabına, Peygamberine saygı gösterip, muhabbetle bağrına basanlar Allahu tealanın mükafatna ulaşacaklardır inşaallah… Kur’anı kerimde anlatılan kıssaların, Peygamber Efendimizin (sav) buyurduğu Hadisi şeriflerin hiç birisi boşuna anlatılmadı. Rabbim, bizleri ÖĞÜT alanlardan eylesin…

 

4.  HAYATİ BEKLENTİMİZ… Kardeşlerim,  Allahu teala, İslam Dinini yaşama üzerine yalnız söz üretenlere değil aynı zamanda yaşantısıyla, hâl ve hareketleriyle ÖZLEM belirtenlere, aşkla şevkle DİNİNE sahip çıkanlara yardımcı olacaktır inancındayız. Yaşadığımız toplum düzeninden tabiidir ki; olumlu ya da olumsuz yönde etkilendiğimiz doğrudur. İnancımız O’dur ki; Dini düşünceye, İLMİ çalışmalara ayırılan zaman boşa geçirilmiş sayılmaz. Biz Müslümanlar ögrenmemiz FARZ olan İslami bilgileri TAHSİL etmeye  çalışırsak Namaz’larımızı kılar, Zekat’larımızı verir, Oruç’larımızı tutar, sorumluluk, mesuliyet ve görevlerimizi yerine getirmeye ğayret edersek, Din’deki emir ve yasaklara harfiyyen uymaya çalışırsak HAYATİ BEKLENTİLERİMİZ hayırlı bir önem kazanır düşüncesindeyiz. Haram olan eğlencelere ve eğlence yerlerine sırtımızı dönebilsek, Zina hastalığına düşmekten korunabilsek, Kafa’larımızı ve kâlp’lerimizi ŞİRK hastalığından arındırsak, Âhlakımızı güzelleştirecek FAZİLETLİ insanların nasihatlarına kulak versek, Eğitim seferberligiyle, KÜLTÜR mirasıyla  İslam cemiyetine her yönde yardımcı olmaya AHİT versek… Kutsal değerlerimizi korumaya ve yaşamaya azmetsek,  İslami birlikteliğin fiillerini, hareketlerini, Karakteristik yapısını, huy’larını benimseyip, İnandığımız gibi yaşasak kazananlardan olacağımız aşikârdır İnşaallah… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.