Alay Etmek, Lakap Takmak

Ebedi hayat mektebimiz Kuranı Kerimde mealen şöyle buyuruluyor: *** Ey Mü’minler bir topluluk, bir toplulugu alaya almasın. Belkide onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi kendinizi ayıplamayın. Ve birbirinizi kötü lakapla çagırmayın. Ne kötü ad dır İMAN dan sonra fasıklık. Ki,m Allahın yasak ettigi şeylerden tevbe etmezse onlar zalimlerin taa kendileridir. Hucurat suresi. ayet.11.***

Alay: Bir şeyle veya bir kişiyle eglenmek, İnsanları hafife almak, tahkir etmek, başkasının kusur ve noksanlarını söz, işaret veya yazı ile teşhir etmek, toplumda küçük düşürme hareketleri manalarını içerisinde taşır.(Şamil islam ansiklopedisi)

Alay etmek: küçük düşürücü ve güldürücü harekletlerle birisinin ayıp ve kusurlarını açıga çıkarmak, o kişiyi eglenceye almak diye de tanımlarız. Bu durum ister söz ile , ister hareketlerle veya imâ yollu da olsa alay etme kavramı içerisine girer…

Baş tarafa aldıgımız ayeti kerime Müminlere ne sevimli bir nida ile sesleniyor: EY MÜ’MİNLER. Bu güzel seslenişte erkeklerle, erkeklerin alay etmemesini bildiriyor. Olabilirki Allah katında alay ettikleri şimdiki tabirlerle dalga geçtikleri, kendilerinden daha hayırlıdır.

İnanıyoruzki; İslam cemaati bir bütündür, bir bütünlük arzeder. Müslümanlarrın Haysiyet ve şerefi de birbirlerinin haysiyet ve şerefleri demektir. İslam dininin hayata sundugu ideal cemiyet nizamı Yüce bir EDEP ve ÂHLAKA sahip bir nizamdır. İslam nizamında her ferdin haysiyeti vardır. Ve o haysiyete kesinlikle dokunulamaz…

İslam Cemaatinde; Ferdin haysiyeti bütün bir cemiyetin haysiyetidir. Gerek erkekler, gerekse kadınlar kendilerini dış görünüşlerine göre ölçmemelidirler. Çünkü dış görünüşler insanların ölçülebilecegi gerçek degerler degildir. Daha başka degerler vardırki; Onları da Allah bilir. Cenabı Allah (cc) Kullarını bizim bilemedigimiz degerlere göre degerlendirir de İnsanlar kesinlikle bu durumun farkına varamazlar.

Bir zengin kişi , Fakir olan birisiyle alay etmiş olabilir, Gücü kuvveti yerinde olan birisi, güçsüz birisiyle alay eder, Normal konumda olan insanlar, anormal insanlarla alay ederler. Her hangi bir işte maharetli olan elinden iş gelen birisi, şapşal , sakar birisiyle alay eder. Çok zeki , akıllı olan birisi, aptal, budala birisiyle alay eder. Çok çocugu olan birisi, hiç çocugu olmayan birisiyle alay eder.

Akrabaları ,aşireti kalabalık olan , garip , kimsesiz birisiyle alay eder. Sima olarak çok güzel yüzlü birisi, görünüşte çok çirkin birisiyle alay eder. Genç delikanlılar, yaşlılarla alay ederler, Eli kolu, azaları saglam olan birisi, yaratılıştan sakat birisiyle alay edebilir… Ve bu örnekleri daha da çogaltabiliriz.

Öncelikle şunu unutmamamız gerekirki; Bütün bu saydıgımız hususlar ve benzeri hâller içinde yaşadıgımız yeryüzünün degerleridir. Bu saydıgımız eksikliklerde ve, haslet gibi gördügümüz degerler, Allahın ölçüsünde kesinlikle yeri olmayan degerlerdir. İnsanlar aslında çok aciz yaratıklardır. Kendilerini bazı anlarda gücün zirvesinde gören yapıya sahip olanlar aslında acizligin, numunesidir ama bilemez.

Örnegin Beynindeki kılcal damarlardan birisi görevini yapmasa o anda insanların başına âmel olan sakat biri olur çıkar. Gözün görme , kulagın işitme burnun koklama duyusundan daha yeterince haberdar olamayan, inceliklerini gün geçtikçe kavramaya çalışan insanlar aslında acizdirler ve HADDİNİ bilmeleri lâzımdır…

İnsan haysiyetini, Şerefini lekeleyecek hareketlerin başında ALAY ETMEK gelir. Fertlerin manevi hayatının temelini oluşturan IRZ, ŞEREF, HAYSİYET,NAMUS,ONUR duyguları her halukârda lekelenemez. Bu yönüyle İslam dininde her ferdin dokunulmazlıgı vardır.

İslam dini , Kardeşlik baglarını korumak gayesiyle Alay etmesi kesinlikle yasaklamıştır- Allaha ve Ahiret gününe inanan bir Müslümanın , insanları alaya alması , eglence ve nükte konusu yapması yanlış şeylerdir.

Her ne şekilde olursa olsun , başkalarıyla eglenmek, onu istemedigi küçük düşürücü bir isimle çagırmak, Ahlâki bakımdan da çok kötü bir husustur. Çünkü bu hareket, insanın kolayca unutamayacagı ızdırap veren bir yara gibidirir. Yaraları kaşımak bakan ya da kaşıyan için zevk unsuru olabilir ama sahibini derinden yaralar…

Alay eden insanların alay ettigi kimsenin yanında gururlanması ayrı bir tehlike oldugu gibi , Alay edilen eger din kardeşiyse , bir İnanan insanı incitmesi ona üzüntü vermesi de ne sebeple olursa olsun, bagışlanacak bir hareket degildir. İslam dininde bir başkalarına karşı kibirlenmek haram oldugu gibi Müslümanlara ve bütün insanlara eziyet etmek te haramdır.

