Korku ile Ümit Arası

Peygamber efendimiz (sav) Ölüm döşeginde yatan bir hastanın ziyaretine giderek ona kendisini nasıl hissettigini sormuş. O adam da: * Günahlarımdan korkuyor ve fakat Allahın Rahmetinden ümidimi kesmiyorum * deyince. Resuli Ekrem (sav) ** Mümin kalbinde KORKU İLE ÜMİT toplandıgı müddetçe o kuluna umdugunu verir. Ve onu korktugundan emin kılar. (Kütübi Sitte) ** buyurmuşur…

BEYNEL RECÂ VEL HAVF: Arapçası Havf ve Recâ olan bu sözcüklerin ifade ettigi mana Müminlerin Allah teala karşısındaki ruhi durumunu belirleyen ve davranışlarını etkileyen iki duygu. Allahtan korkmayı ve ondan ummayı belirtir.

Genel anlamda korku (Havf) insanın başına gelmesini istemedigi bir şeye karşı duydugu endişe; UMUT (Recâ) da, elde edilmek istenen şeye karşı kalbin ilgisidir. Her iki durum da gelecege yöneliktir ve insanın tutum ve davranışalrı üzerinde belirleyici bir rol oynar. Bu nedenle Müslümanların temel niteliklerinden birisi korku, digeride Ümittir. Ne varki korkunun insanı ümitsizlige ; Ümidinde kötülükleri önemsiz görmeye götürecek ölçüye ulaşmaması gerekir. İnananlar Allahtan korkmakta oldukları kadar Ondan ümit kesmemeklede yükümlüdürler…

Müslüman İman tohumunu kalbinde ekip onu İbadet ve taat suyu ile suladıktan sonra , kötü huylardan temizlenip sonra ölünceye kadar o tohumun kalp te kalmasını ve magfirete ulaştıracak iyi bir ölüm ile göçmesini Allahtan dilemesine RECÂ denir. Şayet Taat ve İbadetle İman tohumunu beslemez, kötü huylarla kalbi kirletir ve dünya zevkine dalarsa, bundan sonra magfiret-kurtuluş ümidi beklemek ahmaklık ve aldanıştır…

Kuranı Kerimin öngördügü korku(recâ) insanı pasiflige, hareketsizlige itme amacını taşımaz. Tam tersine inanan insanı korkunun nedenlerini ortadan kaldıracak tutum ve davranışlara yöneltmek amacı taşır. Cenabı Allahın gazabına , Cehennem azabına neden olacak hâl ve hareketlerden inanan insanları sakındırır. İnsanları Allahın emirlerine uymaya yönlendirir. Bu yöneliş kişiyi yalnızca korkuya neden olacak hareketlerden uzaklaştırmakla kalmayacak, ona gerçek anlamda iyi ve olgun bir Mümin olmanın yollarını da gösterir.

Böylece korku ile başlayan bu yöneliş baglılık ile sürerek TAKVA ile Müminin ulaşabilecegi en yüksek derecenin de çıgırını açacaktır.

Korku ve Ümit hâli birbirini bütünleyen ve Mümini kemâle- olgunluga götürücü iki niteliktir. İslam âlimleri bu hususu çok iyi anlamışlar Müslümanların sürekli bu iki hâl içerisinde olmasının gerekliligi üzerinde ehemmiyetle-önemle durmuşlardır.

Peygamber efendimiz konu ile ilgili bir Hadisinde mealen şöyle buyuruyor: ** Nefsini hevasına-zevklerine tabii kılıp şehevi arzularının peşinde ömrünü bitirdikten sonra Allahtan CENNETİ isteyen ahmaktır. (Kütübi Sitte)**

Günahlarının çoklugundan Ümitsizlige düşen birisine Hz.Ali (ra) şöyle demiştir: * Allahın Rahmetinden ümidini kesme, Ümitsizlik; Günahlarından çok daha büyüktür. * ve sonra * Gerçek Alim Cemaatini Allahın mekrinden-azabından,korkusundaan emin kılmayıp, Rahmetinden de ümitsizlige düşürmeyen kimse dir.* buyurmuştur.

Biz Müslümanlar dinimizin hükümlerine uyarak Ümitsizlige düşeni ve fazla korkanı bu hâlden kurtarmak için korku ile ümit sebeplerini gündeme getirmemiz icab eder. Kitap ve Sünnet: Korku ile ümidi içerisine almıştır. Çünkü kitap ve Sünnet her çeşit hastalar hakkında şifa sebeplerini de içinde toplamışlardır. Maksat; Peygamber varisi olan Alimlerin her ilacın, her hastalıga şifa oldugunu sanan cahiller gibi degil, mütehassis-uzman doktorlar gibi olmaları lâzımdır…

Bilinmelidirki; Ümit hâli iki şey ile kendisini gösterir.

