İNSAN  HAKLARI İHLÂLİ…

İNSAN  HAKLARI İHLÂLİ… Günümüzün en önemli meselelerinin başında inanıyorum ki; İnsan hakları ihlâlleri gelmektedir. Adalet kavramının olması gerektiği gibi işletilememesi bu ihlâli tetikleyen yeğane unsurdur belkide. Aslında İnsan haklarının en iyi korunması ve gözetilmesi için tabir caiz ise her türlü önlemler alınmıştır. Örneğin, 1948. yılında İnsan hakları evrensel beyânnamesi imzalanalı. 73. yıl olmuştur. Başlangıcından sonuna kadar maddelere bakıldığında İnsanların kendilerini her yönden emniyette hissetmeleri gerekir ama ne yazık ki yazılı metinler İMZA veren devletler tarafından çoğu kere ya unutulmuş ya YOK sayılmış veya yanlış anlaşılmıştır. Eğer öyle olmasaydı; bazı Avrupa devletleri, Afrikadan getirilen siyahi çocukları KAFES içerisinde Hayvanlar gibi sergileyip TEŞHİR etmezlerdi… Şu andaki durum ne yazık ki; ISLAH etme yönüne değil, daha da bozuk bir adalet sisteminin çarkları arasında insanlık harcanmaktadır…Bakara Suresi ayet.204. mealen şöyledir:*** İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana SAMİMİ OLDUĞUNA Allah’ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır…***

  

2.  İNSAN  HAKLARI İHLÂLİ… İnsanlar genelde RAHAT, huzurlu ve Asude bir hayat yaşamayı arzu ederler. Fesat, bozgunculuk gibi kavramlar ise uykumuzu kaçıran İNSAN hakları ihlâllerinin en rezil olanıdır. Fesadın yaygın görünüşü, insan hakları ihlâllerinin çıkmaz sokağıdır diyebiliriz. Günümüzde bu ve benzeri türleri, kan dökücülük, sömürü ve tahakküm ilişkileri biçiminde kendini göstermekte huzurumuzu berhava etmektedir. Bir toplumda bozgunculara engel olunamaması ve bozguncuların sayısının artması, bu toplumu ayakta tutan sosyal düzenin bozulması, işlerin çığırından çıkması, toplumsal hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmemesi ve kargaşa, KAOS ortamının hâkim olması demektir. Kanun ve YASA hazırlayıp, ADİL karar vermekten kaçınan idareci, yönetici, HAKİM zihniyet bu vebâlin altında kalacaktır… Rabbimiz, Nahl suresi ayet. 61. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde HİÇ BİR CANLI bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler…***

 

3.  İNSAN  HAKLARI İHLÂLİ… Yönetici ve politik seçkinler, toplumlarında kötülüğü ve fesadı bitirmeye SÖZ verselerde ne yazık ki; daha da yaygınlaşmasına ÇANAK tutmaktadırlar. Bu tip yöneticiler Allahu Tealadan ve Allahın kullarından korkmayan fütursuz insanlardır. Yapmış oldukları yasalarla;daha ANNE karnındayken kürtaj’la çocuklarının hayatlarına kıyan veya oğlan kız demeden tüm çocuklarının ebedî hayatlarını öldüren modern câhiliyyenin ortak tavrı yaşama hakkına tecavüzdür. Bu da, TEMEL insan haklarının en başlarında gelen canın korunmasını ihlâldir ve fesadın en büyüklerindendir. Doğmamış çocuğun katilleri, doğan çocukların hayatını karartmak için ellerinden geleni arkalarına koymuyor; Binlerce sene öncesi Firavun ve yandaşlarının suçu Musa Aleyhiselama yüklettikleri gibi; kendi suçlarının cezasını ISLAH etme çabasındaki insanlara yükletmeyi marifet bilmektedirler…Hem suçlu hem güçlü…Rabbimiz Araf Suresi ayet.102. de mealen şöyle buyurmaktadır:*** Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu YOLDAN ÇIKMIŞ bulduk…***

 

4.  İNSAN  HAKLARI İHLÂLİ… Kardeşlerim,Ömer Efendimizin;*Adalet mülkün temelidir.*sözünden itibaren alimlerimiz bir yerde ADALET varsa devlet vardır kanaatini ortaya koymuşlar, VATAN kavramını Adalet ilkesine göre değerlendirmişlerdir. Avrupa insan hakları sözleşmesi, 1950.Yılında kabul edilse de ne yazık ki;her zaman güçlü taraf haklı, altta kalanın ise canı çıkmıştır, Bosna hersekte, Kosova’da yaşananlar unutulmayacak kadar zulüm içerse de hesap verecek mercii bulunamamıştır. Özgürlük, insan hakları, ifade özgürlüğü, yaşam hakkı her ne ise;İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya gibi…öncelikli toplumların uhdesine verilmiş, Libya, Cezayir, Hindistan, Sumatra, Filipinler, Irak, Suriye…gibi ülkeler halkıyla birlikte yerle YEKSAN edilmişlerdir. Afrika kıtası yüzyıllarca sömürülmüş, çöle dönen KITA insanı şişme botlarıyla italya sahillerinde denizi boylarken Medeni Avrupa sadece seyretmiştir…Maide Suresi ayet.32.mealen şöyle:***…Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın HAKSIZ YERE bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur…***İHLÂL eden, İHYÂ olmayacaktır…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.