DAVRANIŞ  BOZUKLUĞU…

DAVRANIŞ  BOZUKLUĞU… Anormâl diye nitelendirdiğimiz hareketlerine şahit olduğumuz kişilere, Sen böyle değildin hayrola diye serzenişte bulunduğumuz mutlaka olmuştur. Günümüzün getirmiş olduğu psikolojik sıkıntılar, stres, bedensel ve zihinsel bozukluklar, kendi kendimizi kontrol edememe gibi sinirsel tepkilerimizin başlaması, duyğu ve düşüncelerimizi gerektiği gibi tahlil edememe hassa’mız, ölçü, itidâl ve usul problerinin başlaması genelde davranış bozukluğu tabiriyle izah edilebilecek olumsuz davranışlarımızdandır. Örneğin DOST meclislerimizde, sohbet adâbı içinde, hâlim selim hâllerimizi sürdürürke birden ağzımızdan çıkan sözü tartamama hadisesinde bizi SAÇMALAMA diye uyaranlar, topluma UYUM problemlerimizin olduğunu bir şekilde haber verirler. Davranış bozukluğumuz aynı zamanda RUHİ rahatsızlığımızın başladığının habercisidir diyebiliriz…Sahihi Buhari’de bizlere yol gösteren bir hadiste, Peygamber Efendimiz mealen şöyle buyurmaktadır: **Kul, önemsemeden ve farkına varmadan, Allahın hoşnut olduğu bir söz söyler, bu sebeple Allah onun derecesini yükseltir. Yine kul, dikkat etmeden, Allahın öfkesini gerektiren bir söz söyler de, Allah onu, o kelime nedeniyle cehenneme yuvarlar…**

 

2.  DAVRANIŞ BOZUKLUĞU… Hayatın bilinen normal seyrinde akışı esnasında örneğin TRAFİĞİN yoğun olduğu bir sırada gözümüze çarpan bir olumsuzluk, davranış bozukluğu hadisesini işaretler. Kamyonet şöforü seyir hâlinde Telefon görüşmesi yaparken, siğarasını içmekte ve aynı zamanda Tesbihini sallamakta oluşu bir; beceri, yetenek, maharet ve ustalıktan ziyede bizlere DAVRANIŞ bozukluğu sendromunu hatırlatmaktadır. Birinci sebep olarak CAN güvenliğimiz hem bireysel ve toplumsal olarak tehlikeye atılmaktadır. Trafiği ciddiye almadığımız sonucu yanında kötü örnek teşkil etmemiz, her an endişeyi artırıcı, sinir uçlarıyla oynama rahatlığı, Can ve mal gibi korunması zaruri olan hususlardaki lâkayt tavırlar ise PANİK havasını gitgide artıran DAVRANIŞ bozukluğunun açık bir tezahürüdür diyoruz…Ebu Davud’un bizlere ulaştırdığı hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Allah bana, „alçakgönüllü olmanız, birbirinize karşı büyüklenmemeniz, böylece kimsenin kimseye tecavüz etmemesi,“ hususlarını bildirdi…**

 

3.  DAVRANIŞ BOZUKLUĞU…Hangi perspektiften bakarsak bakalım DAVRANIŞ bozukluğu anında kendini ele veren, insan fıtratına AYKIRI tutum ve uygulama rezilliğidir. Örneğin Karı koca kendi meselelerini ev ortamında çözmek yerine caddeye, sokağa, meydanlara taşırsa, hızını alamayan koca gayet rahat bir şekilde hanımını evire çevire fiziki şiddet uygularsa, çevreden en ufak bir TEPKİ gelmediğinin neticesinde ego’su tavan yapıyorsa bu hadiseyi psikolojik bir vaka olarak adlandırmamız kaçınılmazdır. Uyum problemi yaşayan bir şahsın gece karanlığında içip bütün bir mahalleye konser dinletisi yapma gayreti normal bir hadiseymiş gibi görülemez. Fırsatını bulunca gençliğinin baharında Hırsızlığı kendine yakıştıran birey insanlık onur ve haysiyetini ayaklar aktına alan DAVRANIŞ bozukluğunun girdabına tutulmuş demektir…Ahmed Bin Hanbelin zamanımıza taşıdığı hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: **Bir kimsenin yanında bir mümin alçaltılıp da, ona yardım etmeye gücü yetiyorken yardım etmezse, Allah onu, kıyamet gününde, tüm yaratıkların huzurunda alçaltır…**

 

4.  DAVRANIŞ BOZUKLUĞU… Kardeşlerim, İslam dinine inanan insanlara MÜ’MİN diyoruz. Mü’minler yaratıcının hiç bir canlıyı sebepsiz yaratmadığına da inanırlar. Allah itaat kültürününün bilincini taşıyan AHİRETE inanmış insanlar aklına gelen her melâneti işleme çirkinliğinden mutlaka kaçınırlar. Hesap verme şuurunu içine sindiren bir kişi, Cennet ve Cehennemin lüzumsuz yaratılmadığını düşünür YALAN söylemeyi, ahlaksızlık yapmayı, edepsiz davranış sergilemeyi, İçki içmeyi, Kumar oynamayı, Faiz yemeyi, Toplum düzenini bozucu menfi davranışları, Hile’li alışverişleri, Fuhuş ile anlatılmak istenilen ne varsa her türlü aşırılıkları, insan sağlığıyla oynamayı…velhasılı HARAM olarak bilinen ne varsa yapanların HESAP gününde ilahi adalete sığınacakları gün mutlaka gelecektir. Ayrıca bedensel ve RUHSAL olarak; Paranoid, Şizofren, Sinir yapımızı örseleyici, Dimens, unutkanlık, buhran, depresyon, halusinasyon, mantık dışı hezeyan…gibi her türlü davranış bozukluklarından Rabbimize sığınıyoruz… Tirmizi’nin günümüze ulaştırdığı bir hadiste, Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyurmaktadır: ** Din kardeşinin başına gelene sevinme! Çünkü Allah, onu ondan kurtarır ve senin başına o belayı getirir…** Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…         

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.