AYETEL KÜRSİ…

AYETEL KÜRSİ… Allahu Tealanın Kuranı Kerimde derece bakımından zat ve sıfatlarından bahsettiği için ayertlerin en büyüğü olduğuna inandığımız*AYET EL KÜRSİ*hemen her gün en fazla okunması yönüyle ve yine hadisi şeriflere baktığımızda; *Ayetel kürsiyi akşamleyin okuyana sabaha kadar şeytan yaklaşamaz.*inancıyla en çok bağlandığımız ayetlerin başında gelir. Allahu Tealanın yüce ismini içinde barındıran bu mübarek Ayeti kerimeyi okuyan bir müslüman ON YEDİ defa Allahu Tealayı zikretmiş olur. Şükürler olsun ki; Müslümanların büyük bir ekseriyeti AYET EL KÜRSİ diye bilinen Bakara Suresinin 255. Ayetini ezberinden okuyabilmekte ve her kıldığımız NAMAZ bitiminde okumayı da da güzel bir adet haline getirmiş bulunmaktayız. Allahu Tealadan başka yaratan, yaşatan, ve yönetenin olmadığını, O canlıla­ra can veren Rabbimizin HAY yani diri olduğunu, herşeyin varlığının ona bağımlı olduğunu, tabiat kanunlarını koyan ve o kanunlara göre yönetenin KAYYUM olan Allah Celle ve alâ olduğunu söylüyoruz…Tirmizi’de kayıtlı hadis mealen şöyledir:**Her şeyin bir şerefi var. Kur’anı Kerim’in şerefesi de Bakara suresidir.Bu surede bir ayet vardır ki, Kur’an ayetlerinin efendisidir: AYETEL KÜRSİ…**

 

2.  AYETEL KÜRSİ… Evet göklerin ve yeryüzünün mülkünün Allahu Tealanın olduğunu bu Ayeti kerimeden öğreniyoruz. Kainatta ne varsa Allah’ın olunca, gök­lerde ve yerde olanların tamamı Allah’ın olunca elbette göklerde ve yerde söz sahibi, kanun sahibi, egemenlik, hakimiyet sahibi de Allah olur. Bir mülkün bir varlığa izâfesi demek o mülkte o varlığın söz sahibi olduğunu KABUL etmek demektir. Bizler ayeti kerimeyi her okuyuşumuzda büyük bir teslimiyetle diyoruz ki; Sen her şeylere kadirsin Allahım, Gökleri, Yeryüzünü sen yarattın. Bizi ve şu anda sahip olduğumuz her şeyi sen yarattın. Sen büyüksün, âziz’sin, âli’sin, yüce’sin, Rahman ve Rahimsin, yaratan ve yaşatansın…Bizler, Allahu Tealanın varlığının kendinden olduğuna inanıyoruz. Rabbimiz, yarattıklarının hiç birisine  muhtaç değildir. Asıl yaratılan biz­ler, Allahu Tealanın havasına, suyuna, yiyeceklerine muhtacız. Ama o hiçbirşeye muhtaç değildir diyoruz. Ayetel KÜRSİ’Yİ okudukça bu inancımız pekişmekte, kuvvet bulmakta, gönlümüz İMAN aşkıyla dolmaktadır elhamdulillah…

 

3.  AYETEL KÜRSİ… Allahu Teala, insanların yaptıklarını da yapacaklarını da mutlaka en iyi bilendir. Ayetel Kürsiyi okudukça Rabbimizin geçmişi gelece­ği bildiğine, bizim için gayb ya da nice olaylarıyla meçhul olan DÜNYA ve AHİRETİ de bildiğine göre yaşantımızda daha dikkatli, kontrollü hareket etmemiz icab etmektedir düşüncesindeyiz. Bizlere ŞAH damarımızdan daha yakın olan Rabbimiz hayatımızın her saniyesini aynı zamanda İKİ MELEK sorumluluğunda KAYIT altına almaktadır. Kendi bilgilerimizi O kadar da fazla önemsemeyelim; Unutmayalım, bizim bilgilerimiz Rabbimizin dilediği kadardır. Zatı ve sıfatları hakkında­ki bilgimiz, Cennet ve Cehennem hakkındaki bilgilerimizde O’nun bildirdiği kadardır. Keşif, icat, buluş diye öğündüğümüz güzelliklerimiz de Rabbimizin dilemesi ile olan âmeller bütünlüğümüzdür. Mutlulukla gezip, neşe duyduğumuz her yerde Allah’ın hakimiyetini görmek bizim için saadettir. Çiçekler  Allahın izniyle açmış, böcekler Rabbimizin emriyle uçmuş, kuşlar onun verdiği kanatlarla onun mülkünde uçmuş. Ve bizler de böyle bir mekanda sağlık, sıhhat içinde ayaklarımız üzerinde yürüyor, Rabbimizin verdiği göz’lerle görüyor sonsuz şükürler ediyoruz…

 

4.  AYETEL KÜRSİ… Kardeşlerim, Rabbimiz buyuruyor ki:***O’nun Kürsisi gökleri ve yeri kuşatmıştır…*** KÜRSİ; dilimizde koltuk olarak terceme edilir. Koltuk otoriteyi temsil eder. Örneğin, Devlet başkanlığı kol­tuğuna oturmak demek ülke yönetimini ele almak demektir. Ancak in­sanların koltuğu ve otoritesi ülkeden büyük değil, O bölge ile sınırlıdır. Otoritesi de belli bir zaman dilimiyle sınırlıdır. Ayrıca Tefsirlere baktığımızda; KÜRSİ; ilim demektir. KÜRSİ saltanat demektir. KÜRSİ kudret ve mülk demektir. Bir de KÜRSİ Allah’ın yarattığı bir âlemdir ki yedi kat se­mayı çepeçevre KAİNATI kuşatmıştır. Göklerde ve yerde ne varsa tüm varlıklar bu kürsü’nün sahibinindir. Yaratılmışlar ona hiçbir zarar veremezler. Hakimiyetine asla ve katiyyen MÂNİ olamazlarr. En zengin olanlarımız belki de yüzlerce ev, arsa tapusunu şahsına çıkaranlar GEÇİCİ mülk sahipliği yapmaktadırlar. Dünyamızı değiştiğimizde taularımız da değişecektir. Örneğin, bir zamanlar İstanbula Konstantin sahiplik yaparken, Fatih Sultan Mehmed gelip İstanbulu fethetmiş, ancak bu muhteşem ŞEHİR Fatih’ede kalmamıştır. Asıl MÜLKÜN sahibinin Allahu Teala olduğunu da bu ayetlerden öğreniyor öylece inanıyoruz…Sallu alâ Rasulina Muhamm…

 

Sermedkadir…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.