DİLENCİLİK VE CİMRİLİK HASTALIĞI…

DİLENCİLİK VE CİMRİLİK HASTALIĞI… Müşahade ettiğim kadarıyla, zamanımızın en büyük tehlikelerinden birisi dilencilği meslek hâline getiren insanların sadaka verme taraftarı olan, hayır ve hasenat işlemek isteyenleri bu tutumlarından vaz geçirme hâlleridir diyebiliriz. Bedenen sağlam, genç, ya da dış görünüş itibârıyla hiç bir eksikliği olmadığına kanaat getirdiğimiz; kadın erkek, çocuk dilencilik avına çıkan şahıslar; belli meydan, bulvar, cadde, sokak, camii kapısı, hastahane önü, dört yol ağzındaki trafik lambaları… gibi yerlerde dilencilik mesleğini icra etmektedirler. Neredeyse sadaka kültürünü tersine çeviren bu insanlara maddi yardım yapmaya korkar hâle gelmemiz boşuna değildir. İyi giyimli, düzgün konuşan hanımefendi ve beyefendi birisi yanınıza gelip yardım tâlep edince tanımadığınız için müşkil durunda kalabilirsiniz yardım etseniz bir türlü, etmeseniz *sorumlu olurmuyum* acaba duygusu mesuliyetimizi artırmaktadır. Onun için lütfen çevrenizde bildiğiniz, tanıdığınız ya da tanıdığına güvendiğiniz insanların aracılığı ile sadaka kültürümüzü devam ettirmeye çalışmamız en doğru yöntem diye inananlardanım…Âli İmran Suresi ayet. 17. Mealen şöyle:*** Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah’tan bağış dileyenler içindir…***

DİLENCİLİK VE CİMRİLİK HASTALIĞI… Dilencilik mesleğini icra edenlerin bilhassa büyük şehirlerdeki sayılarının artması ayrıca toplum yapısınında psikolojik olarak bozulmasına, verilen sadakanın hiç olmadık insanlara gittiğini gördüklerinde kendilerini amiyane tabirle enayi yerine konulduğunu hissetmeleri ayrı bir çıkmazdır. İhtiyacı olan birisinin ihtiyacını gidermemek müslümanlar için büyük bir vebâl’dir. Elinde avucunda olup ta paylaşımdan kaçınmak aynı zamanda cimrilik hastalığını da gündeme getirir.Cimri, harcanması gereken malı sarf etmekten kaçınan, para ve malı çok sevdiğinden dolayı, başkasına bir şey vermekten çekinen kimsedir. İmam Gazâlî’ye göre cimrinin tarifi, Allahu Tealanın verdiği malı, yaratılış gayesi için harcamaktan kaçınarak elde tutan kimsedir. Cimri, Türkçemizde çeşitli ifadelerle anılır örneğin, eli sıkı, eli dar, aç gözlü, tamâhkâr, kısnık, nekes, bahil, hasis, pinti, katûr, hodbin yani yalnız kendisini düşünen kimse denildiği gibi… Rabbimiz Nisa Suresi ayet. 114. te mealen şöyle buyurmaktadır:*** Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyenin fısıldaşması müstesna. Kim Allah’ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz…***  

DİLENCİLİK VE CİMRİLİK HASTALIĞI… Elinde olan malı harcanması gereken yerde harcamaktan, sarfetmekten kaçınmak, para ve malı çok sevdiginden dolayı, başkasına bir şey vermekten çekinmek, sadece kendi şahsını düşünerek servet hastalığına tutulmak, dinimizin reddettiği olumsuz davranışların başında gelir. Kur’anı Kerimde hemen Namaz ibadetinden sonra, Zekat ibadeti beraberce beyân edilmektedir. Dilenciliği meslek edinen, toplum vicdanını yaralayan kişilerin hileli tutumları kadar, Cimrilik hastalığına tutulupta çevresini, yakınlarını, muhtaç olanı unutan kişiler de büyük bir vebâlin içindedirler. Sadece servet edinme tutkusuyla karşılıksız harcama ve hayır yapmaktan kaçınan cimrilik hastalığına tutulmuş birisi dînin, vicdânın ve insanlığın vermeyi emrettiği yerde, vermeyen ve zamanla da kâlbi katılaşan kimsedir. Cimri, dinin ve örfün harcamayı gerekli gördüğü malı, gereken yerlerde harcamaktan kaçındığından dolayı varlığı ile yokluğu belirsiz olan kişidir…İbrahim Suresi ayet. 31. mealen şöyle:***İman eden kullarıma söyle:Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah için gizli – açık harcasınlar…***

DİLENCİLİK VE CİMRİLİK HASTALIĞI… Kardeşlerim, biz müslümanlar vasat ümmet olma yolunda orta yolu, doğru bildiğimiz sıratı müstakimi takip etmekle yükümlüyüz, faaliyetlerimizi her alanda sürdürme gayesine inananan insanlarız. İfrat ve Tefrit hastalığından mümkün olduğu kadar kendimizi korumamız icabeder.  Etrafımızda, çevremizde yaşayan insanlardan kopuk bir hayat yaşamak İslam inancına gönül vermiş din kardeşlerimize kesinlikle yakışmaz düşüncesindeyiz. Müslüman her konuda uyanık olması gerektiği gibi; Zekat, Fitre, Sadaka sair yardımlar konusunda da duyarlı olmanın yollarını araştırmalıdır. Yüzsüzlüğü sanat hâline getirmiş, her hâliyle ar damarı çatlamışlara, sahtekârlara değil;  herhangi birisinden istemeyi hayâ edinen, zor durumda olsa da edebine yakıştıramayıp yardım tâlep etmekten utanan kişileri aramak, araştırmak, bulmak o kadar zor olmasa gerek. Cimrilik hastalığını yenmeye gayret edelim. Yardımlaşma kültürümüzü yerinde ve zamanında ayakta tutalım, yardımlarımızı, muhatabımızı rencide etmeden usulünce yerine ulaştıralım…Sevgi ve dostluğu ayakta tutmaya gayret edelim. Bu konuda sadece Allahın rızasına nail olmayı amaç edinelim…Sallu alâ Rasulina Muhammed…

Sermedkadir…  

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht.