DİN  GAYRETİ…

DİN  GAYRETİ… İslam ŞERİATI bütün bir İnsanlık AİLESİ için hürriyet fermanı konumunda olanbir din’dir. Yer yüzünde kula kulluk etmekten kurtulup BİR TEK ALLAHA kulluk etme hürriyetinin  fermanı olarak bütün insanlığı kucaklamış olan aynı zamanda İnsanın kendi nefsini, heva ve heveslerine olan düşkünlük diyebileceğimiz her türlü BOŞ ve manâsız yolların hepsini de tıkamıştır. Bu Din; LA İLAHE İLLALLAH bütünlüğünde, yalnız ve sadece Allahu tealanın Uluhiyetini ve onun âlemlerin RABBİ oluşunu  ilan ederek hayata damgasını vurmuştur. Allahu Tealanın Âlemlerin Rabbi oluşunun ilanı demek: Bütün suret ve şekilleriyle beşerin HAKİM olduğu sistemlere karşı girişilen bir İLAHİ İNKILAP ile her ne surette olursa olsun insanların hükümran oldugunu zannettiği SANAL prensipleri  tamamen kökünden yıkarak İLAHİ SİSTEMİN hayatın her anına yerleştiğinin açık bir ilanı mahiyetindedir. İslam Şeriatına inanan insanın çabası, gayreti, amacı ve hedefi ancak bu doğrultuda çalışmak olmalıdır. Biz bu çalışmanın adına *DİN GAYRETİ* diyoruz… Biz Müslümanlar bu gayretin devamlılığını; İ’layı Kelimetullah yani TEVHİDİ EN YÜKSEĞE yüceltmekle gerçekleşeceğine inanıyoruz…

 

2.  DİN  GAYRETİ… Allah Celle  şanuhu tabiidir ki; ÂLEMLERİN RABBİ’DİR. Allahu Tealanın SALTANATI İnsanın bir beşer olarak ne kadar hükümran olursa olsun adı; HAN, HAKAN, SULTAN, MELİK, PADİŞAH, KRAL, İmparator,ŞAH …sıfatı ne kadar yüceltilirse yükseltilsin, Allahu Tealanın sıfatını gasp edemez. Allah Celle ve alâ YARADAN, beşer ise YARADILAN’DIR. Kendi kendilerinden çıkardıkları sistemlerle MİLLETE, toplumun ekseriyetine hükmettiğini sananlar, her hangi bir şekilde büyük kitle’lere SÖZÜNÜ geçirdiği zannına kapılıp TAHAKKÜM etmeye niyetlenenler, insanları köleleştirip kendilerini de tanrı’laştırdığı tezini savunanlar; Yeryüzünde gasp ettiği ülkeyi tarumar edip İLAHLIK taslayanlar, Cenabı HAKKIN yarattığı küçücük bir canlı ile baş edemiyecek kadar zavallılardır. Biz Müslümanlar bu densizlerle; Allah ve DİN yolunda karşımızda kim olursa olsun mücadelemizi sonuna kadar sürdürmekle mükellefiz… Rabbimiz Tevbe Suresi ayet. 23. te mealen şöyle buyurmaktadır:*** ***Ey inananlar.  Babalarınızı, kardeşlerinizi küfrü, imana tercih ediyorlarsa dost edinmeyin. Sizden onları kim dost edinirse doğrusu kendine yazık etmiş olur…***

 

2.  DİN GAYRETİ… Allahın dinini hayata *HAKİM* kılma çabası içerisinde olan Müslüman BİREY Allahın yer yüzüne gönderdiği ŞERİATI, sistemi muhafaza etmek, O’nu en güzel bir şekilde korumak, Emanet aldığı İlahi iradeye hâlel getirmemek, Emir ve yasak hükümlerine sımsıkı bağlı kalmak, Farz, Vacip, Sünnet, Müstehap, Mübah olan Salih âmel cümlesindeki mükellefiyetlerini bi hakkın yerine getirmek, Haram, mekruh, Müfsit sınıfına giren olumsuz hâl ve hareket tavırlarından da kaçınmak zorunda olduğunun bilincindedir. Müslüman birey için zaten 1440.küsur yıldır güzellikler ve çirkinlikler en VAZIH şekilde şekilde anlatılmış, uygulanmış, örnek olarak ta; EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT dediğimiz, Peygamber efendimizin (sav) O güzide yaşantısını birebir uygulama çabasında olanlar tarafından hayat tarzı olarak belirlenmiştir. İslam Şeriatının hedefi: Pratik hayatın her cephesini derinliğine kaplayan bir HÜRRİYET FERMANI oldugunu göstermektir.  İslam öyle bir barış isterki, orada DİN tamamıyla ve YALNIZ Allah için olur. Yani, herkes yalnız Allaha kulluk eder. İnsanlar Allahtan başka İLAH edinmezler. İşte bu prensip; DİNİN TABİİ ve değişmez amacı, gayesi ve hedefidir. DİN GAYRETİNİ güden Müslüman ise bu inancın bağımlısı ve uygulayıcısıdır…

 

4.  DİN GAYRETİ…Kardeşlerim, İslam Şeriatının gayesi, yeryüzünde fitneyi ortadan kaldırmak ve hakkı yüceltmektir. İslamda SAVAŞ, İntikam, öldürme, yağma, baskı ve zulüm yapmak için degil: Bunları ortadan kaldırmak için yapılır. Şurası bir gerçektirki; Müslüman olmayanları zorla İslama sokmak yoktur. İnsanları baskılardan kurtarmak, İslamın yüce gerçeklerini onlara duyurmak ve kendi rızalarıyla  Müslüman olabilecekleri ortamları hazırlamak DİN GAYRETİ taşıyan Müslüman birey’in İDEÂLİ, Hedefi, amacı cümlesindendir. Müslüman birey bilir ki; İslam Şeriatının korumayı hedef bildiği BEŞ ÖNEMLİ  emniyet tedbiri vardır. Bunlar; CAN, MAL, AKIL, NESİL VE DİN emniyetleridir. Eğer bu sayılan hususlar yerine getirilirse FİTNE ortamından söz etmek kesinlikle mümkün değildir. Bu emniyetler insana; MUTLULUK, SAADET, HUZUR ortamlarını sağlayan unsurlardır. Peygamber Efendimiz (sav) 23. yıllık Risaleti boyunca bu emniyetler için gayret sarfetmiş, en güzel örneği ortaya koymuştur.  Rızayı ilahiyi kazanma çabasındaki Mü’min ise; DİN GAYRETİ ile yükümlüdür…Tirmizi’de kayıtlı bir Hadis mealen şöyledir: ** Müslim, elinden ve dilinden müslümanların esenlikte olduğu kişidir. MÜ’MİN ise, insanlara, kanları ve malları hususunda GÜVEN VEREN kişidir…** Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir… 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.