FETANET  NUR’U…

FETANET  NUR’U… Allahu Teala tarafından seçilmiş insanlar olan, Peygamberlerin BEŞ sıfatı olduğu bilinen bir gerçektir. Bunlar Sıdk yani doğruluk, Emanet, İsmet, Tebliğ ve FETANET sıfatlarıdır.  Peygamberler akıllı, zeki ve kuvvetli REY sahibi olan kimselerdir. Akıl noksanlığı, ahmaklık veya herhangi bir hastalık sebebiyle kavrama güçlerinin zaafa uğraması gibi hallerden münezzehtirler. Zira; heva ve heveslerine kapılarak Allahû Teâla’ya karşı isyana yeltenen KAFİR toplumların bütün iddialarını ortadan kaldırmakla görevlendirilmişlerdir, dosdoğru tebliğ için bu husus zaruridir. Bilindiği gibi Allahu Teala, Adem Aleyhiselam’dan Peygamber Efendimize kadar (sav), insanların sapkınlığa meylettikleri, Sıratı müstâkimde ayrıldıkları, hidayetten koptukları her zaman diliminde Peygamber göndermiştir. Muhtelif zamanlarda gönderilen bu peygamberler kendi topluluklarını Allahu tealanın yoluna, hidayete, TEVHİD inancına davet etmişlerdir…Rabbimiz A’raf Suresi ayet. 35. te mealen şöyle buyurmaktadır:***Ey Âdemoğulları. Size içinizden peygamberler gelip âyetlerimi anlattıklarında, kim Allah’tan korkar ve kendini düzeltirse, işte onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de…***

 

2.  FETANET  NUR’U… Zamanımızda olduğu gibi; önceki devirlerde de ilmi kendinden menkul bazı ukala tipler her şeyi bilme gibi kibir, gurur ve büyüklenme sarhoşluğu içindeydiler. Allahu Tealanın EMİR VE yasaklarını insanlara bildirme yani Emanet ve TEBLİĞ gibi önemli bir RİSALET görevini yerine getirme durumunda olan peygamberler de, böylesi inkârcı insanlarla muhatap olmuşlardır. Peygamberler Allahu Tealanın izniyle, mutlaka çok zeki, akıllı, muhakeme kabiliyeti en üstün, düşünme yeteneği en yüksek kişilerden seçilmişlerdir. Peygamberler kendilerine gelen her soruya Allahu Tealanın lütfuyla en güzel, doyurucu, mükemmel cevabı vermişlerdir. Peygamberler FETANET sıfatlarının gereği olarak içinde bulunduğu toplumu hakikati ifadesi olan Hidayet yolunu en güzel şekilde İZAH ederek doyurucu BİLGİ vererek aydınlatmış, hiç bir soruyu cevapsız bırakmamış, zihinlerde en ufak bir tereddüde meydan vermemişlerdir…Sıratı Müstâkimi tercih eden Mü’minlerin karşısında; İnkârcılar yine de sapkınlık yapmışlardır…Rabbimiz Zariyat suresi ayet. 52. de mealen şöyle buyurmaktadır:***Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: „Bir sihirbazdır veya bir delidir.“ dediler…*** Rabbim, bizleri inkâr edenlerden IRAK eylesin…

 

3.  FETANET NUR’U Hak ve BATIL mücadelesi kıyamete kadar sürecektir. Allaha, Rasulüne, Meleklere, Kitaplara, Öldükten sonra dirilişe, Hayır ve Şerrin Allahtan geldiğine Kadere inanan mü’minler olduğu gibi bu sayılan itikadi hakikatlere ,inanmayan, ZIT hareket eden, karşı cenahı yani İblisi savunan ve Kainatta her şeyin DÜNYA ile sınırlı olduğuna inanan münkir’lerde olacaktır. doğru yolu bırakıp sapıtan, dünyevî bir takım İSYAN peşinde koşarak O’NA sarılan, maddî, manevi azgın ve sapık düşüncelerini bir şekilde savunacak şeytani  topluluklar mücadele şeklini sürdüreceklerdir. Sosyal, Siyasi, Kültürel ve Ekonomik üstünlüğün sarhoşluğu ile Peygamberlerle zıtlaşan, çekişen, kendini DEV aynasında görenleri Mukaddes kitabımızda da okuyoruz… Bakara Suresi ayet. 258. meali şöyle:***Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim’le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, ona: „Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür.“ dediği zaman: „Ben de diriltir ve öldürürüm.“ demişti. İbrahim: „Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir!“ deyince o inkâr eden herif şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez…***

 

4.  FETANET NUR’U… Kardeşlerim, Şurası bir gerçektir ki; Peygamberler her zaman diliminde, her çağ’da, her devirde İçinde bulunduğu toplumun düşünce ve akıl seviyelerine göre onları ikna etme, yanlış inançlarını düzeltme, münazaraya girenleri tutarlı ve mantıklı cevaplarla susturma ve en önemlisi MUCİZE ile desteklenme gibi güzellik ve özellikli RİSALET göreviyle gönderilmişlerdir. Bilindiği gibi MUCİZE kavramı yalnız Peygamberlere HAS bir olaydır. Fetanet sahibi, akıllı, zeki, üstün ilmi üstünlükle donanımlı, Peygamberlere inanmayanlar mucize beklemişlerdir. Üstün muhakeme yeteneğine, olağanüstü düşünme gücüne, her hâliyle en uyanık olan kimseye inanmayan kafirler, MUCİZE gösterince de inanmamışlar kendi inadi küfürlerini sürdürmüşlerdir… Rabbimiz İbrahim Suresi ayet. 4. te mealen şöyle buyurmaktadır:*** Biz, her peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara apaçık anlatsın. Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. O her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir…*** Rabbim, bizleri; Emanete riayet eden, Sadık, Tebiği hakkıyla yerine getiren, günah kirinden arınmış, FETANET sahibi Peygamberleri önder ve örnek edinen mü’minlerle bir ve beraber eylesin… Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…    

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.