En basit bir yaklaşımla dahi olaya deginsek şu mevzuyu gündeme getirmemiz kaçınılmazdır: Alay eden ile alay edilen şahıslar birbirlerine nefretle bakarlar bu nefret zamanla düşmanlıga dönüşür. Bu husus ta fertler arasında olması gereken kardeşlik bagını bozar, parçalar, zamanla bu ferdi hareketten bütün toplum zarar görür…

Alay etme duygusu insanlarda, kendini farklı görmeyle başlayan bir hastalıktır. Bu şahıs daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayar. Ve zamanla o şahsa tepeden bakar. Neticede bir şekilde bu hissini alay ederek dışına vurur. Toplumun içindeki bazı kişileri hor ve hakir görmek zaman içinde daha tehlikeli sonuç olan GURUR VE KİBİR hastalıgını başlatır. Gurur ve kibir de İBLİSİN, ŞEYTANIN karakteridir.

Akıllı insan bu tür hastalıklara kendisini kaptırmadan bütün insanlıga karşı mütevazi, sevecen, alçakgönüllü hâlini takınıp herkese öylece yaklaşmalıdır. İnanıyorumki; bir insan ne kadar mütevazi olursa toplumun içinde o derece itibar sahibi olur.Atalarımız ne güzel söylemiş: * Sen kendini yüceltme, seni başkaları yüceltsin* diye.

Özetleyecek olursak eglence ve alaya almak insanlara eziyet verdigi zaman haramdır. Haram dan başka da bir müslüman için, işin en korkunç hâli, En vahim derece, Haddi aşmanın son kertesi, Sonu olmayan düşüş. Haramlarla iç içe oluş ise Hayvanlardan daha aşagılarda olma hâlidir. Allah (cc) bizleri Haramlara yaklaşmaktan ve Ateşten korusun.

LÂKAP TAKMAK MESELESİ…

Alay etme ve Ayıpları ortaya dökmenin yanısıra , İnsanların hoşuna gitmeyecek ve onlada bir çeşit alay etme ve ayıplama hissi bırakacak olan kötü LAKAPLARLA çagırma da aynı şekilde tehlikeli ve Müslümana yakışmayanbir harekettir.

LAKAP: Mana olarak Övmeyi veya yermeyi belirten bir isim veya vasıftır. Bir Müslümanın diger bir Müslümana , onun hoşlanmayacagı tarz da hitap etmesi, onu o şekilde çagırması kesinlikle dogru degildir, Yasaklanmıştır.

Bir Müslümanın Diger Müslüman üzerindeki haklarından birisi de, onu toplum nazarında küçük düşürecek ve hoşuna gitmeyecek kötü lakaplarla çagırmamasıdır.

Peygamber efendimiz (sav) cahiliye devrinde takılan lakap ve isimlerden bazılarını degiştirmiş, Kendi ASHABINI-arkadaşlarını küçük düşürecek veya horlayıcı nitelikte olanlardan rahatsızlık duymuştur.Ve ABDUŞŞEMS- GÜNEŞİN KULU ismi yada lakabı ABDULLAH- ALLAHIN KULU olmuştur. İyi olan lakaplara ise Müslümanlar nazarındada hoş karşılanmış, oldugu gibi bırakılmıştır.

Tanınan bir lakapla çagırmakta bir zarar yoktur. Mesela Halid bin Velide SEYFULLAH-ALLAHIN KILICI gibi veya Hazreti Ali efendimize ALLAHIN ARSLANI gibi Hazreti Ömer efendimize ÖMERUL FARUK- HAKKI BATILDAN AYIRICI ÖMER…gibi lakaplarda bir zarar yoktur. Bu misaller iyi olan lakaplar sınıfındadır.

Ama benim köyümde oldugu gibi, Cinni, şeytanlı,müzevirli lakaplara Müslümanlar kesinlikle rencide edilmemelidir. Hoş olmayan lakapları en kısa yoldan unutturmaya çalışacagız. Dilimize böyle lakapları dolamayacagız. Ve en kısa zamanda olanlarında unutulmasını saglayacagız İnşaallah.

Allah’ın (cc) razı olmadığı hiçbir sözün değeri yoktur. Dil, bir anlaşma vasıtasıdır. Kullanmasını bilmeyenleri felakete sürüklemesi mümkündür. Sahihi Muslimde geçen bir Hadisi Şerifle konumuzu baglayalım . Allah Rasulü (sav) mealen şöyle buyuruyor: ** Bir insan; manasını düşünmeden bir söz söyleyiverir ki, o yüzden cehennemin şarkıyla garbı-(Dogu ile batısı) arasındaki mesafeden daha uzak bir yerine düşer.**

Allahim. Ellerimizi, ayaklarımızı, gözlerimizi, kulaklarımızı, ağzımızı, kalbimizi, ruhumuzu, duygularımızı, nefsimizi Senin rahmetine yönlendir. Bütün azalarımızı senin RIZANA yönlendir. İslâmiyetin dogru yaşanması hususunda bizlere yardım et. Kulaklarımızı Kur’ân’ın vahyi ile doldur. Kalbimizi Peygamber Efendimiz’in (sav) sünnet-i seniyyesi ile olgunlaştır. Bizi hak olana yönlendir, Bizi Sana yönlendir. Bizim günahlarımızı bağışla. Sen her şeye kadirsin Allahım… Amin…

Sermed Kadir…11.02.2002

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.