UYANIŞ NE ZAMAN…

UYANIŞ NE ZAMAN… Ülkemizde gördüğüm kadarıyla YÜKSEK tahsil fırsatını yakalayıp daha iyi şartlarda mesleki kariyerini üst seviyelere taşıyan ve REFAH seviyesi Allahu Tealayı unutturacak kadar gelişen insanlar Cuzi iradelerini ya tamamıyla inançsızlık üzerine İNŞA etmişler ya da Manevi değer deyince İslam dininden farklı arayışları benimsemişlerdir. Bu konuda şaşılacak bir taraf göremiyorum çünkü gençliğe verilen eğitimde DİNİ TEDRİSATI ya hiç yoktur ya da MİNİMUM seviyededir. Özel çaba harcamayan aileler çocuklarının eğitimi tamamlanıpta belli bir memuriyet veya serbest meslek erbabı olarak hayata atıldıklarında, DİN adına ne yazık ki sadece ŞAHSİ görüşlerini ESAS alan, Namaza yabancı, Oruca isteksiz, Kâbeyi arabın zanneden kendinden başkasını beğenmez, Mukaddesat deyince SINIFTA KALDIĞIMIZ gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Kendi kanaatlarını DİN zanneden, Cuzi İRADE sahibi gençlikle karşı karşıya kaldığımız hakikati göz önünde. Değil normal okulda, İmam Hatip ve ilahiyat fakultelerinde dahi NAMAZ kılanların oranı yüzde kırkı geçmediğini esefle KAMU oyu yoklamalarından ögreniyoruz…Hayır öyle değil diyen 20.yaşını tamamlamış, ogluna, kızına, torununa, yeğenlerine bir baksın;hangi seviyede olduğumuz hakikatine ulaşacaktır. Hiç uzağa gitmeyelim DİNİ boşluk tehlikesi AİLEMİZİN TAM ortasında, içimizde…

 

2.  UYANIŞ NE ZAMAN…Asrı Saadet döneminde İslam dinine SIMSIKI sarılan insanlar adeta birbirlerine ÖĞÜT VE NASHAT vermeleri için yalvarırlarmış. Hata, kusur ve istenmeyen hareketleri varsa eğer ISLAH etme amacıyla birbirleriyle paylaşırlarmış. YANLIŞ hareketleri DOĞRU olanı hayatlarına yerleştirirlermiş. Şimdilerde ne yazık ki DOĞRU İLE YANLIŞI ayırt edecek kapasite eksikliği mevcut. Kitap okuduğunu zanneden toplum azami ölçüde ECNEBİ, DIŞ kaynaklı eserlerle büyüyor. Yabancı yazarlar ister Hristiyan olsun ister Yahudi olsun, kâlbi, gönlü, düşünce ve fikriyatıyla görüşlerini telif ettiği kitaplara yansıtacakları gayet açık. Rus yazarlar genelde Ortodoks inancını aşılar, Fransız yazarlar geleneksel Katolik, Alman yazarlar Protestan, İngiliz yazarlar Anglikanizm düşünce ve metodunu kitaplarına nakşederler. Bilhassa 1789. büyük Fransız devrimi sonrası yazılan eserlerde ATEİZM, tanrıya karşı İSYAN hareketleri, Dinsizlik akımı, İdeolojik sistem arayışları… O günden sonra yazılan felsefi eserlerin konusunu teşkil etmiştir. Bu akım Türkiyede 1908. den sonra HIZLI bir şekilde gelişmiş, DİN düşmanlığı önce ARAP düşmanlığıyla başlamış ve aynı süratle halâ devamını sürdürmektedir…

 

3.  UYANIŞ NE ZAMAN… Avrupada Martin Luther ile 1545. yıllarında başlayan Rönesans ve Reform hareketleri aslında Katolik meshebini ISLAH etme amacını güdüyordu. Kalven ve Martin Luther’in protestoları sonucu yeni bir akım başladı ve adına Protestan anlayışında bir MEZHEP, DİN anlayışı ortaya çıktı. Aynı anlayış Osmanlıda Askeri, Adli, Siyasi ve Sosyal yapıyı değiştirme, ISLAH etme çabalarıyla 1820. lerden itibaren başlatılmıştır. Yeni düzenlemeler Islahatı Cedide başlığında tarihimize girmiş, Askeri Reform – Islahatı Askeriye, Islahatı Adliye, Islahatı Maliye, Islahatı Mülkiye adı altında; Askeri düzen değişikliği, Mahkemelerin tekrar yapılandırılması, İdari düzenlemeler, Siyasi düzenlemeler derken; BİZDEN OLMAYAN Reform hareketleri ne yazık ki; batı gibi olma aşkı ülkeyi batağa saplamıştır. Kurum, kuruluş, müessese, devlet dü­zeninde eskiyen, bozulan, aksayan yanla­rı düzeltmek, iyileştirmek, iyi bir hale koy­mak, kusur veya noksanını tamamlamak veya artık bekleneni vermemesi nedeniy­le yerine yenisini koyma çabaları koskoca Osmanlı devletini; DEVLET olmaktan çıkarmış, BATILI devletlerin oyuncağı hâline sokmuştur. Aynı DEVLET düzeni gibi, bizim de Mukaddesatımıza, Kutsalımıza EL uzatılınca DIŞARIDAN müdahale edilince İNSANİ, İSLAMİ değerlerimiz YARA almış, almaya da devam etmektedir…

 

4.  UYANIŞ NE ZAMAN… Kardeşlerim, Benim düşüncem, fikriyatım, ifadelerim yalnız beni bağlar. 200. Yılı bulan ISLAHAT hareketleri bizleri devamlı DİBE gömüyor. Tanzimattan günümüze kadar olan YAKIN TARİH şahitlik ediyor ki; Bu ELBİSE bizlere DAR geliyor. Bu ahlâk bize göre değil, BU EDEB bizim kültürümüzle çatışıyor, Bu Kültürel YAPI koskoca Osmanlı devletini parça parça ayırıp bitirdiği gibi kendi aramızda NİFAK tohumları ekti. ISLAH edeceğiz, yeniden NİZAM vereceğiz, yenilikler getireceğiz, ülkede REFORM hareketleri başlatacağız gibi ifadeler Ülke insanına HUZURU haram etti. Barış yerine savaş aşılandı. Din’den, İmandan habersiz üniversite ögrencileri DEVRİM türküsü çağırmaya başladılar. Önüne geleni yapma, düzeltmek değil YIKMA, DEVİRME yanlısı, DİNİ afyon yani UYUŞTURUCU olarak tanımlayan gençlik türedi. Çünkü bu gençlik Kur’anı Kerimi ve Peygamber Efendimizin (sav) öğretisiyle değil; Marks, Lenin, Mao, Stalin, Fransız, İngiliz, Alman hayranlığı ile yetişiyor…Ne idüği belirsizler grubu dün GEZİ olaylarında ülkeyi TALAN etti, bugün Boğaziçi olayları düzenleyip ülkeyi dinamitlemekle meşgul…Evladım KİTAP okuyor diye sevinen Ana – Baba’lar O kitapların içeriğine de bir zahmet baksınlar…Sonradan *LBGTİ* ne demek diye sormayacaklarına eminim…

 

Sermedkadir…  

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.