DEV  AYNASI…

DEV  AYNASI… İnsanlar Milletvekilliği gibi, Siyasetin en üst kademelerine tırmanınca ne oldum delisi dedikleri konuma düşüyorlar. Kanun, Yasa, Polis, Jandarma artık gerilerde kalıyor; hatta Polise tekme tokat girişenler, *Sen benim kim olduğumu biliyormusun* havaları zannediyorum dokunulmazlık zırhının gücünden geliyor.  Bazıları, Mesleki kariyer açısından sınırları zorlayıp başarı skalasının uçlarına yaklaşınca kendisini Himalaya’larda sanıyor. Kimileri film, dizi, televizyon, TİKTOK derken şöhret basamaklarını çok hızlı çıkınca zatını ulaşılmaz SANATÇI zannedip ayrıcalıklı tavırlarını yine görsel ya da yazılı medyada aşikâr edip KAOS ortamlarında *BEN DE BURDAYIM* diyerek unutulmuşluğun bir bakıma acısını çıkarıyor. En çok okunduğu bir kaç defa gazete sütunlarında yer alan tanınmış yazar; her türlü şaklabanlığı sanki maharetmiş gibi anlatarak; yapmış olduğu kanunsuz, nizamsız tavırlarını pes pâye ortalığa saçıyor. Evet, bu ve buna benzer davranış bozukluklarını büyüklerimiz: *Kendisini DEV AYNASINDA görmek* tabiriyle izah etmişlerdir…Peygamber Efendimiz, Sahihi muslim’de kayıtlı bir hadiste mealen şöyle buyuruyor: **Allah buyuruyor:İzzet ve büyüklük benim elbisemdir. Bu ikisinde her kim benimle çarpışırsa, ona azap edirim…**

 

2.  DEV  AYNASI… Kendini, vazgeçilmez sayan O kadar insan var ki saymakla bitmez. Halbuki Mütevazi olmak insanı daha da yücelten bir davranış şeklidir. Örneğin, bazı insanlar BİLGİ birikimini her fırsatta insanların gözüne sokarcasına AKSİ, TERS, ZIT kavramlarla kafa karışıklığı, bilgi kirliliği çıkarmayı alimliğin bir dalı gibi görürler. Hele hele günümüzde bir kaç kez de televizyon ekranlarında konuşup, esip, gürlediyse O kişi önü alınamaz bir ALLAME havasına bürünür oluyor. Tefsir dersin burun kıvırır, Hadisi inkâr eder, Fıkıh mevzuuna hiç girmez çünkü girerse soytarılığı ortaya çıkacaktır. Mezhebi reddeder, meşrebi tanımaz, Kelâm ilmini Aristo ve Platon…gibi yunan filozoflarıyla doldurma çabasına soyunur. Tasavvuf ilmiyle alâkalı mevzuları zamanımız şaklabanlarından örnek vererek yok sayar, İslam tarihine bakışı zaten sorunludur…Velhasılı olur olmaz yerde sadece ayet meali ezberciliğinden öte bir milim geçemez. Lâkin ağzı güzel lâf yaptığından dolayı UKALA tavırlarını her yerde sergilemekten de çekinmez. Rabbim böylesi kendini DEV AYNASINA yakıştıranlardan bizleri IRAK eylesin… Bizler, KİBİR abidesi İblis’ten kaçıyoruz, İblis’in askerleri ise peşimizi bırakmıyor…

 

3.  DEV AYNASI… Kendini olduğundan farklı görmek ya da göstermek RUHİ bir hastalık çeşididir. Çevremizde O kadar çok RUH hastası var ki; hangi biri ile uğraşacağımız büyük bir muamma…Örneğin, adam genç bir kadını bilmem kaçıncı kat’tan atıyor, intihar süsü verilerek her türlü ceza görmekten kurtuluyor. Artık O zat, herkesin gözünde MAFİA lideriymiş gibi görülmeye başlıyor. İşin garip tarafı aynı şahıs konuşma, aksan, üslup ve tarzını anında değiştiriyor. Suç örgütü liderliği bedenine öyle yapışıyor ki; sanki MUTEBER bir iş insanıyımış gibi; Sedat Peker örneğinde havasından geçilmiyor, kendini DEV AYNASINDA görmeye başlıyor. Aradan daha bir yıl geçmeden aynı usül ve yöntemlerle başka bir genç kızı öldürüyor… bir daha…Bir daha…Bir daha…Cezası çekilmedik suçların sahipliğini yapan insanlar SUÇ işlemekten kesinlikle çekinmedikleri gibi, bu ve benzeri olaylar duyuldukça SUÇA MEYİL artıyor. On’larca kişiyi öldüren, insanlar elini kolunu sallayarak aramızda geziyorlarsa, kendini *DEV AYNASINDA* görmek tabiri CÜCE bir kavram olarak sırıtır düşüncesindeyim… Unutmayalım ADALET, HAK, HUKUK herkese lâzım olan erdemlerin başında gelmektedir…

 

4.  DEV  AYNASI… Kardeşlerim, unutmayalık ki; Büyüklenmek, büyüklük taslamak, ululuk iddia etmek. Kendini başkalarından yüksek görerek başka insanları aşağılamak, gurur ve kibirli olmak…  Şeytana ait olan özelliklerdendir. Rabbimiz, Küfür ve inkârın en önemli sebebinin KİBİR olduğunu beyân etmektedir. Mutlaka her birimizin farklı özellikleri, beceri ve yetenekleri vardır, Rabbimiz her bireye ayrı ayrı güzellikler İHSAN eylemiştir. Eğer bu özelliğimizi FAZİLET yönünde kullanırsak insanlara faydalı oluruz yoksa; dün bir kamyon şöförünün motorsıkletliyi altına aldığı gibi büyüklük sıkıntımız bizleri CANİ ruhlu bir katile yönlendirir. Büyük olmak, modern ve pahalı araçlara binmek, diğer insanlara kızarak onların üzerine sürmeyi gerektirmez. Siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik büyüklük insanları DEV AYNASINDA gördükçe cüceleştirir, insanlığından soyutlar, ayrıştırır, kin ve nefreti artırır. Olduğumuz gibi görünmek, Yalansız, riyâsız hareketler, Samimi ve içten tavırlar bizi birbirimize daha da yaklaştırır, birbirimizi aldatıp kendimizi DEV AYNASINDA görmeyelim…Tirmizi’de kayıtlı bir hadis mealen şöyle: ** Mümin, iyi niyetli olduğu için aldanır, azgın ise, kötü niyetli olduğu için aldatır…** Sallu alâ Rasulina muhamm…

 

Sermedkadir…

 

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.