POLEMİK…

POLEMİK… Bilhassa Televizyon ekranlarında karşımıza çıkan tartışma proğramları, açık oturumlar ve Panel katılımcılarında sıkça rastladığımız SÖZ düellosudur POLEMİK…Söliyecek, kayda değer sözü olmayanları afaki, malayani, boş ve mesnetsiz terane’leridir. Herhangi bir DELİLE dayanmadan, KAYNAĞI meçhul isnatlar ne yazık ki; Fanatik tutucuların, bağnaz ideolojik saplantılı *BEYNİ YIKANMIŞ* silik şahsiyetlerin tutunduğu ÇÜRÜK DAL, Polemik sapağına kayma teşebbüsleridir. Bilindiği gibi cehalet çukurunda debelenen bilmiyen, bilmediği husustan da habersiz olana;*YOBAZ* diyoruz. İnsanları ilmi değerlerden koparma çabasını sürdürenler ESEF’LE belirtelim ki; aynı taktiğin, metodun, usulün kendini ZEKİ zanneden fanatik taraftarlığına soyunmuş LAF kalabağı ile muhataplarını yıldırmayı, susturmayı, yüksek sesle bastırmayı meharet sanan kişilerin yavan taktiğidir POLEMİK… Rabbimiz Lokman Suresi ayet. 6. da mealen şöyle buyurmaktadır:*** İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî DELİLE dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için BOŞ LAFI satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır…***İnşaallah BOŞ sözlerimizi frenelemeye alışırız…

 

2.  POLEMİK… Genelde AÇIKOTURUM türü fikir, düşünce ve bilgi edinilmesi gereken platformlarda söz alan kişiler kendilerine yönelik ifadelerin, çalışmadıkları yerlerden gelmesi halinde saptıkları dolaylı yoldur POLEMİK. Tabiidir ki herkes her şeyi bilemez. Malumatı olmadığı hususu bilmiyorum diyerek samimi bir şekilde gerçeği söylemesi olması gereken uygulamadır ama ENTEL, bilgili, olduğundan abartılı görünme gayreti kişiyi yanlış yönlere sevkedip, sonuçta REZİL olmasına kadar vardıran İNAT ETME çabası en sonunda POLEMİK üretme, sataşma, lafı farklı yönlere çekme taktiğiyle bilgisizliğini ÖRTME kurnazlığına yönlendirir… Eskilerin *LAF SALATASI* tabiri mahiyetinde *BOŞ SÖZLERİ* dalan malum şahıslar; Sözün boşuna, sözün eğlencesine, mesnetsiz olanına yönelir hem kendini hem de içinde bulunduğu sohbet adâbını, orada bulunan meclisi değersizleştirirler. Ebu Davud’un zamanımıza taşıdığı bir hadiste, Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: **Allah bana, „alçakgönüllü olmanız, birbirinize karşı büyüklenmemeniz, böylece kimsenin kimseye TECAVÜZ etmemesi,“ hususlarını bildirdi…** Sözlü ve fiziki tecavüzden kaçınmak Müslümanların şiarıdır inancındayız…

 

3.  POLEMİK… Toplum yapısı içerisinde kendi kendini yeterince İFADE edemeyen insanlar UMULMADIK anda, beklenmedik TEPKİLER ve alışılmadık REAKSİYONLAR gösterirler. Eğer kendi şahıslarına yönelik TENKİT içerikli söz söylenmişse anında, DUYGUSAL STRES moduna geçer olayı farklı durumlarında değerlendirip toplum nezdinde ANORMÂL karşılanacak tepkiler verirler. Kendi doğrusu bu tür kişinin reaksiyonları doğrultusunda özü, psikolojik SAVUNMA mekanizması, bir çeşit savunma aracı olarak seçtiği POLEMİK üretkenliğine yönelir. Kendi FİKRİ yapısını muhatabına anlatamama noksanlığını STRES, ÖFKE, kızgınlık, çağırıp, bağırma ve sonucunda hakaret  içerikli ipe sapa gelmez ifadelerle eğos’sunu bastırma hastalığına sarılır ki; bu hastalık POLEMİK kelimesiyle ifadesini bulur diyoruz… Rabbimiz Münafikun Suresi ayet. 4. te mealen şöyle buyurmaktadır: *** Onları gördüğün zaman KALIPLARI hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki DUVARA DAYANMIŞ KÜTÜKLER gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar…***

 

4.  POLEMİK… Kardeşlerim, İnanıyoruz ki; her bireyin kendi ölçüsünde REFERANS aldığı bir fikri yapı vardır. Bu düşünce yumağı eğer İLMİ bir veriye dayanmıyorsa BOŞTA kalacağı mutlaktır. O yüzden üzerinde hassasiyetle durduğumuz mevzuu’ların başında söz söylemeden önce; kaynak, delil, mesnet, ilmi dayanak unsuruna çok dikkat ediyoruz. Biz Müslümanlar için birinci kaynak Kur’anı Kerimdir. İkinci kaynağımız Sünneti seniyyenin yazılı şekli olan Hadisi şerifler, üçüncüsü, Sahabilerin uygulamaları başta olmak üzere İCMAA ve dördüncüsü ise Ehli sünnet alimlerimizin Kur’an ve Sünneti seniyyeden kılı kırk yararcasına çıkardıklar hükümler mesabesindeki KIYAS’TIR…Biz bu saydıklarımıza ŞER’İ DELİLLER ya da kısaca *DÖRT DELİL*diyoruz… Tabiidir ki; Müslümanlar, Kitap ve sünneti seniyyeden, Allah’ın âyetlerini, Peygamber Efendimizin (sav) Sünnetini gündemlerine alıp konuşacakları yerde; BOŞ LAF denizine dalmaları beklenemez. Hayatı kitap ve sünnetle değerlendirecekleri yerde kitabı ve peygamberi bir kenara alıp kendi kendilerine bir değerlendirmenin içine giremezler…Müslüman birilerine yaranmak uğruna bu tür düşüklüğe giremezler, BOŞ sözlerin ESİRİ olamazlar… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.