Birincisi: İBRET ALMAKTIR. Allahu tealanın bizlere sundugu her türlü nimeti düşünürsek kullarını esirgeyen ve bagışlayan, onlara karşı son derece merhametli olup yargılayan, Dünya ve Ahireti idare eden, sayısız nimetleri kuluna bahşeden-sunan Allahu teala yı düşünenler, tefekkür edenler ve bu dogrultu da şuurla hareket edenler her şeyden ibret almak durumundadırlar ve her şeye ibret nazarı ile bakmak zorunda oldugunu bilirler…

İKİNCİSİ: Müslümanların ikinci hâli ise: Ayet,Hadis ve haberleri-rivayetleri okumak, araştırmak ve hayatına bu dogrultuda çeki düzen vermek zornlulugu vardır. Leyl suresinde Rabbimiz: *** İşte ben size alevlendikçe alevlenen bir ateşin tehlikesini haber verdimki ona en bedbaht olandan başkası giremez. O Hakkı yalanlamış İmandan yüz çevirmiştir.*** buyurulmaktadır.

Allahu Tealadan korku bazan onun Zat ve Sıfatlarını bilmek ve bütün Âlemi diledigi anda helâk edip kimse ona engel olamayacagı içindir. Allahu Tealanın azamet sahibi olması dolayısıyla insanlar kendi yaptıgında sorumlu olacagını bildigi nisbette Ona karşı korkusu da çogalırki; * Allahtan en çok korkan Onu en çok bilendir. * sözünün gerçegi ortaya çıkmış olur…

Peygamber efendimiz (sav) bir Hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allahtan kulları içinde ancak Alimler korkar. **

Her şeyde oldugu gibi korkunun da ifrat ve itidal tarafları vardır. Makbul olanı ise itidal derecesindeki korkudur. Bizler Orta yolu takip eden bir Ümmetiz ve her hususta orta yolu takip etmekle emrolunmuşuz. (Vasatan Ümmete) Bu husustada orta yol tercihimizdir. İfrat ve Tefritten yani her türlü aşırılıklardan kaçınan bir inanca sahip oldugumuz için, davranışlarımız da ona göre şekillenmelidir…

Hz. Ali efendimiz (KV) Müslümanlara nasihatlarından birisinde: * Oglum Allahtan öyle kork ki bütün insanların yaptıkları iyiliklerle huzuruna çıkacak olsanda hepsini affedecegini düşün .* buyurmuştur.

Hz. Ömer efendimiz ise şöyle buyuruyor: * Eger desenki bir kişi den başka herkes Cehenneme girecek o bir kişinin ben olmasını ümid ederim. Eger dense ki bir kişi den başka herkes Cennete girecek o kişinin ben olmasından korkarım…* bu güzel tesbitler bizleri hayatımızın akışı içinde tefekküre sevk etmeli ve yaşantımızı her zaman KORKU İLE ÜMİT arasında devam ettirmek durumunda oldugumuz bilincini kalplerimize, gönüllerimize kazımalıdır. İslam alimleri Hayatlarının her anında bu düsturdan kesinlikle kopmamışlardır… Allah onların cümlesinden razı olsun.

Konumuzu iki ayet meali ile neticelendirelim: *** Ey İman edenler, Allahtan korkun, onun elçisine inanınki size rahmetinden iki pay versin, sizin için ışıgında yürüyeceginiz bir NUR yaratsın ve sizi bagışlasın.(El-Hadid suresi.ayet.28.) ***

Ve Zümer suresi,Ayet.53.te Rabbimiz mealen şöyle buyuruyor: *** ALLAHIN RAHMETİNDEN UMUT KESMEYİN. ***

Allah’ım. Bize hakkı ve hakikati öğret. Bize hakkı ve hakikati göster. Bize hakkı ve hakikati yaşat. Bize hakkı ve hakikati sevdir. Bizi hakka ve hakikate baglı olanlardan eyle. Bizleri batıl inançlardan, hurâfelerden, dalaletten, sapıklıktan Tevhid inancıyla bağdaşmayan yanlış inanışlardan ve yanlış yönelişlerden korumuhafaza eyle. Bizleri Ümit ve korku içerisinde yaşayan kulların zümresine dahil eyle Verdigin bunca nimetlere şükreden kulların zümresine dahil eyle. Bizleri gurur, kibir, büyüklenme hastalıgından koru. Bizleri Sıratı müstakimden ayırma. Sen her şeye kadirsin Allahım. Amin…
Sermed Kadir… 21.08.2000

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.