ÖMER MUHTAR (Rh.a)… 1862.Yılında dünyaya gelen büyük İSLAM Mücahidi ÖMER MUHTAR her Müslümanın olması gerektiği gibi; İnancına, akidesine son derece bağlı bir kişiliğin sahibiydi. Onun bu inancına saldırmaya kalkışana kim olursa olsun büyük bir HEYECAN VE AZİM’LE karşı koymasını bilmiştir. ÖMER MUHTAR, Ülkesine saldıranlara karşı SON NEFESİNE KADAR korkusuzca savaşmaktan çekinmemiştir. Vatanına yapılacak herhangi bir saldırıyı karşılıksız bırakmayı kabullenecek bir şahsiyet olmadığını SÖZ, FİİL VE HAREKETLERİYLE ortaya koyan ÖMER MUHTAR, her kim olursa olsun, karşısındakine anında cevap verecek üstün bir ZEKA’YA sahipti. Aynı zamanda Ömer Muhtar ileri seviyede dini eğitimini almış, kültürlü bir ailenin her yönüyle İYİ yetiştirilmiş bir evladıydı. ÖMER MUHTAR her Müslümana ÖRNEK olacak bir hayat yaşamıştır. O’nun kesin tavırlı bir huyu vardı. O, dinine ait hiçbir şeyi İHMÂL etmeyecek ve dinini herhangi bir MADDİ MENFAAT karşılığında satmayacak ÜSTÜN bir kişiliğe sahipti. Allahu Teala kendisinden RAZI olsun…
2. ÖMER MUHTAR (Rh.a)… İslami ilimlerde İLERİ bir eğitimin sahibi olan ÖMER MUHTAR, bir yandan da kendisini sanat dallarında yetiştirdi ve marangozluk, ziraatçılık, demircilik ve duvar ustalığı gibi el becerilerini elde etti. DİN VE VATAN sevgisinden başka hiçbir dünyevi şeye de MÂLİK olmayan ÖMER MUHTAR tam bir MÜCAHİD ruhuyla, hareketli, mütevazi ama İslam dini söz konusu olduğunda tavizsiz kişiliğin de sahibiydi… ÖMER MUHTAR bulunduğu her mekânda liderlik vasfı ÖN planda olan birisiydi. Aynı zamanda, Hürmet edilen saygın kişiliği kendisine önemli görevler verilmesini sağlamıştır. Cağbub Üniversitesi’nin temsilcisi olarak Sudan ve Mısır’a gönderildi. Çeşitli heyetlere başkanlık da yapan ÖMER MUHTAR, kabilelerin arasında çıkan anlaşmazlıklarda ARABULUCU olarak görev aldı. Emsalsiz gayretleri ile bu bölgeye Fransız İŞGAL güçlerinin girmesini engelledi. Daha sonra tekrar Kasur zaviyesi imamlığına getirildi ve bu görevini İtalya’nın Libya’ya saldırdığı 1911 yılına kadar sürdürdü…
3. ÖMER MUHTAR (Rh.a)… İkinci Abdulhamid Hanın DİRAYETLİ idaresi döneminde LİBYA bölgesine Emperyalist güçler zarar verememişler, LİBYA’YI İŞGAL etmeye fırsat bulamamışlardı. Abdulhamid Hanın TAHT’TAN zorla düşürülmesinden sonra, İtalyanlar 27 Eylül 1911.yılında OSMANLI hükümetine verdikleri ültimatomla Trablusgarba çıkartma yapmışlardır. İtalya askeri yetkililerinin hesabı işgalin 15 günde tamamlanacağı yönündeydi. Fakat bir avuç OSMANLI KUVVETİ ile dayanışma içindeki Libya halkı büyük bir DİRENİŞ sergilemişlerdir. İtalyan askerleri uzun müddet kıyıdaki sahil kentlerinin çevresinde sıkışıp kalmışlar böylece SAVAŞ çıkmaza girmiştir. SENUSİ hareketi savaşın seyrini değiştirmiştir. Bir tasavvuf ekolünden ziyade bir ISLAHAT hareketi olarak görülebilecek SENUSİ hareketi, hayatın her yönünü kucaklayan bir hizmet kurum idi. Büyük İslam Âlimi, Ebul Hasen en Nedvi *HAKİKİ TASAVVUF* adlı eserinde Senusiliğin tasavvufla cihadı, mücahedeyle mücadeleyi birleştirmenin en parlak örneği olduğunu dile getirmektedir. Neticede, Birinci DÜNYA savaşı KÂBUS gibi çökmüş, İngiltere, Fransa ve İtalya bölgeyi İŞGAL etmişlerdir…
4. ÖMER MUHTAR (Rh.a)…İtalya hükümetini ROMA imparatorluğu devrindeki AZAMETİNE döndürme hülyaları kuran İtalyan *DUÇE* lakaplı faşist Mussoloni, Trablusgarb’taki direnişin ezilmesini, SENUSİ mukavemetinin kırılmasını birinci ÖNCELİKLİ İŞ olarak görüyordu. Öncelikle, İDRİS SENUSİ ile yaptıkları tüm anlaşmaları fesheden İtalyanlar, 1923 yılında ikinci işgallerine başladılar. LİBYA direnişinin liderliğini üstlenen ÖMER MUHTAR, emrindeki güçler ile İtalyan kuvvetleri arasında, 1923’ten 1931’e kadar İtalyanların üstün silah ve insan gücüne karşı mücahidler inatçı bir direniş sergilemişlerdir. Nihayetinde, ÖLÜM KALIM savaşını LİBYA ordusu kaybetti. ÖMER MUHTAR ESİR edildi. İtalyanlar tarihte eşi benzerine az rastlanan katliam, işkence ve tecavüzlere giriştiler, ÖMER MUHTAR, 15 Eylül 1931 günü İtalyan sıkıyönetim mahkemesi tarafından göstermelik bir duruşmaya çıkarılmış, İDAM kararı veren mahkemenin yüzüne SON SÖZ olarak; *Hüküm ve KARAR yalnız Allah’ındır. Sizin bu SAHTE VE UYDURMA hükmünüzün hiçbir geçerliliği yoktur. İnna lillah ve inna ileyhi raciun, Biz Allah’ın kullarıyız ve sonunda ona dönücüleriz…*İfadelerini söylemiştir. Eşine AZ rastlanır kahramanlık örneğimiz, İnandığı davada 16.Eylül.1931. yılında ŞEHADET şerbetini içen, büyük İslam Mücahidi, ÖMER MUHTARA Allahtan RAHMET diliyoruz… Sallu alâ Rasulina Muhamm…