MUVAHHİD…

MUVAHHİD… TEVHİD dininin müntesipleri olan Müslümanların en başta gelen görevi, *MUVAHHİD* olmaktır. Allahu Tealayı BİR olarak kabul eden anlayışın ve Allahu tealaya hiç bir şeyi ortak koşmayan bir inancın sahipliğidir MUVAHHİD olmak. Allahu Tealaya sadece O’na ait sıfatlarla ve Kur’anı Kerimde ifade edildiği gibi İMAN etmenin adıdır MUVAHHİD olma durumu. Muvahhidler Allah azze ve Celle’ye kesinlikle NOKSAN sıfatları yakıştırmazlar. Yalnızca Allahu Azimüşşana İBADET eder ve kat’i surette her hangi bir ARACI’YA ihtiyaç duymazlar. VAHDET ehli, Yalnızca  Allahu Tealaya duâ eder, kimsenin yapamayacağı yardımları sadece Allahu Teala’dan bekler. Bir darlığa düştükleri zaman O’ndan yardım isterler. O’nun sevâbını umarlar, O’nun cezasından korkarlar. Ölünce de Allahu tealaya hesap vereceklerine inanırlar. O’ndan gelen vahyi ve vahyin hükümlerine inanır ve hükümler doğrultusunda yaşamaya çalışırlar… Rabbimiz En’am Suresi ayet. 79. da mealen şöyle buyurmaktadır: ***Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah’a ortak koşanlardan değilim…*** TEVHİD DİNİ Allahu Tealayı BİR bilen inanç sistemidir…

 

2.  MUVAHHİD… Vahdet ehli diye izahına gayret ettiğimiz *MUVAHHİD* olma durumu;  İslâm dinine tam anlamıyla inanan ve bu inancını yaşama çabasında olan insandır. İslâm dini bu anlamıyla *TEVHİD DİNİ*; müslümanın diğer adı ise *MUVAHHİD’DİR*. Vahdetin, tekliğin, bir olmanın karşısında *ŞİRK* vardır, Ortaklık vardır, çoklu inanç sistemleri vardır. Nasıl ki böylesi inanç sistemine inanan kişiye * MÜŞRİK* diyorsak; TEVHİD dinine inanan Müslümana da *MUVAHHİD diyoruz.  Kur’anı Kerimde bazı yerlerde Muvahhid ifadesini karşılayan *HANİF* kelimesi geçmektedir. Hanîf kelimesi, anlamı ve ifade ettiği bütünlük açısından *MUVAHHİD* kavramına benzemektedir. Haniflik aslında, bâtıl ve şer tarafından hak ve hayır tarafına yönelmedir. Ki aslında MUVAHHİD, bunu yapan insandır… Rabbimiz Âli İmran Suresi ayet. 67. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah’ı bir tanıyan DOSDOĞRU bir müslümandı, müşriklerden de değildi…*** Rabbim bizleri SIRATI MÜSTÂKİM’DEN ayırmasın…

 

3.  MUVAHHİD… Adem Aleyhiselamdan Peygamber Efendimize (sav) kadar gelmiş geçmiş bütün Peygamberler; Allahın birliğini, Vahdeti, TEVHİD Dinini anlatmışlardır. Bu manâda bütün Peygamberler MUVAHHİD idiler. Peygamberlerin sıfatlarına baktığımızda; SIDK sahibi yani SADIK idiler: her zaman mutlaka doğruyu söylemişlerdir. Ve bulundukları toplum içinde asla yalan söylemeyen doğru insanlardı. Peygamber Efendimize (sav) Muhammedü’l Emin denildiği gibi… FETANET ehli idiler: Peygamberler akıllı, zeki ve kuvvetli rey sahibi olan kimselerdir. Akıl noksanlığı, ahmaklık veya herhangi bir hastalık sebebiyle kavrama güçlerinin zaafa uğraması gibi hallerden münezzehtirler… İSMET sıfatına haiz idiler: Peygamberler masumdurlar. Kendilerine vahiy gelmeden önce de sonra da, küfürden ve şirkten korunmuşlardır. Onların herhangi bir şekilde günah işlemeleri de sözkonusu değildir. EMANET sıfatına sahip idiler: Gerek din, gerekse dünya hususunda her türlü itamada şayandırlar. Allahû Teâlanın emirlerini ve yasaklarını ziyadesiz ve noksansız olarak tebliğ etmişlerdir.  TEBLİĞ sahibi idiler: Peygamberler; Allahû Teâlanın bütün emir ve yasaklarını, insanlar arasında hiçbir ayırım gözetmeksizin tebliğle memurdurlar. Bu yüzden bütün Peygamberler MUVAHHİD idi…

 

4.  MUVAHHİD… Kardeşlerim, Örnek Muvahhid konumundaki Peygamberlerin hepsi; Kur’anı Kerim ve O’nun tebliğcisi Peygamber Efendimiz de (sav) insanları şirkin her türlüsünden sakındırıyorlardı. Şirk, Bir ve Tek olan Allahu Tealaya ORTAK aramanın boş çabasıdır. İslâm dini, kendisinin dışındaki ideolojiler, kültürel oluşumlar, her türlü ATALAR DİNİ diye vasıflandırılan yozlaşmadan muaftırlar. Muvahhid’ler, Tevhid Dini olan İslâm’a gönül verirler. Muvahhidler, iman, tavır ve hayatlarıyla, ideal ve amaçlarıyla şirk dinlerine uyanlardan ilelebet ayrılmışlardır. Muvahhidler, aydınlık bir dünyanın, adâlet üzere yürüyecek olan bir sistemin, insana yakışacak bir hayatın özlemcisidirler ve bunun için çalışırlar. Onlar her türlü bâtıl ve şer olan düzenlerden yüz çevirirler. Onlar hak için ve hakka göre yaşarlar. Hayırlı olan şeyleri TERCİH ederler. Dillerinde Kelimeyi TEVHİD; Yaratılış fıtratındaki temizliği korumaya gayret ederler… Rabbimiz Rum Suresi ayet. 30. da mealen şöyle buyurmaktadır: ***O halde yüzünü, Allahı BİR tanıyarak dine, Allah’ın insanları üzerine yaratmış olduğu FITRATINA doğrult. Allah’ın yaratışında değişiklik bulunmaz. DOSDOĞRU DİN budur. Fakat insanların çoğu bilmezler…***Rabbim, bizleri MUVAHHİD olanlarla BİR VE BERABER eylesin…Sallu alâ Rasdulina Muhamm…

 

Sermedkadir…Kayseri…18.05.2021…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.