PARTİ VE POLİTİKA…

PARTİ VE POLİTİKA… Baştan ifade edeyim; Ömrüm boyunca hiç bir partinin kapısından içeri girmedim. Hiç bir partiyi kendime payanda edinmedim. Son zamanlarda özelden çok sorular olsa da; Parti hususunda görüş beyân edecek insanların en sonuncusuyum diyebilirim. Mutlaka kendi görüş, fikir ve düşünceleriyle sevdiğim, benimsediğim, dost bildiğim şahıslar olmuştur. Örneğin; 1968. Yılllarında Milliyetçi Türk Talebeler Birliği (MTTB) Kayseri Şubesi kurulunca uğrak yerim olmuştu.  Böylece Ülkücü gençliğin, Dinimiz bir, Allahımız bir, Kitabımız bir…Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar müslümanız söylemleri, Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlâk ve fazileti gibi düşünce ve inanç birliği Ülkücü camia içerisinde, 1982. Yıllarına kadar yurt dışında faaliyetlerimin özetini teşkil etti. Örneğin rahmetli Kâmil Tanrıkulu ile beraber 9. Işık doğrultusunda faaliyet yürütenlerle beraberdim. Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Abdurrahim Karakoç, Muhsin Yazıcıoğlu, Musa Serdar Çelebi, Ali Batman…gibi kardeşlerimle fikir ve gönül birlikteliğim oldu. Partili ya da partici bir zırhın içerisine bürünmemeye gayret ettim…Aynı şu anda olduğu gibi…

PARTİ VE POLİTİKA… Türkiye’de başlayan sağ sol çatışmalarında; Yurt dışında olduğumdan dolayı şükürler olsun ömrümde hiç bir fiili çatışma içine girmedim. Binlerce gönül dostu kardeşimin acı kaybı büyük üzüntü kaynağımdır. İstisnasız Ülke insanının üzerinden dozer gibi geçen acımasız ve halâ travması devam eden 12. Eylül darbesi sonunda İslami çalışmalara, dinimi sağlam kaynaklardan öğrenmeye, sadece Kur’an ve sünneti seniyye doğrultusunda bir hayat yaşamaya azmettim. Bu konuda uzun yıllar beraber olduğum ve ilmi birliktelik yaşadığım, Rahmetli Cemaleddin Kaplan hocaefendiden akabinde, Yusuf Kerimoğlu hocaefendiden…İmani, İtikadi, Siyasi, Sosyal, Kültürel… alanda faydalandım. Benim hayatım özelde sadece beni ilgilendirdiğinden dolayı; Bu günüme gelene kadar da Parti, Politika faaliyetlerinden ve Partili ya da Particilerden uzak durmaya gayret ettim. Bu arada her kimden gelirse gelsin güzel olan çalışmaları, hizmetleri Ülkem için yapılan güzellikleri takdirle karşılamayı dinimin emri olarak telakki ettim…Aciz bir kul olduğum gerçeğini hiç bir zaman unutmadım..

PARTİ VE POLİTİKA… İslami öğretimin özünü teşkil eden Kelimeyi şehadet ve Kelimeyi Tevhid doğrultusunda bir ömür tüketmek tek arzumdur. Kıyamete kadar hak ve batıl mücadelesinin süreceği inancı imani bir tavır hayat nizamımı oluştururken; ötekileşenlere, farklı iman sahiplerine, saplantılı fikri sabitlere, komunizm, taraftarlarına, Ateisti savunanlara, din düşmanlarına, Kur’an ve Sünneti seniyye cahillerine, gayrı milli kültürel oluşum tutkunlarına, Anasına, Atasına, Soyuna, Sopuna, Osmanlı sülalesine küfür kusan edepsizlere… saygı duyacak kadar mezhebim geniş olmadığını da burada ifade etme zaruretine inanıyorum. Günlük kısır Politika en çok rahatsızlık duyduğum sohbet konusudur. Bu tür tartışmayı kesinlikle başlatan taraf olmam; lâkin başlatan muhatabıma düşüncelerimi açıkça ifade etmekten de çekinmem. Parti benim inancımda; böler, parçalar, ayrıştırır, vahdeti, birliği, bütünlüğü, kardeş olmayı engelleyici sistem silahıdır. Ömrümde hiç kimseyle fiili çatışmaya girmedim, dinime sataşmadığı müddetçe bundan sonra da girmeyi düşünmüyorum…Acizane inanç, fikir ve düşüncelerim yalnız şahsımı bağlamaktadır…

PARTİ VE POLİTİKA…Kardeşlerim, bir kişinin kendisinden bahsetmesi kadar zor olan anlatımı bu bir sayfalık yazıda ifade etmem eksik kalır. Zorunlu bir açıklama olmasaydı yine de yazmazdım. Hakarete, kişiyi rencide’ye, kasten aşağılamaya, bile bile iftiraya, mukaddesata taan cüretine varmadığı müddetçe her türlü fikri mülahazaların rahatça konuşulması düşüncesindeyim. Münazara tekniğini bilen insanlara her zaman ihtiyacımız var, ömrümüz oldukça öğrenme limitimiz dolmayacaktır, lâkin söz münakaşa ortamına kaydırıldı mı; işin rengi değişmekte, eğitici, öğretici, talim etmeye yönlendirici, sohbet adabını zenginleştiren, öğüt, nasihat iklimine yabancı tepeden bakarak buyurgan hâller hiç kimseye fayda sağlamayacak ancak polemik çirkinliğini zenginleştirecektir. O yüzden ben ile başlayan her cümlenin kibir deposu olduğuna, biz ile başlayan söz güzelliğinin mütevaziliği barındırdığına inananlardanım. *Bu benim partimden değil işe yaramazmış* derken; İslami geçmişimizi göz önüne getirmemiz, farklılığımızı beyân ederken adâb, erkân, usül kavramlarını düşünmemiz bizleri itidalli söz dizelerine sevk edecektir inancını ifade ediyorum. İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi; Görelim mevla neyler, neylerse güzel eyler… Sallu ala Rasulina Muhammed…

Sermedkadir…            

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.