AĞZIMIZDAN ÇIKANI…

AĞZIMIZDAN ÇIKANI… Sözlerinin YALAN olması bir yana, tanımadığım ve bu hâliyle de tanımayı ARZU etmeyip, Adını soyadını anmak istemediğim bir sanatçı demiş ki; *İÇKİ yasağının İKİ adı var biri ŞERİAT, diğeri FAŞİZM; İkisi de aynı lağımdan beslenir…* Allah, DİN, ayet, ve ŞERİAT düşmanı olduğu ifadelerinden belli olan bu zat; Allahın dini olan ŞERİATIN lağımdan beslendiğini saçmalamakta. Gazete haberlerine baktığımızda YASAK haberinin de YALAN olduğunu anlıyoruz. Tekel Bayileri Platformu Başkanı Özgür Aybaş, açıklanan genelge sonrası tekel bayilerinin de 18. günlük kapanma süresi boyunca 10.00-17.00 arasında açık olacağını, YASAK kapsamında olmadığını duyurmuş. Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yapan Aybaş, *BİZLER AÇIĞIZ* ifadelerini kullanmış… Bu arada, İLAHİ YASAKTAN haberi olmayanlara duyuralım: Müslümanlar için YASAK; 1440. Küsur sene önce beyân edilmiş…Rabbimiz Maide suresi ayet. 90. da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Ey iman edenler. İÇKİ, kumar, dikili taşlar PUTLAR ve fal okları şeytan işi birer PİSLİKTİR. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz…*** AKIL niğmetiyle bizleri taçlandıran Rabbimize şükürler olsun…

 

2.  AĞZIMIZDAN ÇIKANI… Aynı gün, adı VELİ olduğu için hüsnü zan’la MÜSLÜMAN sandığımız bir milletvekili; *ALKOLÜ yasaklayanları Allaha hâvale ediyorum* demiş. Alkolü yasaklayan ve PİSLİK olduğunu ayetiyle beyân eden ALLAHU TEALA… Bu şaşkın kimi kime havâle ediyor ve ALLAH kelâmından anladığı, ALLAH denilince aklına kimi ve kimleri getiriyor, ALLAH, İLAH, RAB, MÂBUT gibi kavramlar bu zata ne gibi manâlar düşündürüyor yine kendisi izah makamında olduğu için SÖZ söylemekte zorlanıyoruz. Şu kadarını ifade edebilirim ki; MAİDE Suresi Medine de nazil olmuş bir sure’dir. ***… Bugün dininizi KEMÂLE erdirdim, size NİMETİMİ tamamladım. Size DİN OLARAK İSLAMI beğendim…*** buyurulan, 3. Ayeti en son inen ayettir. CAHİL milletvekili de olsa Cahildir. Ağzından çıkan lâfı kulakları duymayan, sözünün nereyee gittiğini bilmeden konuşarak saçmalayan zat; bilerek ya da bilmiyerek Cehaletini izhar etmiştir. İslama veya hiç bir DİNE inanmadığını, Ateist olduğunu beyân edebilir kendi kararıdır bize LÂF düşmez. Ama ağzından çıkan kelâmı kulağının duymasını bekleriz… Milletvekili olması kendinden başkasının dinine NİZÂM vermesini, O İnancı yok saymasını gerektirmez…

 

3.  AĞZIMIZDAN  ÇIKANI… Bilindiği gibi laiklik ve LAİK sözcükleri, Dilimize Fransızcadan geçmiştir. Laiklik devlet yönetiminde herhangi bir dinin REFERANS alınmamasını ve devletin dinler karşısında TARAFSIZ olmasını savunan bir prensiptir.  Günümüzde laiklik terimi felsefi ve hukuki, siyasal anlamıyla DEVLET VE DİN ilişkilerine ait bir tarzı ifade etmektedir. Bu kavram için İngiliz ve Alman toplumunda SEKÜLER kelimesi kullanılmaktadır. Sekülerizm, DİN MERKEZLİ olmasını hiçbir dini inanışa İŞTİRAK etmeyen, fakat fertlerin her türlü DİNİ serbestliklerini kabul eden bir anlayıştır. Aynı SİSTEM; Eğemenlik kayıtsız şartsız milletindir ilkesini öne çıkarır. Çelişki, tenakuz, kafa karışıklığı iç içe böylece sürüp gider. Yöneticiler yeri geldiğinde LAİK yani din dışı; sırası geldiğinde Müslüman olduklarını söylemenin rahatlığını sergileyebilirler. GÜYA;  laikliği benimsemiş bir DEVLET dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez der ama her fiiline karışır. Müslüman birey; Laik yöneticilerin kanunlarını da uygulamak zorundadır… LAK birey; DİNİ esaslara dayanan kanunlar bu ülkede geçerliliğini yitirmiştir inancını sergiler. Yeri geldiğinde kurum, sırası geldiğinde birey hakları savunulur… KISIR DÖNĞÜ bu minvâlde sürer gider…

 

4.  AĞZIMIZDAN ÇIKANI… Kardeşlerim, İslam dini HİÇ KİMSEYİ dine girmeye zorlamaz, Dinde ZORLAMA yoktur, yâni dine girme konusunda, zor kullanmak yoktur.  İslam dinin ruhunda zorlama yoktur. Yâni sadece dine girme çıkma konusunda değil bu dinin esasında hiç bir zorlama yoktur. Zira bu dinin konusu zorunlu fiiller değil, isteğe bağlı fiiller ve davranışlardır. İslâm dininde zorlamanın sonucunda yapılan amellerde geçersiz kabul edilmektedir. Allahu Teala, İRADE vermiş, SEÇME özgürlüğü vermiş ve seçiminden bireyin kendisini sorumlu tutmuştur. Lâkin İslam dairesine girince yani Müslüman olunca İslam dininin NİZÂMI, kuralı, kaidesi geçerli olur. Örneğin Namaz kılmasa, Oruç tutmasa, Müslüman olan hanım başını örtmese KABUL EDİLEMEZ, böyle bir hak ve salahiyet hiç kimseye verilmemiştir… Ayrıca Müslüman birey İÇKİMİ DE yudumlarım, Zina da ederim kimse bana karışamaz gibi bir serbestiyet içine giremez…İnsanlar İslam dinine girince bütün akidelerini, NİZAM, kural ve kaidelerini kabul ederler… İslam dinine giren bireyin, kendi anlayışını, fikrini, düşüncesini DİN olarak DİKTE ETME hakkı kesinlikle söz konusu değildir… Evet dinde zorlama yoktur çünkü: *Hak bâtıldan ayrılmıştır…* Müslüman olan için artık geçerli olan hakikat budur…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.