GÖSTERE GÖSTERE YAPILANLAR…

GÖSTERE GÖSTERE YAPILANLAR… Bazı ALENİ davranış şekilleri vardır ki; İbadet gibi görünse de yapılması hoş karşılanmamıştır. İnsanlar SOSYAL hayatta birbirlerini korumak, gözetmek ve birbirleriyle olan münasebetlerinde desteklenmeyi arzu ederler. Koruma, gözetme, himaye ve destekleme belli bir USÜL çerçevesi içerisinde yapılmalıdır yoksa iyilik yaptığımızı zannettiğimiz kişiyi RENCİDE etme söz konusudur. Ölçülü, itidalli, ifrat ve tefrite sapmadan yapılan uygulamalar değer ifade eder inancındayız. Yeme, içme, giyim kuşam, ev ve işyerlerini TEFRİŞ, vasıta ve harcama yönüyle insanların gözlerine sokarcasına aşırı israfı da beraberinde getiren fiili uygulamalarıyla görgüsüzlük diye ifade edebileceğimiz konuma düşebilirler…Rabbimiz Bakara surasi ayet. 264. te mealen şöyle buyurmaktadır. *** Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez…***Ölçülü olmaya ğayret sarfedelim…

 

2.  GÖSTERE GÖSTERE YAPILANLAR… Allaha ve Ahiret gününe inanan insanlar mutlaka HESAP gününü düşünerek hayatlarını ona göre dizayn eder, düzen verirler. Mallarrını, evlerini, mobilya, araba, en iyisinden cep telefonu, evinin dışındaki mekanlarda karın doyurup sosyal medyada İFŞA alışkanlığı, giyim kuşamdaki MODA takipçiliğinin ve MARKA alışkanlığının gözlere sokarcasına aleniyete dökülmesi…bu ve buna benzer hareketin müntesipleri ayetlerden anlaşıldığı kadarıyla yaptıkla­rının karşılığını kesin­likle Allahu Teala katında bulamayacaklardır. Çünkü bunlar bu yaptıklarını Allah için yapmamışlardır. Gösteriş, Menfaat ve RİYÂ için yapmışlardır. Savaş meydanında da olsa, kahraman desinler diye Riya ve gösteriş için yapılan amellerin bir değerinin olmadığını anlıyoruz. İnsanlara karşı böbürlenmek, gösteriş merakıyla kendini kaybetmek, şatafat, debdebe, alayiş ile hayat sürdürüp topluma ifşa etmek en azından MÂKUL bir davranış şekli değildir… Rabbimiz Enfal suresi ayet. 47. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve insanları Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkanlar KAFİRLER gibi olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır…*** Rabbim, bizleri her konuda haddini bilenlerden eylesin…

 

3.  GÖSTERE GÖSTERE YAPILANLAR… Eğer bazı insanlar gösteriş merakı hastalığının pençesine düşmüşlerse; mutlaka kendilerini bir şekilde öne çıkarma çabası, ğayretiyle hareket ederler. Burada öne çıkan en önemli gösterge *BAK BEN DE VARIM* çabasının insanlara bir türlü yansıtılma isteğidir. Peygamber Efendimiz (sav) kurulan panayırlarda insanlara iyi, güzel, doğru olanı, Allahın emirlerini anlatırken bazı DİN düşmanı zenginler akabinde kalbi İslama meyletmiş insanları; şarkıcı, çalgı, çengi, eğlence ve zevk unsurlarıyla çadırlara dalıp insanları eğlendirerek; Allah yolundan saptıran, engelleyen, yeme içme, uyutma politikalarını işletmişlerdir. Şayet bu taktik tutmazsa; insanları sindirmişler, korkutmuşlar, otoriter yüzlerini göstermişler, gözdağı verme yöntemlerini kullanmışlardır. İnsanlara *HAVA ATMA* taktiği metod olarak çok eskilere dayanan bir yöntemdir… Rabbimiz, Nisa Suresi ayet. 38. de mealen şöyle buyurmaktadır:***Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını, insanlara GÖSTERİŞ için sarfedenler de ahirette azaba dûçâr olurlar. Şeytan bir kimseye arkadaş olursa, ne kötü bir arkadaştır o…*** Rabbim, bizleri Feraset ehli mü’minlerle bir ve beraber eylesin…

 

4.  GÖSTERE GÖSTERE  YAPILANLAR… Kardeşlerim, Amellerini sadece GÖSTERİŞ olsun diye yapanlar aslında İP’E un serme yöntemiyle hareket ediyorlar. Bu tür taktik’ler belki kısa vade’de bekledikleri pohpohlanmayı sağlayacaktır lâkin elleri sonunda boş kalacağı için FUZULİ bir çaba mesabesindedir. Rabbimiz gösteriş olsun diye infakta bulunan ya da infakını baş ka­kıncı yapan insanların durumunu anlatırken bir örnek veri­yor; Sert bir kayalık arazi düşünün ki, yağan yağmurlar üzerin­den kolayca akıp gitmektedir. Bu sert arazinin üzerinde in­cecik bir toprak tabakası var ve siz bunun üzerine bir şeyler eki­yorsunuz. O ektiğinizi korumaya ve yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Tohum çıkıyor, fi­lizleniyor, dışarıdan tohum filizlenip dal budak saldı diye bakıp bakıp seviniyorsunuz. Sonra bardaktan boşanır­casına bir YAĞMUR yağmaya başlıyor. Ve yağan yağmur selleri o kayalığın üzerindeki o incecik top­rak katmanını üzerindeki filizlerle beraber söküp silip süpürüyor. So­nunda çekilen tüm zahmetler tüm emekler, harcanan tüm mesailer bir anda yok olup gidiyor…Olduğumuz gibi, abartısız SADE bir hayat tarzı hayrımıza olacaktır inşaallah… Ebu Davud’un zamanımıza aktardığı hadis mealen şöyle:**Duymuyor musunuz? SADE giyinmek îmandandır…**Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.