MUTAFFİFİN SURESİ İNTİZAMI…

MUTAFFİFİN SURESİ İNTİZAMI… İslam Nizamında; alış veriş, maddi ilişkiler ve genel ticari münasebetlerde hakkaniyete uygunluk,*ÖLÇÜ VE TARTI*hususlarında hassas davranış, Çarşı ve Pazar muamelelerinde dürüstlük ilkesi dinimizin bizlere uymamız gereken öğretilerindendir. Rabbimiz bu hususları beyan ederken sadece uyarmakla, ikaz etmekle, tavsiye niteliğiyle değil, adeta alışverişte dürüst davranmayanlara savaş açmıştır. Ticarette hile, düzenbazlık, aldatma yollarına sapanlardan,İnsanlardan bir şey ölçüp alırken, tam alan, onlara bir şeyi ölçüp veya tartarken de eksik veren hilekârların vay haline buyurarak ta büyük tehlikeyi işaret etmiştir.  Mutaffifin Suresi gibi Mekki yani Mekke’de inen sureler; daha çok akideye ait genel prensiplere yer verirken, bu surede muamelatı ilgilendiren *TİCARET* konusuna el atılması, bu yeni dinin sosyal ve ekonomik alanda Medine döneminde gerçekleştireceği intizama bir başlanğıçtır diyebiliriz… Rabbimiz Mutaffifin Suresi ilk dört ayetinde mealen şöyle buyurmaktadır: ***Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar. Onlar düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler…***

 

2.  MUTAFFİFİN  SURESİ  İNTİZAMI… Bilindiği gibi Sosyal hayatın bozulduğu, İnsanların sapıklıkta ZİRVE yaptığı, Ahlaki, edebi, kültürel yapının çürüdüğü bir zamanda Allahu terala, Peygamberi vasıtasıyla ISLAH için İslam nizamını indirmiştir. Mekke ortamındaki bu ERKEN UYARI İslam dininin karakterini, kaidesini, sistemini ve yaşanan hayat ile sosyal olayları düzenleyen nizam ve intizamını da ortaya koymaktadır. İlahi olan bu sistemin yapısında sosyal ilişkiler ve hayatın realiteleri köklü, engin ahlaki temeller üzerinde kurulmuştur. Bu nedenle İslam dini sosyal hayatın dizginini ele geçirerek kendi görüşüne uyğun bir sistemi yerleştirmeye başlamadan önce bu apaçık zulme ve ilişkilerdeki ahlaki sapıklığa karşı rahatsızlığını açıkça ortaya koymuştur. Hilekâr, hain ve düzenbaz olan bu gruba karşı ciddi yankılar uyandıran savaş ve tehdit çağrısını yapmıştır. Bu zulmün öncüleri O günlerde Mekke’nin efendi konumunda olanlar idi,Tehdit bu suçu işleyen bütün insanlığı kapsamaktadır… Rabbimiz Mutaffifin suresi ayet. 5-11. de mealen şöyle buyurmaktadır:***Büyük bir günde  Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır. Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn’de olmaktır. Siccîn nedir,bilir misin? O günahkârların yazısı Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır. O gün vay haline yalancıların! Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar…

 

3.  MUTAFFİFİN  SURESİ  İNTİZAMI… Aynı zamanımızda; Ekonomik, Sosyal, Kültürel ve Askeri sahada dünyanın jandarmalığını yapan İRİ devlet’ler gibi Mekke devrinde de, Otorite sahibi insanlar vardı.Putperest inanç sistemi yolu ile insanların ruhları ve duyguları üzerinde hakimiyet kurdukları gibi onların ekonomik ve ticari hayatları üzerinde de bir hegemonya kurmuşlardı. İstedikleri gibi AT oynatmakta serbest idiler, kayıt altına alacak, onları durduracak, frenleyecek bir mercii yoktu. Tam O zamanlarda İslam dini NAZİL oldu. İslam aldatmaya karşı ve insanların hayatına egemen kılınan çirkin uygulamalara karşı sesini yükseltti. Malın ve rızkın tüccarlığını yapan faizci ve tekelci büyükler tarafından sömürülen halk kitlelerinin yanında yer aldı. Bütün bu imkanları ile birlikte toplumu çeşitli kuruntularla kendilerine boyun eğdirmeye çalışanların karşısında yer aldı. islam kendi özünden ve ilahi olan sisteminden kaynaklanan bu haykırışı ile sömürülen kitleler için bir uyarıcı oldu. Onlar için hiçbir zaman uyuşturan bir afyon olmadı…Rabbimiz Mutaffifin Suresi ayet. 12-17. be mealen şöyle buyuruyor: *** Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar. Böyle birine âyetlerimiz okununca „Eskilerin masalları“ derdi.  Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir. Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O’nu görmekten) mahrum kalmışlardır. Sonra onlar cehenneme girerler. Sonra onlara: „İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur“ denilir…***

 

4.  MUTAFFİFİN  SURESİ  İNTİZAMI… Kardeşlerim, İslam dininin çıkışı sırasında Mekke’de yasayan müşrik toplum, gücü ve nüfuzunu kullanarak halka istediği gibi baskı yapmakta, alırken fazlasıyla almakta, satarken eksik vermekteydiler. Bunlar kervanlarıyla kışın Yemene, yazın Şama giderek Hicaza mal sevk ediyor ve büyük servetlere sahip bulunuyorlardı. Medine’ye hicret edilince, orada da Yahudi tüccarları ticaret hilelerinde becerikli idiler. Ashabı kiram ticaret konularına İslâmî bir yaklaşımla el atınca, dürüst bir ticaret başladı. Piyasada güven sağladılar. Ekonomi ve para gücü giderek onların eline geçti. Artık ayet ve hadislerle yapılan yeni ekonomik düzenlemelerde, hilekarların güç kazanmasına imkan verilmemiştir. Hayatını İLAHİ nizama göre şekilendirenlere CENNET vaad edilmiştir. Cennete girince mü’minler iki kere sevinip gülecekler. Birincisi cehennemden kurtuldukları için, ikincisi de cenneti kazandıkları içindir. Kâfirler de iki kere üzülecekler, iki kere kahrolacaklar.Birincisi Cehennemi boyladıklarından, ikincisi de cenneti kaybettiklerindendir… Rabbimiz Mutaffifin suresi ayet.22. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** İyiler kesinkes cennettedir…*** Allaha İTAAT eden TAKVA sahibi mü’minlere ne büyük bir müjde elhamdulillahi Rabbel âlemiyyn… Sallu alâ Rasulina muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.