ZAAF  BİZLERE  MAHSUS…

ZAAF  BİZLERE  MAHSUS… Ne kadar genç, güçlü, zinde, tuttuğunu koparan, adeta taşı sıksa suyunu çıkaran, Cesaretin zirvesinde de olsak; Aslında ZAAF içerisinde, ACİZ bir varlık olduğumuzun bilincinde olmamız gerekmektedir. Son zamanlardaki PANDEMİ illeti bilindiği gibi gözle görünmeyen bir virüstür. Bu gerçeğin bilinmesine anlaşılmasına rağmen sanki ŞAKA gibi hepimizi evlerimize hapsetti, bütün Dünyayı etkisi altına aldı. Milyonlarca kişi çok acı bir şekilde hayata VEDA etti, milyonlarcası ise birbirinden KOPUK vaziyette mesafeli bir şekilde sonunu beklemekte…Rabbimiz bizleri güçsüz olarak yarattığını buyurmakta, Yaratıldığımızda aciz olduğumuzu bildirmekte, Dünyaya geldiğiniz günde bile güçsüz, çaresiz sadece sesimiz çıktığı kadar ağlamaktan başka bir fiilin sahibi değildik…Hayatımızın ilerleyen safhalarında da çoğu kere ZAAFLARIMIZ bize acizliğimizi hatırlatmıştır…Rabbimiz Enfal Suresi ayet. 66. de mealen şöyle buyurrmaktadır: *** Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi…*** Allahu Tealaya karşı isyan bayrağını çekenler ancak bitmez tükenmez arzusuna yenik düşecek ola nefislerinin kurbanı olacaklardır, bilemeden…

 

2.  ZAAF  BİZLERE  MAHSUS… Rabbimiz bizlere çoğu ayetlerde düşünmezmisiniz, akletmezmisiniz buyurarak, aslında bizleri İTİDÂL içerisinde hareket etmeye davet ediyor. Önce kendimizi düşünmemizi buyuruyor, doğduğunuzda bir bebektiniz, neyiniz vardı bir düşünün, gücünüz ne kadardı, bilginiz ne ölçüdeydi, kendi kendinizi tanımaz durumdaydınız, hiç bir şeye sahip değildiniz, Evet bizler böylece yaratıldık. Allahu Teala bizleri böyle ACİZ ve güçsüz olarak yarattı. Sonra güçsüzlüğümüzün ardından Rabbimiz bize güç ve kuvvet verdi. Gençlik, güzellik, yaşama sevinci, Aile, çoluk çocuk, zenginlik, Ev, eşya, mal, mülk, hasılı DÜNYA niğmetlerini verdi…Bizler sandık ki her şeyi biz kazandık, her şeyin sahibiyiz, her şey bizim elimizde, bu DÜNYA hayatı hep böyle sürüp gidecek BEN olmadan bu işler yürümez havasına girdik…Emanetçi olduğumuzu unuttuk. Bir de baktık ki bu bitmez sandığımız kuvvetimizin ardından bir ZAFİYET gelmiş, İhtiyarlamışız, güçsüz, kuvvetsiz, bir başkasına MUHTAÇ kalmışız…Rabbimiz Rum Suresi ayet. 54. te mealen şöyle buyuruyor: ***Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah’tır. O, dilediğini yaratır. O, hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir…***

 

3.  ZAAF  BİZLERE  MAHSUS… Her şeylere GÜÇ yetiren Rabbimiz, yaşadığımız hayatta nasıl, ne şekilde, hangi ölçüler içerisinde hayat sürmemiz gerektiğini ayetleriyle çok detaylı bir şekilde BEYÂN buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) hem Peygamber olmadan önceki ÖRNEK İNSAN olma hasletleriyle, hem 23.Yıl boyunca yaşadığı toplumun içinde Risaleti boyunca insanlara iyiliği, doğruluğu, adaleti, ahlâk, edep, insani ve İSLAMİ yaşantıyı en mahrem hallerine varana kadar İZAH etmiştir. Peygamber Efendimizin (sav) göstermiş olduğu Sünneti Seniyye örneği söz, fiil ve onayı ile birlikte KIYAMETE kadar müslümanların değişmez hayat çizelgesi olmak durumundadır. *Bu zamanda böylesi bir hayat olurmu* dediğimiz anda Allah korusun İmtihanı kaybeder güçsüzlüğün, çaresizliğin, zaafın koynunda kendimizi buluruz… İbni Mace’nin zamanımıza aktardığı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allaha yemin ederim ki, sizi gecesi gündüzü eşit olan AP  AYDINLIK bir yol üzerinde bıraktım…** Ne mutlu Muhammed Ümmetine…

 

4.  ZAAF BİZLERE MAHSUS…Kardeşlerim, Mutlaka güç, kuvvet, İRADE rabbimizdedir. Allahu Teala karşısında güç, kuvvet iddiasında bulunanlar, tanrılık iddiasında direnenler TARİHİN derinliklerine gömülmüşlerdir. Dikkat edilirse İNSAN dışındaki bütün canlılar haddini ve konumunu bilmişlerdir. Ene’sine, Ego’suna, yenilip nefsi arzularının kulu olan nice Firavun’lar Esfeli safilini boylamış, Gurur, Kibir ve Enaniyetine kapılan nice Nemrut’lar ZİLLET içinde çırpınarak yok olmuş, Zenginliğinin hesabını bilemeyen nice Karun’lar ebediyyen İflas batağına gömülmüş, ilim, bilgi, mâlumatının esiri nice Belâm’lar cehalet karanlığının ebediyyen dibini boylamış, Atalar dinine SIMSIKI sarılan nice Ebu Cehil’lerin başı Abdullah Bin Mesud’un elinde ELEM verici son yolculuğa çıkmıştır…İnsanları; Güneş, Ay, Yıldız’lar, diktikleri PUT heykelleri, uydurdukları sahte isimler, İLAH yerine koydukları özellikler kurtaramayacaktır. Allahu Teala, dilediği gibi hükmeden, dilediği gibi yaratandır. Bilen Odur,Kadir olan, her şeyi TAKDİR eden ve her şeye güç yetiren de Allahu Teala’dır. İnsanlar ise ACİZ, Güçsüz, Çaresiz ve ZAAF içerisindedirler. Yerimizi ve haddimizi bilelim İnşaallah. Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.