Batılılaşma Kompleksi

BATILILAŞMA  KOMPLEKSİ… Kendi toplumunu, kendi insanını, kültürel çizgisini, dini inancını, giyim kuşam tarzını, yeme içme adabını basite alan; Aşağılık kompleksinin getirmiş olduğu şahsiyetsizliği bir başka toplumda arama ğayretleri kişide genelde batılılaşma arzusunu doğuran sebeplerdir diye bakıyoruz. Batılılaşma deyince anladığımız; genel olarak, Batı medeniyetini veya batılı milletleri taklit etime, onlara benzeme hareketi anlaşılır.Türk toplumunda Batılılaşma, garblılaşma, avrupalı gibi yaşama, modernleşme, as­rîleşme, çağdaşlaşma tarz, stil ve tavırları eğilim olarak 1830. Yıllarında Nizamı Cedid askeri yenilikleri adı altında, Tanzimat ile başlamış, 1856. Yıllarında Islahat hareketleriyle hızlandırılmış, 1876. Meşrutiyet ile idari ve siyasi sistem etkilenmiş, 1908. ve nihayetinde 1924. yıllarından sonra batılıların bütün kurum ve kuruluşlarıyla son şeklini almış, 1930. yıllarından itibaren sosyal, siyasi, askeri, kültürel ve dini anlamda dahi  batılılaşma hareketleri tamamiyle ülke gündeminin merkezine oturmuştur…Maide Suresi ayet. 51. mealen şöyle:***Ey iman edenler. Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar birbirinin tarafını tutarlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez…***

BATILILAŞMA  KOMPLEKSİ… Neredeyse 200. Yıllık bir süreci kapsayan Batılılaşma kompleksi; sadece Türk insanın değil, Bütün İslâm dünyası ile birlikte; Rus­ya, Japonya, Hindistan, Çin ve giderek bütün Batı Avrupa ile Amerika Birleşik Devletleri dışında kalan dünya ülkelerinin hepsinin meselesi olmuştur. Önce Batı Avrupa sonradan Amerika birleşik devletlerinin başta sanayii ve teknolojinin çok büyük ilerleme kaydetmesi, dünyanın geride kalan ülkelerini batılılaşma adına ilgilendirmiş İdari, siyasî, sosyal, kültürel sistemini olduğu gibi aktarma ya da birebir iktibas etmeye dayanan fikirler ve uygulamaların tamamı bu kavramın çerçevesine girer hâle gelmiştir. Batılılaşma adına değişim gösteren ülkeler, Batı Avrupa ve Amerikanın güdümüne girmişler hatta okullarında başta ingilizce olmak üzere Fransızca ve almancayı zorunlu ders olarak okutmaya başlamışlardır… A’raf Suresi ayet. 3.mealen şöyle:***Rabbinizden size indirilene Kur’ana uyun. O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.***Bundan daha güzel bir ikaz yapılabilirmi, tabii anlayana…

BATILILAŞMA  KOMPLEKSİ… Bilhassa On beşinci yüzyıldan itibaren büyük coğrafi keşiflerle ve yeni teknolojilerin uygulanmasıy­la sanayileşme alanında üstün bir konuma sahip olan du. Batı sömürgeciliğinin boyutları coğrafî keşiflerle olduğu kadar, sana­yileşmenin gelişmesiyle de genişledi ve sonun­da bütün dünyayı etkisi altına aldı. 18.yüzyıl-dan beri bütün dünya batının tesiri ya da ta­hakkümü altına girdi. Batı üstün teknolojisiy­le kendi dışındaki ülkeleri sömürüye yöneldi. Çeşitli ölçülerde batı sömürüsünün etki ala­nında bulunan ülkeler, toplumlar batıya karşı mücadele etmek için de batıya benzemek, onun iktisadî, siyasî, sosyal sistemini benimse­mek gerektiği fikrine sahip oldular. Bu benze­yiş gerçekleştikçe, batının sömürme usulleri değişerek, fakat daha etkili biçimde, bu ülke­ler ve topluluklar üzerinde sürdü. Beyin yıkama usülleriyle bütün benliğimizi esareti altına alıp asimile eden, Batılılaşma kompleksi bütün hızıyla etkisini devam ettirmektedir… Nesai’nin bizlere ulaştırdığı hadis mealen şöyle:**Cumartesi ve pazar günleri müşriklerin bayram günleridir. Ben onlara muhalefet etmek isterim…**Muhammed Ümmeti olma vasfımız ne yazık ki;Batılıların gölgesinde hayatiyetini sürdürüyor…

BATILILAŞMA  KOMPLEKSİ… Kardeşlerim, Batılılaşma kompleksi sadece belli bir kesimi değil toplumun bütününü kapsamı altına almıştır şöyle ki; Bazı kesim sadece teknolojik ilerlemeyi, sanayii gelişmeleri, bilim alanında kaydedilen icat, buluş, bilim yönüne ait olanların alınmasını savunmuş,  aydın olma özelliğini her platformda vurgulayan bazıları ise; kayıtsız şartsız batılılaşmayı benimsemiş, Batı toplumunun bir bütün olduğunu, dolayısıyla bütünüyle batıya benzememiz gerektiğini dillendirmişlerdir. Mesela bu grunbun en ucunda bulunan Doktor Abdullah Cevdet diye birisi; 1925. Yılında Türk kav­min kan ve beden olarak da batılılaşması tezi­ni savunmaya kadar tezlerini savunmuş, Avrupa toplumundan getirilecek KAN, Türk insanına katıştırılsın ya da Avrupadan tabir caizse damızlık erkekler getirilsin tezini ortaya koymuş bir kişiliktir… Batılılaşma kompleksi Türk toplumuna mukaddesatını unutturacak kadar uçuk kaçık sistem önerisi getirirken bunlardan; Laiklik, parlamenter sistem, demokratikleşme gibi idari tarzlar birebir uygulanmıştır…Batılılaşma kompleksi en ağır travmayı dini ve kültürel sahada yaşatmıştır…Heysemi’nin zamanımıza taşıdığı hadis mealen şöyle:** Kim bir kavmi severse, Allah Teâlâ onu onların arasında haşreder…** Sallu alâ Rasulia Muhammed…

Sermedkadir

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.